YEŞİL GAZETE
İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, şube binasında düzenlediği basın toplantısıyla “2010 – 2019 Yılları Arası İşkence ve Kötü Muamele Raporunu” açıkladı.
İşkencenin tüm Türkiye’ye yayıldığını belirten İHD, son 10 yılda 690 kişinin kolluk görevlileri, infaz koruma memurları başta olmak üzere kamu görevlilerinden işkence gördüğü iddiasıyla İHD’ye başvurduğunu söyledi.
‘İşkence şekil değiştiriyor’
Raporun giriş kısmında işkencenin şekil değiştirerek yayıldığının vurgulandığı raporun giriş kısmında ”Günümüzde şiddet olayları 90’lı yılları aratmayacak sıklıkta gerçekleşse de, yöntemsel olarak birçok açıdan değişiklikler de söz konusudur” denildi.
İşkencenin kişinin özel bilgilerini teşhir eden, hayatın olağan akışını bozan, ciddi ekonomik ve ruhsal baskı yaratan, kayıt dışı gözaltı fiziki takip, tehdit ve taciz gibi yöntemlere dönüştüğü söylenen metinde “İşkence ve kötü muamelenin bugün tüm Türkiye şehirlerine yayılmış olduğu açık bir gerçektir” ifadeleri kullanıldı.
97 kadın, 592 erkek başvurdu
Raporda son 10 yılda gerçekleşen işkence başvurularıyla ilgili özetle şu bilgiler paylaşıldı:
- Başvurucularımızdan 97’si kadın 592’si ise erkek. Toplam başvuran sayısından 36’sı, 18 yaşından küçük olup, 29 başvurucuysa 50 yaş üzerinde. 10 yıl içerisinde derneğimize yapılan tüm başvuru kategorileri arasında işkence ve kötü muamele yani fiziksel şiddete dayalı başvurularının oranı yüzde 19,5
- Kadın başvurucuların en fazla başvuru yaptıkları yıllar; 30 başvuruyla 2019, 18 başvuruyla 2018 yılları olarak göze çarpıyor.
En çok infaz koruma memurları işkence ediyor
- Derneğimiz on yıllık verilerine göre fiziksel şiddeti en fazla ve en yaygın biçimde kullanan kamu görevlileri sırasıyla infaz koruma memurları yüzde 45, polisler yüzde 39, jandarma yüzde 10 ve korucular yüzde 1 şeklinde. Bu sıralamada özellikle infaz koruma memuru (324) ve polis şiddeti (280) çok net biçimde göze çarpıyor.
- Fiziksel şiddetin uygulandığı iddia edilen mekan sıralamasındaysa ilk sırada 335 başvuruyla cezaevleri geliyor. Başvuruların yüzde 47’si işkence ve kötü muamelenin gerçekleştiği yer olarak cezaevlerini gösterdi. 2010-2015 arasındaki ilk altı yılda, hapishanelerden derneğimize fiziksel şiddet içerikli başvuru sayısı toplam 118 iken, 2016-2019 arasındaki dört yılda bu sayı 217 olarak kayıtlara geçti.
Gözaltında işkence en fazla 2019 yılında
- 690 başvurucu arasından 168’i sokak ortasında kolluk görevlilerince darp, kaba dayak, fiziksel şiddete maruz kaldığını belirtti. Bu alanda en az başvuru 6 ile 2016 yılı, en çok başvuruysa 23 başvuruyla 2014 yılı oldu.
- Gözaltına alınırken işkence ve kötü muameleye uğradığı iddiasıyla yapılan başvurusu sayısı, 2019 yılında en yüksek rakamlara ulaşmıştır. Bu rakam son 10 yılın en yüksek rakamıdır. Polisin fail olduğu iddiasıyla derneğimize son on yılda en fazla başvurunun yapıldığı yıl 2019 yılı olarak kayıtlara geçmiştir. 2019 yılında başvuru sayısı 56’ya ulaşmış, onu takip eden yıl 38 başvuruyla 2011 yılı olmuştur.
En az başvuru 2010
- Failin asker olarak belirtildiği vakalara ilişkin başvurunun en fazla olduğu yıl 17 başvuru ile 2017 yılı olmuş, 2011 ve 2015 yıllarında ise şubemize bu yönlü herhangi bir başvuru yapılmadı.
- Fiziksel şiddet mağdurları tarafından derneğimize yapılan başvuruların en az olduğu yıl ise 2010 yılı olarak görülmektedir. Özellikle bu yıl içerisinde iktidar yetkililerinin toplum karşısında kullandığı dilin görece daha yumuşak, makul ve barışçıl olması; kamu görevlileri tarafından uygulanan fiziksel şiddet vakalarının diğer yıllara nazaran daha az sayıda olmasını izah edebilecek etmenlerden biri olarak değerlendirilebilir.
‘Cezasızlığa son verilsin’
Raporun talepler bölümünde ise işkence iddialarına karşı etkin soruşturma yapılması çağrısı yapıldı. İşkencenin azaltılması için şu taleplerde bulunuldu:
- İşkencecilere karşı açılan soruşturmalar etkin bir şekilde yürütülmeli, işkencede cezasızlığa son verilmelidir.
- Hükümet belli kademelerinde görev alan yetkililer tarafından sarf edilen ve işkencenin artmasına neden olan söylemlerden vazgeçilmeli, işkencecilerin yargı kararıyla korunması ve aklanmaya çalışılması uygulamasına son verilmelidir.
‘Zamanaşımı uygulaması sonlansın’
- BM İşkenceye Karşı Sözleşmeye Ek İhtiyari protokolün (OPCAT) gereği Türkiye tarafından yerine getirilmeli gözaltı birimleriyle, cezaevleri, bağımsız heyetlerin denetimine açık hale getirilmelidir.
- İşkence mağdurlarının iç dünyalarında maruz kaldıkları travmanın etkilerinin giderilmesi amacıyla mağdurlar rehabilite programlarına dâhil edilmeli ve kendilerine psikolojik destek sağlanmalıdır.
- İşkencecilerin yargılandığı dosyalarda zamanaşımı uygulamasına son verilmeli, işkenceciler hak ettikleri cezalarla cezalandırılmalıdır.