SU, İSRAİL, SURİYE ve TÜRKİYE, Hakan Yılmaz Çebi

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 19.02.2009

 Eğer Suriye ile İsrail bir anlaşmaya varırlarsa, bu kez İsrail Türkiye'yi Suriye'ye daha fazla su vermeye zorlayacaktır. Çünkü muhtemel birSuriye-İsrail barışı, Suriye'nin Golan sularını İsrail'e bırakması, buna karşılık Türkiye'nin Suriye'ye daha fazla su akıtması formülüne dayanmaktadır. Bu arada Türkiye'nin aşağı ülkelerle suyu paylaşmasını"öngören "Uluslar arası  sular" tezinin en çok İsrail tarafından desteklendiğini de unutmamak gerekir. Simon Peres, "Jean Jacgues Rousseaau gibi, suyun bir insana ya da ülkeye değil, tüm insanlığa  ait olduğunu söyleyebiliriz. Ortadoğu'daki  su bölgeye ve çevre alanlarına aittir" derken bunu en açık biçimde ifade etmiştir.
 Bu tablonun ortaya koyduğu sonuç, İsrail'in Fırat üzerindeki su politiğinin Türkiye açısından  son derece büyük riskleri içinde barındırdığıdır. Türkiye, İsrail'in GAP'a gösterdiği  aşırı ilgiyi bu nedenle ihtiyatla karşılamalıdır. Hele bu GAP ilgisinin  bir de Kürt boyutu içermesi, İsrail'in muhtemel bir Kürt Devleti'nin yegane stratejik  destekçisi olduğu düşünüldüğünde, ciddi alarm sinyalleri içermektedir.
 Bu Kürt boyutunun ilginç bir göstergesi ise, İsrail kaynaklı bir projedir: "Kürt Kibbutzlari".
Güneydogu`ya İsrail Modeli:
Kürt Kibbutzları!...
Kibbutzlar, Siyonist hareketin Filistin`e getirdiği en ilginç ve önemli uygulamalardan biriydi. Kısaca "kollektif tarım çiftlikleri" olarak özetlenebilecek olan kibbutzlar, gerek Israil`in kurulmasından önce, gerekse daha sonra önemli roller ifa ettiler. Sosyalist bir üretim modelinin sinirli bir alanda uygulaması olan bu çiftlikler, Israil`e özgü bir model olarak bilindiler her zaman.
Ateş adlı haftalık derginin 10 Eylül 1994 tarihli sayısında yayınlanan bir haber, bu nedenle oldukça ilginçti. "Güneydogu`ya Israil Modeli: Kürt Kibbutzları Kuruluyor" baslığıyla verilen haberde, sunlar yazılıydı:
 
