Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bizi devamlı takip eden okurlarımızın
hatırlayacağı gibi, rejimdeki en büyük aksaklığın “lider sultası” olduğunu ısrarla vurguluyoruz. Lider sultası, seçim
kanunlarındaki antidemokratik maddeler gibi bir sürü aksaklıkla seçime
gidiyoruz. Demokrasimizin pek çok eksiği var. Önünde engeller var.
Fakat bu eksiklik ve aksaklıklar seçimin
önemini ve değerini azaltmaz. Demokrasinin önündeki engelleri kaldıracak olan
da yine halktır. Halkın elindeki en büyük imkân ve koz ise hiç kuşkusuz seçim
sandığıdır. Önümüze 2-3 yılda 1 konan seçim sandığı!
Tercih mührümüzü basmak için kabine
girdiğimizde vicdanımızla baş başayız. Elimize verilen ve adına “oy pusulası” denilen kâğıtta milletin
kaderi, ülkenin geleceği yazıyor! Onun ne kadar kıymetli bir nesne olduğunu
idrak ederek kullanırsak, hakikaten kaderimize ve geleceğimize sahip çıkabiliriz.
Basacağımız 1 mühürle pek çok mesajı birden verebiliriz. Daha demokratik bir
Türkiye’ye 1 adım daha yaklaşabiliriz.
Elimizdeki “kâğıt” o kadar değerli ki… Şaibeli
1946’yı saymazsak, serbest seçimlerin ilk yapıldığı 1950’de; “o tek kâğıt” yıkılmaz zannedilen KOCA
TEK PARTİ iktidarına son vermiş, memlekette demokrasinin yolunu açmıştır.
Oy pusulası dediğimiz tek kâğıdın, nasıl
kıymetli bir nesne olduğunu aşağıdaki sözler ne kadar net ve açık ortaya
koyuyor:
“Türk halkı ilk kez 1950’de seçimin nelere kadir olduğunu anladı. Onun
için devlet adil olsun zalim olsun, dokunulmaz bir niteliğe sahiptir. Halkoyu
ile tek parti diktatörlüğüne dönmüş CHP, iktidardan düşünce köylü şaşırmış ve ‘Bir
kâğıt parçasıyla hükümet devriliyorsa biz daha çok hükümetler deviririz.’
demişti.”
(Cahit
Tanyol, 25.02.2009, TEKSATIR, www.teksatir.com)
* * *
29 MART DEMOKRASİ BAYRAMI
Sokaklarımız, caddelerimiz parti
bayraklarıyla süslü… Seçim araçları yüksek sesle müzik çalarak ve halka
seslenerek geziyorlar. Bunları bayrak kirliliği, gürültü kirliliği gibi
algılamamak lâzım! Şu seçim döneminde herkese
söz hakkı verilmiş olduğunu görerek sevinmek lâzım.
Demokrasilerde
her seçim bir şenliktir. Bir şölendir.
Düşüncelerin en uçtaki dallara dokunduğu, oralardan rengârenk çiçeklerin
toplandığı ve halka sunulduğu bir şölen…
Böyle bir hakkımız olduğu,
yöneticilerimizi, pek çok aday içinden seçebilme imkânımız olduğu için
sevinmeli, hatta şükretmeliyiz.
29 Mart günü, “1 kâğıt parçası”nın nelere kadir olduğunun idrakiyle sandığa
koşmalıyız.
Elbette çıkan sonuçlara da bütün
kalbimizle saygılı olmalıyız.
* * *
ATA’DAN
Milleti, içinde bulunduğu durumdan, yine
milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Mustafa
Kemal, Amasya Tamimi’nden
Önceki
yazılar