İdlib'in de stratejik öneme sahip Serakib ilçesinin kontrolünün muhaliflerin eline geçtiği belirtiliyor.
Suriye'de sekiz yıl aradan sonra 27 Kasım sabahı erken saatlerde Halep ilinin batı kırsalında bir şok saldırısı başlatan muhalif militanların, Beşar Esad hükümeti güçleriyle çatışmaları sürüyor.
O zamandan beri Halep'in batı kırsalından merkeze doğru ilerleyen militanlar, yol boyunca onlarca köy ve kasabanın kontrolünü ele geçirirken, 29 Kasım gecesi Halep'in merkezi de dahil olmak üzere büyük kısmını aldıklarını ileri sürdü.
Aynı zamanda İdlib'in de stratejik öneme sahip Serakib ilçesinin kontrolünün muhaliflerin eline geçtiği belirtiliyor. Esad güçleri, Şam-Halep bağlantısını sağlayan M4 karayolu ile Lazkiye'den Halep'e uzanan M5 karayolunun birleştiği noktada yer alan ilçeden çekilme kararı aldı.
Muhalifler, bu kilit noktayı alarak, Suriye yönetiminin lojistiğini engellemeyi ve önceki saldırılarda kaybedilen toprakları geri almayı amaçlıyor. Anadolu Ajansı'na göre muhalif militanlar şu anda Halep ve İdlib'de yaklaşık 70 yeri kontrol ediyor.
Halep'i hangi grup ele geçiriyor?
Halep, 2016'da Suriye hükümet güçlerinin Rusya, İran ve müttefiklerinin desteğiyle zorlu bir harekata girişmesinin ardından muhalifleri doğu mahallelerinden çıkarmasından bu yana çatışmaya sahne olmamıştı.
Bu haftaki çatışmalar, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif grupların son yıllardaki en büyük ilerlemesi oldu. Aynı zamanda hükümet güçlerinin daha önce muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri ele geçirdiği 2020'den bu yana Kuzeybatı Suriye'deki en yoğun çatışma niteliğinde.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Birleşmiş Milletler (BM), Halep saldırısını yöneten HTŞ'yi uzun zamandır terör örgütü olarak tanımlıyor.
HTŞ'nin lideri Ebu Muhammed Golani, 2011'de başlayan Suriye savaşının ilk aylarında El Kaide'nin Suriye kolu olan El Nusra cephesinin lideriydi.
IŞİD’in lideri Ebu Bekir El Bağdadi'ye yakınlığıyla bilinen Golani, El Nusra'nın IŞİD'e bağlanmasını kabul etmemişti. Daha sonra 2015'te Rusya-İran-Türkiye arasında yapılan Astana görüşmelerinden faydalanarak El Kaide ve IŞİD’den tamamen kopmuş, İdlib’de kendi emirliğini kurmuştu.
2017’de diğer silahlı gruplarla birleşerek gücünü artıran örgüt, İdlib'in kontrolünü ele geçirmişti. Golani burada ekonomik ve siyasi bir düzen kurmaya çalışırken, bölgedeki bazı aşırılıkçı gruplara da baskı yapmış ve giderek kendisini diğer dinlerin koruyucusu olarak göstermeye çalışmıştı. Buna geçen yıl İdlib şehrinde yıllar sonra yapılan ilk Hristiyan ayinine izin verilmesi de dahil.
AP haber ajansına konuşan araştırmacı Aaron Zelin, Golani ve HTŞ'nin son yıllarda kendini yeniden inşa etmeye çalıştığını, bölgelerinde sivil yönetimi ve askeri eylemi teşvik etmeye odaklandığını belirtiyor.
HTŞ artık daha iyi silahlara mı sahip?
HTŞ liderliğindeki son saldırı İdlib'de başladı ve Halep'in güneyinde ve batısındaki köy ve kasabalara ilerledi. Lübnan'dan militanları ve Irak ile İranlı komutanları da içeren hükümet güçleri dağılmış gibi görünürken, geride tanklar, insansız hava araçları (İHA) ve uçaksavar sistemleri gibi silahlar bıraktı.
Semafor'a konuşan Suriye uzmanı Charles Lister'a göre, Golani'nin militanları DA gece görüş dürbünleri ve İHA'larla dolanılmıştı. Yayınlanan bir videoda Golani'nin bir komuta merkezinden operasyonları denetlediği görüldü. Golani'nin talimatları İngilizce ve Arapça yayınlandı.
Cuma günü geç saatlerde Halep'in içinden canlı yayın yapan Suriyeli muhalif bir kanalın aktardığına göre, ilerlemenin hızı Halep sakinleri için bir şok etkisi yarattı ve hatta HTŞ militanları bile "şaşkına döndü."