İsrail-Türkiye yakınlasmasına bir türlü anlam veremeyen medya, Israil`den olsa olsa terör uzmanlığı konusunda yardim alınır düşüncesiyle "Mossad-MiT işbirliği", "Apo`yu Mossad halledecek" gibi manşetler attılar... (Oysa) diplomatlara göre, Türkiye-İsrail yakınlasmasının altında terör işbirliği aramak son derece yanlıştı. İsrail... hiçbir ülkeye anti-terör sırlarını vermekten yana değildi. Onların yeni Ortadoğu düzeninde Türkiye`ye siyasi danışmanlık yapmaktan başka bir niyetleri yoktu... Uzmanlar kolları sıvadılar ve bölgeyi bir kez de ekonomik bakışla taradılar. Urfa ile Diyarbakır pilot bölge seçildi. Projeden çok hoşlanan ABD ise "insan hakları, hık mık" demeden Urfa Havaalanı kredisini verdi... İsrail`de yasayan ve 1992`den bu yana bölgede düzenlenen her "turistik gezi"ye katılmış olan İsrailli Kürt Yahudilerden sağlanacak kredi, Türkiye Zirai Donatım Kurumu ve Ziraat Bankası tarafından organize edilecekti... Kürtlere düşkünlüğü ile nam salan Bayan Mitterand`in da pek soğuk bakmayacağı sanılıyordu.
... Kibbutz projesinin İsrailli Kürt işadamları tarafından finanse edilmesi ise, plana göre Kürtlerin bu uygulamaya daha sıcak bakmalarını sağlayacak. İsrail Devleti`nin kurulmasından sonra Güneydoğu`dan göçüp İsrail`e yerleşen Kürt Yahudileri, finanse etmenin yanı sıra, kibbutzlardan sağlanan ürünleri pazarlama hakkını da elde etmis olacaklar. Kısacası İsrail, Güneydoğu üzerinden dünyaya açılmayı hedefliyor.
Görüldüğü gibi Ates`in haberindeki bilgiler son derece ilginçti. Güneydoğu`daki İ0srail modelini finanse edecek olanlar, İsrailli Kürt Yahudileriydi. Ve bu Yahudiler, son yıllarda bölgeye düzenlenen sözde "turistik" gezilerin müdavimiydiler. (Oysa bu "turistik" gezilerin gerçekte istihbarat servisi elemanları tarafından yapıldığı ve bu yolla da Güneydoğu`da "ajanların cirit attığı" biliniyor. Ünlü CIA ajanı Paul Henze de bu tür "turistik" (!) gezilerle Güneydoğu`da uzun süre dolaşmıştı).
Ates`in haberinde bir de Aytunç Altındal`in konu ile ilgili yorumları verilmişti. Altındal, "benim endişem şurada, oradaki İslami gelişmeyi engellemek için böyle bir projeye girmek uygun mu, değil mi?" dedikten sonra da, "ortada geçmisten gelen bir Kürtçülük anlayışı vardır ki, bu daha büyük bir tehlikedir. Zaten bana göre Amerika`nın kibbutz dayatması biraz da bunu körüklemek için planlanmıstır" diye eklemişti.
Ates dergisinin haberi biraz "sakıncalı" bulunmuş olacak ki, dergi bir daha çıkmadı. "Kürt Kibbutzları" ile ilgili haberin çıktığı sayı, derginin ilk ve son sayısı oldu. Bu arada sözkonusu haberden kısa bir süre sonra bir ilginç gerçek daha ortaya çıktı: Türkiye`den İsrail`e göç etmis olan Yahudi ailelerden bir kismi Türkiye`ye geri dönerek Urfa bölgesine yerleşmişlerdi. Oysa normalde İsrail`den Türkiye`ye geri dönen bu Yahudiler`in eski yerleri olan İstanbul`a yerleşmeleri beklenirdi. Urfa gibi İstanbul`un yanında pek de cazip olmayan bir bölgeyi seçmeleri ise Ferruh Sezgin`in de dikkat çektiği gibi ancak İsrail Devleti`nin onlara bu direktifi vermiş olması ile açıklanabilirdi.
Tüm bunlar İsrail`in Türkiye`nin Güneydoğu`suna karşı oldukça mide bulandırıcı bir ilgi taşidiğinın göstergeleriydi. Ağustos 1995`te atanan İsrail`in yeni Ankara Büyükelçisi Zvi Elpeleg`in basına söylediği "Türkiye`de su da bol, toprak da, ancak bizde her ikisi de yok" seklindeki sözler, Yahudi Devleti`nin gerçek niyetinin bir ifadesiydi: İsrail`in Türkiye`nin hem suyu hem de toprağı üzerinde planları vardı.
Muharref Tevrat'a göre Yahudiler için
"Vaadedilmiş Topraklar sınırı" şöyle:
Tekvin Bab: 17 Ayet 8 S.:14:
Ve senin gurbet diyarını, bütün Kenan diyarını, sana ve senden büyük zürriyetine ebedi mülk olarak vereceğim.  Bütün bu memleketleri sana ve zürriyetine vereceğim ve senin zürriyetini göklerin yıldızları gibi çoğaltacağım.
Tekvin Bab: 28 Ayet:13-14 S.27.
Üzerinde yatmakta olduğun diyarı sana ve senin zürriyetine vereceğim; 14 ve senin zürriyetin yerin tozu gibi olacak, ve garba ve şarka ve şimale ve cenuba yayılacaksın; ve yerin bütün kabileleri  sende ve zürriyetinde mubarek kılınacaktır.
 Sayılar Bab 34, Ayet:1-12, 172:
1- Ve Rab Musa'ya söyleyip dedi:
2. İsrail oğullarına emret ve onlara de: Kenan diyarına girdiğiniz zaman (size miras olarak düşecek olan bu diyar,sınırlarına göre Kenan diyarı).
 3. O zaman cenup tarafınız Tsin çölünden Edom boyunca olacak, ve cenup sınırınız şarka doğru Tuz denizinin  ucundan olacak;
 4.. Ve sınırınız Akrabbim yokuşundan cenuba doğru dolaşacak, ve Tsine geçecek, ve onun uçları Kadesbarneanin cenubunda olacaklar; ve Hatsar addara çıkacak, ve Atsmona geçerek;
 5. Ve sınır Atsmondan Mısır vadisine kadar dolaşacak, ve onun uçları deniz yanında olacaktır.
 6. Ve garp sınırınız büyük deniz ve onun kıyısı olacaktır; garp sınırınız bu olacaktır.
 7. Ve şimal sınırınız bu olacak, büyük denizden Hor dağına kadar kendinize işaret koyacaksınız;
 8. Hor dağından Hamata girilecek yere kadar işaret koyacaksınız; ve sınırın uçları Tsedadda olacak;
 9. Ve sınır  Zifrona çıkacak ve onun uçları Hatsar-enanda olacak; şimal sınırınız bu olacaktır.
 10. Ve şark sınırınızı  Hatsar-enandan Sefama kadar işaret koyacaksınız:
 11. Ve sınır Sefamdan Ainin şark tarafından Riblaya inecek; ve sınır inecek ve şarka doğru Kinneret denizinin yanına dokunacaktır. 12 ve Sınır Erdene inecek ve uçları  Tuz Denizi yanında olacaktır. Çepçevre sınırlarına göre memleketiniz bu olacaktır.
 
