
Bu gün (12 Mart), İstiklal Marşının, TBMM tarafından
Milli Marş olarak kabul edilişinin 88. yılıdır.
Maarif Vekaleti tarafından 25 Ekim 1920 de bir yarışma başlatılır. Yarışma için
ülke genelinden katılacak eserlerden birinci olan Milli Marş kabul edilecek ve
eserin sahibine, o gün için önemli bir meblağ olan 500 lira ödül verilecektir.
Yarışmaya katılan 724 eserden, milli marş olmaya uygun eser bulunamamış ve süre
uzatılmıştır. Uzayan süreyle beraber arkadaşları serzenişli ifadelerle neden
katılmadığını sorduklarında, Mehmed Akif şu cevabı vermiştir;
”Milli
marş para ile yazılmaz.” Marş karşılığında ödül verilmeyeceği şartı ile İstiklal
Marşı’nı yazmıştır.
İstiklal Marşı, 12 Mart 1921’de TBMM’de ayakta alkışlanarak,
Milli Marş olarak kabul edilmiştir.
Mehmed Akif, bu eserinin başına -Kahraman Ordumuza- ifadesini ekleyerek eseri,
Türk ordusuna armağan etmiştir.
Bu sebeple Akif, İstiklal Marşı’nı, kendi şiirlerinden oluşan “Safahat”
isimli eserine almamıştır.
Şairin İstiklal Marşı haricinde Safahat’a almadığı bir başka
eserde “Cenk
Şarkısı”dır. Bu marşı da 1912 yılında Balkan Harbi
münasebetiyle, Askere şevk vermek için
yazmıştır.
Bu marşın baş kısmında ise şu ifade vardır.
-Kahraman Askerlerimize Armağan-
Marş, İstiklal Marşı gibi 10 kıtadan oluşmaktadır. İstiklal Marşı’ndan, yıllar önce yazdığı bu eserini de, askere armağan
edip, “Safahat”
isimli kitabına almamıştır.
Cenk Şarkısı
-Kahraman Askerlerimize Armağan-
Yurdunu Allah'a bırak çık yola:
”Cenge”
deyip çık ki vatan kurtula.
Böyle müyesser mi gazâ her kula?
Haydi levend asker, uğurlar ola.
Ey sürüden arkaya kalmış yiğit!
Arkadaşın gitti, yetiş sen de git.
Bak ne diyor cedd-i şehidin, işit:
"Durma git evladım, uğurlar ola.
"Durma git evladım, açıktır yolun,
Cenge sıvansın o bükülmez kolun;
Süngünü tak, ön safa geçmiş bulun,
Uğrun açık olsun, uğurlar ola.
"Yerleri yırtan sel olup taşmalı!
Dağ demeyip, taş demeyip aşmalı!
Sendeki coşkunluğa el şaşmalı!
Haydi evlâdım, uğurlar ola!"
"Yükselerek kuş gibi Balkanlara
Öyle satır at ki kuduz Bulgar'a:
Bir daha Osmanlı'ya güç sırtara!
Git de gel evlâdım, uğurlar ola.
"Düşmana çiğnetme bu toprakları;
Haydi kılıçtan geçir alçakları!
Leş gibi yatsın kara bayrakları!
Kahraman evlâdım, uğurlar ola.
Balkan’ı
bildin mi nedir, hemşeri?
Sevgili ecdâdının en son yeri.
Bir sıla isterdin a çoktan beri
Şimdi tamam vakti, uğurlar ola.
Balkan’ın üstünde sızan her pınar,
Bir yaradır, durmadan içten kanar!
Her taşın kalbini deşsen: bir mezar!
Gör ne mübarek yer, uğurlar ola.
Eş hele bir dağları örten karı:
Ot değil onlar, dedenin saçları!
Dinle: şehit sesleridir, rüzgarı!
Durma levend asker, uğurlar ola.
Ey vatanın şanlı gazâ mevkîbi,
Saldırınız düşmana arslan gibi.
İşte Hûda yâveriniz, hem Nebi.
Haydi gidin, haydi, uğurlar ola.
Mehmed Akif ERSOY
Not: Bu yazı Gaziantep Doğuş Haber sitesinden alınmıştır.
Linki: http://www.gaziantepdogus.com/
Arşiv