Araştırma: 30''lu ve 40''lı yaşlarda uyku düzeninin bozulması ileride hafıza sorunlarına yol açabilir

EURONEWS

Araştırmacılar, orta yaşlarda uykusu en çok bölünen kişilerin, uykusu en az bölünenlere kıyasla bilişsel sorun yaşama ihtimalinin iki kattan fazla olduğunu tespit etti.

ABD'de yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, uykusu bölünen 30'lu ve 40'lı yaşlardaki kişilerin yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde hafıza ve düşünme sorunları yaşama olasılığı daha yüksek olabilir.

Araştırmacılar orta yaşlarda tekrarlayan kısa uyku kesintilerinin 11 yıl sonra daha kötü bilişsel işlevle bağlantılı olduğunu kaydetti.

Bununla birlikte, daha kötü bilişsel işlev ile uyku süresi veya uyku kalitesi arasında bir ilişki bulunamadı.

Araştırmacılar, "Bulgularımız, uyku kalitesi ve biliş arasındaki ilişkinin orta yaş gibi erken bir dönemde belirgin hale gelebileceğini düşündürmektedir" diye yazdı.

Amerikan Nöroloji Akademisi'nin tıp dergisi Neurology'de yayımlanan çalışma 10 yıldan fazla bir süre boyunca takip edilen 500'den fazla katılımcıyı içeriyor.

Katılımcıların yarısından fazlası kadın ve yaklaşık yüzde 44'ü siyahtı; yaş ortalaması 40'tı ve ortalama altı saat uyuyorlardı. Ortalamaları hesaplamak için bir yıl arayla iki kez art arda üç gün boyunca bilek monitörü taktılar.

Ayrıca uykularını bir günlükte rapor ettiler, bir uyku kalitesi anketi doldurdular ve hafıza ve düşünme testleri yaptılar.

Euronews Next'e konuşan San Francisco'daki California Üniversitesi'nde psikiyatri doçenti ve çalışmanın yazarı Yue Leng, "Önceki çalışmaların çoğu yaşamın son dönemlerinde uyku bozuklukları ve bilişsel bozulma arasındaki ilişkiyi inceledi. Bu çalışma, uyku kalitesi ve biliş arasındaki ilişkinin orta yaş gibi erken bir dönemde belirgin hale gelebileceğini öne süren ilk çalışma." dedi.

Leng, uyku süresinden ziyade uyku bölünmesinin "orta yaşlı erkek ve kadınlar arasında daha kötü biliş ile ilişkili olduğunu" kaydetti. 

Bu da "uyku kalitesinin orta yaşlarda bile bilişsel sağlık için önemli olduğu" anlamına geliyor.

Uyku bölünmesi, hareket halinde geçirilen zaman ile hareketsiz geçirilen zamanın toplamına dayalı olarak uyku sırasındaki huzursuzluk olarak tanımlanıyor. 

"Uyku bölünmesi, Alzheimer ile bağlantılı"

Araştırmacılar, yaş, cinsiyet, ırk ve eğitim gibi faktörleri dikkate aldıktan sonra, uykusu en çok bölünen kişilerin, uykusu en az bölünenlere kıyasla bilişsel sorun yaşama ihtimalinin iki kattan fazla olduğunu tespit etti.

Leng, yaptığı ayrı bir açıklamada, "Alzheimer hastalığının belirtilerinin, semptomlar başlamadan birkaç on yıl önce beyinde birikmeye başladığı göz önüne alındığında, uyku ve biliş arasındaki bağlantıyı yaşamın erken dönemlerinde anlamanın, uyku sorunlarının hastalık için bir risk faktörü olarak rolünü anlamak açısından kritik önem taşıdığına" dikkat çekti.

Birçok çalışma, uyku bozukluklarının yaşlı yetişkinlerde bilişsel sorun riskinin artmasıyla bağlantılı olabileceğini ortaya koydu. Sleep dergisinde 2013 yılında yayınlanan bir çalışma, yaşlı yetişkinlerde uyku bölünmesini Alzheimer hastalığı ile ilişkilendirdi. 

Araştırmacılar daha önce, uyku süresini, örneğin gecede beş ila altı saatten az uyumayı, yaşlı yetişkinlerde demans riskiyle ilişkilendirmişti.

Bu son çalışmanın araştırmacıları, orta yaştaki uyku bozukluklarının menopoz gibi fizyolojik süreçlerden veya iş stresi gibi psikososyal faktörlerden kaynaklanabileceğini belirtti. 

Leng, "Yaşamın farklı aşamalarında uyku bozuklukları ve biliş arasındaki bağlantıyı değerlendirmek ve uykunun bilişle daha güçlü bir şekilde ilişkili olduğu kritik yaşam dönemlerinin var olup olmadığını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Gelecekte yapılacak çalışmalar, yaşamın ilerleyen dönemlerinde Alzheimer hastalığının önlenmesi için yeni fırsatlar yaratabilir" dedi.

Araştırmacılar, "orta yaşta biliş üzerine hem objektif hem de sübjektif uyku, hem süre hem

de kalite konusunda" araştırma eksikliği olduğunu da kaydetti.


Tarih: 05.01.2024 Okunma: 221