Çöl tozları nereden geliyor ve nereye gidiyor?
Türkiye'de son birkaç haftadır etkisini gösteren çöl tozunun Doğu Anadolu’nun güneydoğusu ile Güneydoğu Anadolu’nun doğusunda sağanak yağışlarla birleşerek çamura dönebileceği yönünde bir uyarı yayınlandı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) geçen ay sonunda Kuzey Afrika'da özellikle de Mali üzerinden taşınan çöl tozunun tüm yurtta etkili olacağını açıklayarak yurttaşlara maske takmasını önermişti.
MGM'nin uyarısının ardından Milliyet'e açıklamada bulunan Meteoroloji Mühendisi Dr. Güven Özdemir "Dünyada Afrika ve Ortadoğu’daki çöllerden taşınan toz miktarı 2 milyar ton civarında. Bu taşınımıyla dış mekanlarda yılda 4 milyon ölüm gerçekleşebiliyor. 3 milyon da iç mekanlarda mekanlarda hava kirliliğinden dolayı oluşabiliyor," demişti.
Ancak Özdemir, bu çöl tozlarının olumsuz etkileri olduğu kadar olumlu etkileri de olduğunu vurgulamıştı.

Çöl tozları nereden geliyor ve nereye gidiyor?
Çöl tozları, büyük oranda Sahra Çölü gibi geniş ve kuru bölgelerden geliyor. Bu tozlar, rüzgarların etkisiyle atmosfere taşınıyor ve binlerce kilometre yol katederek başka kıtalara ulaşıyor.
Kuzey Afrika'daki Sahra Çölü, Dünya üzerindeki en büyük çöl tozu kaynağı. Buradan kaynaklanan en yoğun toz hareketi Libya, Cezayir, Nijer gibi ülkelerin üzerinden yükseliyor ve Amerika kıtasına kadar gidebiliyor. Türkiye en çok bu toz kütlesinin etkisi altında kalıyor.
Bunun yanı sıra Suriye, Irak, Suudi Arabistan gibi ülkelerdeki çöl bölgeleri de zaman zaman toz üretiyor. Ayrıca Orta Asya'da Karakum ve Kızılkum gibi çöllerden Çin’e de toz taşınımı görülebiliyor.
Toz taşınımı sırasında dünyanın çeşitli başkentlerinde gökyüzünün turuncuya boyandığı ve görüş açısının son derece kısıtlandığı büyüleyici manzaralar ortaya çıkıyor.
Tozlar neden kilometrelerce yol kat ediyor?
Dünya’nın dönüşü ve ekvator bölgesinin kutuplardan daha sıcak olması atmosferde çeşitli dolaşım modelleri oluşturuyor. Örneğin yüksek enlemlerde rüzgarlar daha hızlı eserken batıdan doğuya doğru hareket ediyor. Ekvatorun yakınında ise daha yavaş esen rüzgar doğudan batıya doğru ilerliyor.
Derin tropik bölgelerde yükselen havanın içindeki su buharı yoğunlaşıp alçalırken Amazon, Kongo, Endonezya ve Filipinler gibi bölgelerde yağmur ormanlarını meydana getiriyor.
Subtropikal bölgelerde ise farklı bir durum yaşanıyor. Tropik ve ılıman iklimlerin özelliklerini yansıtan ve genellikle 23.5° ile 40° enlemleri arasında yer alan suptropikal bölgelerde hava alçalıp sıkışıyor ve ısınıyor. Bu süreç de Gobi ve Atacama çölleri gibi kurak bölgeleri meydana getiriyor.
Türkiye'yi etkisi altına alan toz bulutu da Sahra ve Arap Yarımadası'nı kaplayan kurak kuşaktan kaynaklanıyor.
Sağlık açısından riskleri neler?
Çöl tozları, özellikle yoğun oldukları dönemde sağlık açısından önemli riskler taşıyor. Tozun kaynağı doğal olsa da içinde taşınan partiküller (PM10, PM2.5 büyüklüğündeki tanecikler) ve mikroorganizmalar, hem kısa vadeli hem uzun vadeli sağlık etkilerine yol açabiliyor.
İlk olarak, astım ve KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) hastalarında ataklara neden olabilen bu taşınım, solunum yollarında iltihaplanma ve tahriş yapabiliyor. Bu da öksürük, nefes darlığı, hırıltı gibi semptomların görülmesine neden oluyor.
Toz taşınımının kalp-damar sistemi üzerinde de etkisi var. İnce toz parçacıkları (PM2.5), akciğerlerden kana karışıp kan basıncını (tansiyon) artırabiliyor.
Ayrıca bahar aylarında polenlerle birlikte taşınan tozlar, alerjik rinit (saman nezlesi) şikayetlerini artırıp burun tıkanıklığı, hapşırık, göz yaşarması, kaşıntı ve ciltte kızarıklık gibi sorunlara yol açabiliyor.
Ekosistem için vazgeçilmez önemde
Öte yandan bu toz taşınımının dünya ekosistemi için vazgeçilmez bir önemi de var.
Çöl tozu, hem okyanus hem de kara üzerindeki rüzgar güzergahında bulunan ekosistemler için kritik bir besin kaynağı.
Tozla birlikte taşınan çözünebilir demir, su yüzeyindeki bazı alg türlerinin gelişmine katkıda bulunuyor. Bu algler binlerce türü koruyan besin ağlarının temeli.
Colorado Eyalet Üniversitesi’nden atmosfer bilimci Scott Denning, The Conversation’da kaleme aldığı yazıda toz taşınımının ekosisteme faydasını şöyle ifade ediyor:
"Bu toz, Orta ve Güney Amerika'daki tropikal ormanların gelişimi için kritik olan fosforu içerir. Söz konusu zengin ekosistemler, kökleri aracılığıyla halihazırda biraz fosfor alabiliyor. Ancak çöl tozundan gelecek daha fazla fosfora ihtiyaç duyuyorlar."
Kasırgaları yakıtsız bırakıyor
Bunun yanı sıra Denning, Sahra’dan gelen toz bulutunun Atlantik kasırgalarının oluşumuna da müdahale ettiğini belirtiyor.
Rüzgar hızında çeşitliliğe yol açan Sahra tozları gök gürültülü fırtınalara daha büyük sistemlere dönüşmeden önce darbe vuruyor.
Toz bulutu ayrıca Güneş ışıklarının buharlaştırma gücünü azaltarak fırtınaları yakıtsız bırakabiliyor.
Bu sayede Sahra tozlarının aktif olduğu dönemlerde Atlantik üzerinde fırtına ve kasırgaları oluşma ihtimali azalıyor.