SU YÖNETİMİNE İLİŞKİN POLİTİKA VE STRATEJİLER

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 14.03.2009

 

Bu bilgiler TEMA Vakfından alınmıştır.

"SU PAHA BİÇİLEMEZ DOĞAL BİR MİRASTIR”.

Bu Nedenle, Güvenli İçme Suyu, Katlanılabilir Maliyet, Adil Sunum, Verimli ve Sürdürülebilir Tüketim anlayışına dayalı olarak Kamu tarafından sağlanmalıdır”

TEMA Vakfı.

Küresel İklim Değişikliği, Dünyadaki mevcut su rejimini değiştirmektedir. İklim Değişikliği ile Savaşım ve İklim Değişikliğine Uyum çatışma ekseninde “Su Yönetimi” ve “Su Üzerine Politika  baştan aşağı yeniden kurgulanmaktadır. Başta su kıtlığı çeken coğrafyalarda olmak üzere tüm Dünyada suyun miktarının ve kalitesinin nasıl korunması ve suyun nasıl sunulması gerektiği konusunda farklı politik tercihler geliştirilmektedir. Bu tercihler suyun yönetimi ve su siyasetini uluslararası alana çekmekte ve bu açıdan tekrar düzenlenirken, suya ilişkin politik ve yönetsel tercihlerin sosyal/liberal eksende çatışmaya girdiği görülmektedir. Bu çatışma alanında TEMA Vakfı’nın amacı “Su Yönetimine ilişkin Politika ve Stratejiler” konulu Manifesto aracılığıyla; su kaynaklarının korunması ve yönetimi konusunda TEMA Vakfı’nın yaklaşımını ortaya koymaktır.

TEMA Vakfı’nın Su Yönetimine ilişkin Politika ve Stratejiler konulu Manifestosunun temel hedefi; evrensel kabul görecek öncü ve değiştirilemez ilkeler ortaya koymak, hem Dünya’da hem de Türkiye’de kamu yönetimlerinin suyun korunmasına ve suya erişilmesine imkan verecek politik tercihlerine ekolojik ve sosyal bir çerçeve çizmek ve kamuoyu desteğiyle bu ilkelerin hayata geçirilip geçirilmediğini denetlemektir.

TEMA Vakfı olarak Stratejimiz, sunduğumuz bu ilkelerin doğal bir miras olarak tanımladığımız suyun, başta ülkemiz olmak üzere tüm Dünya’da güvenilir şekilde, katlanılabilir bir bedelle, adil bir sunumla, etkin, verimli ve sürdürülebilir bir yaşamı destekleyecek şekilde kamu tarafından sunulmasına yönelik tüm bilinçlendirme çalışmalarını başlatmak, yürütmek ve bu konuda tüm kamu ve sivil örgütlenmelerle işbirliği geliştirmektir.

TEMA Vakfı’nın Su Yönetimine ilişkin üretilecek politikalarda temel ilkeleri şunlardır:

1.       Su sadece insanlara yönelik bir varlık değil, ekosistemdeki tüm canlılara aittir ve onların ihtiyaç duyduğu miktar ve zamanda adil bir şekilde ulaşmalarını sağlayacak bir su yönetimi oluşturulmalıdır.

2.       Su doğal bir varlıktır ve ona yönelik her türlü karar, işlem ve eylemde  üstün kamu yararı”nın gözetilmesi esastır.

3.       Su kullanımında arzın yönetimi yanında “suyun mülkiyetinin kamuda olması” ve “fiyatlandırma yerine su hizmetlerinin bedellendirilmesi yaklaşımının kabul edilmesi” koşuluyla talebin yönetilmesi yaklaşımının birlikte yürütülmesi desteklenmelidir.

4.       Suların yönetiminde, suyun korunması ve kalitesi ile miktarının artırılması söz konusu olduğunda su havzasındaki ilgili merkezi ve yerel tüm idarelerin entegre olmaları mecburiyeti getirilmelidir. Bu yönetim modeline halkın katılımı en yüksek seviyeye çıkarılmalıdır.

5.       Suyun doğal döngüsü ve akışından elde edilen “ekolojik ve ekonomik katma değer” birbirinden ayrı düşünülmemeli; yaban hayatı ve su ekosistemlerinin temel ihtiyaçları yönetsel karar ve eylemlerde kesinlikle      göz ardı edilmemelidir. Suyun yönetiminde ve suya ilişkin kamusal kararlarda ve eylemlerde sürdürülebilir yaşamın tesis edilmesinin hayati olduğu vurgulanmalıdır.

TEMA Vakfı’nın temel ilkeler doğrultusundaki uluslararası ve ulusal stratejileri:

  • Su kıtlığı nedeniyle ülkesini ya da yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kalan insanlara çevre mültecisi olarak Birleşmiş Milletler koruması getirilmeli ve hukuki statüleri Cenevre Sözleşmesinde bir an önce düzenleme konusu edilmelidir.

·         Su doğduğu ülkenin halkına ait olan doğal bir mirastır. Bu nedenle mirasın nasıl kullanılacağına ilişkin nihai kararlarda halkların ve özellikle gençlerin ve kadınların da sürece katılımı esas alınmalı ve su yönetimleri bu konuda gereken özeni göstermelidir.