Yorumcular, HTŞ militanlarının artık daha iyi eğitimli, daha iyi silahlanmış olduğunu ve daha koordineli hareket ettiklerini söylüyor.
Syria Direct'e göre son saldırılarda dikkat çeken bir diğer unsur, muhalif güçlerin daha önce kontrol ettikleri ve kaybettikleri bölgelerin sınırlarında durmaması. Militanlar, 2016'daki Halep savaşında veya 2020'deki Rusya destekli operasyonlarda kaybettikleri bölgelerin de ötesine geçti.
Militanlar, Halep'in batı mahalleleri de dahil olmak üzere, daha önce hiçbir zaman kontrol edemedikleri bölgeleri ele geçirdiklerini söylüyor.
Halep saldırısı neden şimdi?
Halep'e yapılan saldırı, Esad güçlerinin muhaliflerin elindeki bölgelere yönelik baskısı da dahil olmak üzere haftalardır devam eden düşük seviyeli şiddet olaylarının ardından geldi.
Muhaliflerin çatışmaları denetleyen Askeri Operasyonlar Birimi komutanı Yarbay Hasan Abdul Ghani, Syria Direct’e yaptığı açıklamada, operasyon amacının "güvenli bölgeleri genişletmek ve yerinden edilmiş kişilerin onur ve güvenlik içinde geri dönmesini sağlamak" olduğunu iddia ediyor.
Ghani, Suriye yönetiminin ve İran milislerinin bölgeye yönelik tehditlerini artırdığını ve son zamanlarda bundan ciddi rahatsızlık duyduklarını savunuyor.
Uluslararası Kriz Grubu'nun kıdemli danışmanı Dareen Khalifa ise İsrail'in Gazze saldırıları ve Hizbullah'la arasındaki savaşın yanı sıra Rusya'nın da Ukrayna ile meşgul olmasının HTŞ militanlarının harekete geçmesi için uygun ortam hazırladığını belirtiyor.
AP'ye konuşan Khalifa, "Rusların Ukrayna'da dikkati dağılmış durumda ve çıkmazdalar. Aynı zamanda İranlıların da dikkati başka yerlerde. Hizbullah da aynı şekilde ve rejim kesinlikle köşeye sıkışmış durumda," dedi.
"Ancak sürpriz unsuru rejimin bu kadar çabuk dağılması."
Khalifa militanların bir süredir saldırıya hazır olduklarının sinyalini verdiğini de dile getirdi. Ancak ona göre kimse Halep'e doğru bu hızla ilerlemelerini beklemiyordu.
Halep neden önemli?
Suriye'nin ikinci büyük şehri olan Halep, binlerce yıldır ticaret yollarının ve imparatorlukların kavşağında. Aynı zamanda Ortadoğu'nun ticaret ve kültür merkezlerinden biri.
Halep, 2011'deki savaştan önce 2,3 milyon kişiye ev sahipliği yapıyordu. İsyancılar 2012'de şehrin doğu tarafını ele geçirdi ve bölge, silahlı muhalif grupların ilerlemesinin en önemli sembolü haline geldi.
2016'da, Rus hava saldırılarıyla desteklenen hükümet güçleri şehri kuşattı ve muhalifler o yıl Halep'i teslim etti. Rus ordusunun bölgeye girmesi, Esad'ın elinde tuttuğu topraklarda kalmasını sağlayarak savaşta dönüm noktası oldu.
Türkiye işin neresinde?
Türkiye, Esad'ı iktidardan uzaklaştırmaya çalışan silahlı muhalif savaşçıların yıllardır başlıca destekçilerinden biriydi ve 2016'dan bu yana Kuzey Suriye'de üç büyük askeri operasyon gerçekleştirdi. Kuzey Suriye'nin bazı kısımları halihazırda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kontrolü altında.
Öte yandan Suriye hükümeti, son birkaç yılda müttefiklerinin yardımıyla bölgenin çoğunu geri almayı ve savaşın gidişatını kendi lehine çevirmeyi başarmıştı. Türkiye destekli muhalif güçler ise sadece Suriye'nin İdlib bölgesinde kalmıştı.
Öte yandan Türkiye de 2018'den beri HTŞ'yi terör örgütü olarak tanımlıyor.
HTŞ liderliğindeki son saldırının ardından Türkiye'den ilk resmi açıklamayı yapan kişi ise Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli oldu. Keçeli Cuma günü X'te, "Sınırımızın sıfır noktasında bulunan İdlip ve mücavir bölgede sükunetin muhafazası ülkemiz açısından öncelikli bir meseledir. 2017 yılından bu yana, İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesi’yle ilgili bazı mutabakatlar tesis edilmiştir. Türkiye, taraf olduğu mutabakatların gereğini hassasiyetle yerine getirmektedir," diye yazdı.