Sınırları çizilen bu kara parçası Tevrat'ta, "Kenan Ülkesi" olarak adlandırılıyor.
 Tekvin Bab:16 Ayet :18, S.13:
 18- O günde Rab Abramla ahdedip dedi. Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat  ırmağına kadar, bu diyarı, senin zürriyetine verdim.
 Çıkış Bab:23 Ayet:31 s.77:
 31- Ve Kızıl Deniz'den Filistinlilerin denizine kadar, ve çölden Irmağa kadar sana hudut koyacağım; çünkü memleketin ahalisini sizin elinize vereceğim;
Tesniye Bab:12 Ayet:23-25 S.189:
23. O zaman Rab bütün milletleri önünüzden kovacak ve sizden büyük ve kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız.
24. Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak; sınırınız çölden ve Lübnan'dan, ırmaktan, Fırat ırmağından garp denizine kadar olacaktır.
25. Önünüzde  kimse durmayacak; Allahınız Rab, size söylediği  gibi, dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır.
Kenan ülkesi başta Filistin olmak üzere, Lübnan'ı  Ürdün'ü, Suriye, Mısır ve Anadolu'yu içeriyor.
Tekvin Bab: 13 Ayet:14-15, s.11:
14. Sonra Rab Abrama dedi: Şimdi gözlerini kaldır, ve bulunduğun yerden şimale ve cenuba ve şarka ve garba bak;
15. Çünkü görmekte olduğun bütün memleketi sana, ve ebediyen senin zürriyetine vereceğim.


Arşiv

Tarih: 19.02.2009 Okunma: 781

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?