·         Sağlıklı ve yeterli miktarda suya erişme hakkını engellemeye imkan verecek milletlerarası ticaret anlaşmaları ile ulusal ticari düzenlemeler kabul edilemez.  Ancak bu hakkın kullanımı ile, ekolojik yaşam ve insan hayatının temel ihtiyacı olan suyun miktar ve kalitesi düşürülmemelidir. Bu nedenle bu hakkın tesisi ve kullanımından, suyun bedava sunulacağı anlamı çıkarılmamalıdır. Suyun tedarikinde ilgili kamu idareleri gelire, hane halkı sayısına, tüketim miktarına ve tüketim alanlarına bağlı olarak kademeli bedellendirme yapmak suretiyle, suyun tasarruflu kullanımını temin edebilmelidirler. Ancak bu bedel su hizmetlerinin kamu eliyle gerçekleştirilmesi için gerekli temel maliyetlerin üzerinde olamaz.

 

 

 

 

 

TEMA Vakfı’nın temel ilkeleri doğrultusunda Su Politikaları:

Su kaynaklarının korunması üzerine Politikalar:

  • Temiz ve içilebilir nitelikli suya erişmeyi temin etmek bir devletin vatandaşlarına sunacağı en üstün haklardan sayılmalıdır. Bu nedenle Anayasalara bu ilkeyi hak olarak düzenleyecek ek hükümler getirilmelidir.
  • Suların korunması, sağlıklı ve güvenli şekilde sunulması üstün kamu yararındandır. Bu nedenle tüm anayasalarda, yazılı diğer (mülkiyet, girişim, eğitim, ulaştırma, haberleşme gibi) hak ve düzenlemelerle çatıştığı ya da yarıştığı durumlarda suyun korunması, sağlıklı ve güvenli şekilde sunulmasına ilişkin hükümlere öncelik verilmelidir.

·         Suların korunması ve su kıtlığı ile mücadelede başta ülke gereksinimleri öncelikli olmak kaydıyla evrensel hukuk kurallarını da içeren temel su yasaları oluşturulmalıdır.

·         Suyu korumak ve suyu tedarik etmek bir kamu görevidir; bu sebeple kamu yönetimlerinin bu görevden su hizmetlerinde özelleştirmeler yoluyla sıyrılmalarının önü kesilmelidir.

Su kaynaklarının yönetimi üzerine Politikalar:

·         Sular devletin hüküm ve tasarrufunda kalmalı ve su üzerinde özel mülkiyet hakkı tesis edilmemelidir.

·         Su yönetiminde merkezi idarenin hakim olduğu yapı yerine, merkezden planlamaya dayalı su havzasındaki tüm kamu idarelerini entegre olmaya zorlayacak yeni bir su yönetim modelinin geliştirilmesi ve halkın katılımı ilkesinin gereği sivil örgütlerin, özellikle gençlerin ve kadınların da bu yönetim içerisinde aktif görev almaları temin edilmelidir.

·         Havzalararası su transferi esas olarak yasaklanmalı; sadece ve ancak ivedilik arz ettiği durumlarda ve halk sağlığı bakımından tehlikeli hallerde sınırlı olarak müracaat edilecek bir kamusal yöntem olarak ele alınmalı, tehlike ortadan kalktığında ise transfere son verilmelidir.

·         Su yönetiminde arzın yönetimi yanında, suyun mülkiyetinin kamuda olması koşuluyla ve fiyatlandırma yerine su hizmetlerinin bedellendirmesini esas alan bir anlayışla, talebin yönetimine de geçilmelidir. Bunun yanında, bilinçli verimli ve tasarruflu su kullanımı ve suların kirletilmesinin önlenmesi konusunda kamusal bilinç geliştirilmeli, suyun tasarruflu kullanılmasını temin edecek kamusal politikalar yalnızca konutlarda kullanılan suyun tasarrufuna yönelik olarak değil, başta tarım olmak üzere sanayi ve diğer hizmet sektörlerini de kapsayacak şekilde yeniden tasarlanmalıdır.

·         Su yönetiminde iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan su kıtlığı söz konusu olduğunda olağan su yönetiminden, risk yönetimine geçilmeli ve su kesintilerini de içerecek şekilde kamusal tedbirler artırılmalıdır. Burada içme sularına ilişkin politikalarla, suya ilişkin örneğin elektrik enerjisi temin edilmesi, su ürünleri üretimi, tarımsal sulama faaliyetleri, turizm ve taşımacılık gibi diğer sektörel politikalar arasında olası çatışma hallerinde öncelik içme suyunun korunması ve halka sağlıklı içme suyu verilmesine odaklanmış hukuki tedbirlere verilmelidir.



Arşiv

Tarih: 14.03.2009 Okunma: 780

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

21.02.2009 - 13:29

teşekürler isabetli bir başlık ve güzel bir açılım. saygıyla efendim. İHSAN ELİAÇIK ağabeyde yapmıştı bu minvalde bir tahlil. SON YAZISI MUTLAKA OKUNMALI.

özgür deniz

21.02.2009 - 13:29

teşekürler isabetli bir başlık ve güzel bir açılım. saygıyla efendim. İHSAN ELİAÇIK ağabeyde yapmıştı bu minvalde bir tahlil. SON YAZISI MUTLAKA OKUNMALI.