Keçeli ayrıca, hükümet güçlerinin İdlib'e yönelik operasyonlarını da eleştirerek, "İdlib’e yönelik son dönemdeki saldırıların, Astana mutabakatlarının ruhuna ve işleyişine zarar verecek boyuta ulaştığı ve ciddi sivil kayıplara yol açtığı konusunda gerekli uyarıları çeşitli uluslararası platformlarda yapmış ve bu saldırıların durdurulması gerektiğini kayda geçirmiştik. Nitekim, son günlerde yaşanan çatışmalar, bölgedeki gerginliğin istenmeyen şekilde artmasına sebep olmuştur," dedi.
Türkiye ve Suriye arasındaki normalleşme görüşmeleri, 2023 ortasında durma noktasına gelmiş ve Ankara ile Şam son dönemde görüşmelerin yeniden canlanması için bazı şartlar ileri sürmeye başlamıştı.
AP'ye göre cumartesi günü Suriye devlet televizyonunda yorumcular, Türkiye'yi, isyancıların Halep ve İdlib'de ilerlemesini desteklemekle suçladı.
Ankara'nın son saldırılara ilişkin tepkisi ise "diplomatik" çerçevede kalmaya devam ediyor. Keçeli, "Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz," ifadelerini kullanıyor.
Suriye ne açıklama yaptı?
Suriye hükümeti, muhaliflerin Halep şehir sınırlarını ihlal etmesiyle ilgili önce herhangi bir resmi açıklama yapmadı. Ancak 29 Kasım'da Suriye Dışişleri Bakanı Bassam Sabbağ, saldırıların "İsrail işgalcilerinin ve destekçilerinin amaçlarına hizmet ettiğini" savundu.
Bu arada bazı yorumcular, HTŞ'nin aslında haftalardır saldırıya hazır olduğunu ama İsrail ve Hizbullah arasında ateşkesin yapılmasını beklediklerini ileri sürüyor.
Suriye Silahlı Kuvvetleri ise Halep ve İdlib kırsalında isyancılarla çatıştıklarını, insansız hava araçlarını ve ağır silahları imha ettiklerini dile getirdi.
Rusya'dan askeri harekat sinyali geldi mi?
Rusya'da ise Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, "Elbette bu, Suriye'nin bu bölgedeki egemenliğinin ihlalidir," diye konuştu. Cuma günü yaptığı açıklamada Peskov, Moskova'nın saldırıyı Suriye egemenliğinin ihlali olarak gördüğünü ve Esad hükümetinin en kısa sürede düzeni yeniden sağlamasını beklediğini dile getirdi.
Söz konusu açıklamada Rusya'nın bölgeye askeri birlik sevk edip etmeyeceğine değinilmedi. Ancak cumartesi günü Rus hava kuvvetlerinin yine 2016'dan bu yana ilk kez Halep'in bazı bölgelerine hava saldırıları düzenlediği bildirildi.
İran ne yapacak?
İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, Suriye Dışişleri Bakanı Sabbağ ile yaptığı telefon görüşmesinde, Tahran'ın Suriye hükümetine desteğini yineleyerek, "terörle mücadelede ülkenin yanında olduğunu" dile getirdi.
Araghchi, militanların faaliyetlerinin yeniden canlanmasını "ABD-Siyonist komplonun bir parçası" olarak niteledi.
İran'ın Şam Büyükelçisi Mücteba Amani de cuma günü yaptığı açıklamada, Tahran'ın Suriye'de askeri varlığının bulunduğunu ve Rusya ile birlikte silahlı muhalif gruplara karşı Esad hükümetini desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
Halep'te yaşam şu anda nasıl?
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, çatışmalar sırasında şimdiye kadar en az 255 kişinin öldürüldüğünü, bunların 144'ünün muhalif, 87'sinin Suriye askeri, 24'ününse sivil olduğunu açıkladı.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'ne göre, bölgede perşembe itibarıyla yaklaşık 14.000 kişi yerinden edildi.
Öğrenci yurdunu kim vurdu?
Anadolu Ajansı'nın haberine göre hükümet güçleri cuma öğle saatlerinde Halep Üniversitesine ait bir yurda roket saldırısı düzenledi. Saldırıda ilk belirlemelere göre dört öğrenci yaşamını yitirdi, iki öğrenci de yaralandı.
Suriye devlet medyası ise öğrenci yurtlarına düşen mermiler HTŞ ve müttefiklerine ait olduğunu yazarak, ölü ve yaralı sayısını aynı şekilde verdi.
Gelişmeler üzerine Halep Üniversitesi öğrencileri ise yurtlarından ayrılarak otobüs terminaline akın etti. Terminalde araç bulunmaması sebebiyle birçok öğrenci kendi imkanlarıyla evlerine gitmenin yolunu arıyor.