Bilgi �a��nda oldu�umuz �u g�nlerde, �a�da�l�k yolunun, �zg�rl�kten, bilgili
olmaktan ve bilin�li yap�lanmaktan ge�ti�i kesindir. Bilin�li, �a�da� yap�lanma
ve bilgili olman�n ba�ta gelen temel ilkesi ise, FELSEFE-SANAT-B�L�M’LE ilgili,
k�lt�rel etkinliklerdir bence. Ama�, her ko�ulda ve ortamda bu kaynaklar�
yaratmak olmal�d�r. ��nk� “FELSEFE: D���nce �retilirken karma�a yarat�r; ama
bunun yan�nda, tart��ma bilincini de geli�tirir.
SANAT: Yarat�lan karma�ay� ortaya koyarak onu, sonuna kadar �zg�rce
sorgularken; demokratik bilin�lenmeyi g��lendirir.
B�L�M: G��l� bir etik anlay��� ile karma�ay� ��z�mlerken, kavramlar� belirler.
Ald��� yolda teorileri deneyerek, yasalar� ortaya koyar.” ��te bu nedenledir
ki; �a�da� k�lt�r�n temelinde, bu ��elerin oldu�undan ��phe yoktur. Bu a�amada
her kademedeki insan�n art�k, ne oldu�undan �ok, �a�da� k�lt�r d�zeyine ve
bilincine bak�lmal�d�r kan�s�nday�m. ��nk� ‘�a�da� k�lt�r’ anlay���, varl��a ve
vars�ll��a avu� a�mak veya dil d�kmek de�il; engin bilgi denizinden bir avu�
bilgi almakt�r. Bunu bilirsek ancak, bireysel ve toplumsal sorunlar�m�z�n
temeline inebilecek g�c� kendimizde bulabiliriz. Bunun i�inde �a�da� anlay��a
uygun davran��lar�m�z�, olabildi�ince y�ksekte tutmam�z gerekir.
Var oldu�undan bu yana insanl�k her durumda, kendi akl�n�, bilgisini ve g�c�n�
ortaya koyarak var olu�una, bir anlam kazand�rmaya �al��m��t�r. Ancak d�rt elle
sar�ld��� bilimsellik sayesindedir ki, devirler atlam�� ve �a�lar devirmi�tir.
Kimileyin de, k�r geleneklere sar�larak geride kalmay� ye�lemi�tir. Ama bu,
ayr� bir tart��ma konusu tabii ki... �u anki konumuz, �a�� yakalamak veya �a�a
ayak uydurmakt�r…
Her yeni ku�ak do�al olarak, bir �ncekine g�re de�i�ime daha yatk�n �zellikler
g�stermi�tir hep. Bir sonraki ku�ak, i�ine do�du�u ku�a�a uyum g�stermeye
�al���rken; bir sonraki ku�ak yenilenen de�i�ime, giderek uyum g�stermekte
zorlanmaya ba�lar. Sanki bir ip �ekme oyunun, yeni�emeyen taraflar� gibi, iki
ku�ak birbirini kendine do�ru �eker durur. Devir de�i�tik�e, bu �ekim i�ini
sonsuza kadar s�rd�rmeye devam edecek olan de�i�en elemanlar, ya�am� ortak
s�rd�r�lebilirlik e�i�inde devam ettirip gidecektirler. Ancak bu a�amada
yeti�kinlerimizin hep, ileti�im, etkile�im ve etkinlik alanlar� daral�rken;
yeni ku�ak gen�lerin bu konulardaki �al��ma alanlar� daha da geni�leyecektir.
Bu olu�um bence, �ok do�al bir ger�ektir; ��nk� devir, yeni gen� ku�a��n
devridir… Ama de�i�eme bir �ekilde ayak uyduramamak veya de�i�imi gerilerden
takip etmek ise, tam bir h�sran ve geri kalm��l���n ac�l� sinyallerine gebedir.
Cumhuriyetimizin ilk kurulu� y�llar�nda ulusumuz, �a�da� e�itimde, hukukta,
�retimde ve y�netimde devrimler yapm�� ve on y�lda uzun yollar alm��t�r. Ancak
o d�nemin sonras�ndan, bug�ne kadar demokrasimiz hep t�kezlemi�, kendini
y�netmekte hep zorluklar �ekmi�tir. S�regelen zamanda ise halk�m�z, �a�da�l�k
anlay���n� hep yanl�� alg�lam��t�r. Asl�n� koruyarak, at�l�mlar yapmak ve
�a�da�l��� kotarmak yerine, t�ketime y�nelik �a�da� yeniliklere �zenti
duymu�tur sadece. �retimden daha �ok, t�ketici olmu� ve �a��n edilgin (pasif)
takip�isi olmay� ye�lemi�tir hep. Se�ilmi� �o�unluk ve �st d�zey y�neticilerin
tutars�zl�klar�d�r ki; �lke y�netiminde bir t�rl� denge tutturamam�� ve sistem
hep tehlike sinyalleri vermi�tir. Ve bu basiretsizlik, hi� bir d�nemde
g�ndemden d��memi�tir. Y�netim ve denetimde s�rekli, d�zensizlik yarat�lm�� ve
�at��ma k�lt�r� pompalanm��t�r. Sistem, tam bir �a�da� geli�me g�steremezken;
'kaliteyi eleyerek kalitesizi de�erlendirmek' y�ntemiyle, 'Adama g�re i� '
politikas� y�r�tm��t�r hep. Bu politikan�n sonucu ise, halk�n bir k�sm�n�
avu�lar�na almak, di�er k�sm�ndan da k�sk�nler ordusu yaratmak olmu�tur, ne
yaz�k ki…
5 TEMMUZ 2003
Ar�iv