Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Millet de şimdiye kadar gösterdiği sağduyuyu halâ
muhafaza ediyorsa, 29 Mart günü, herhalde şunları söyleyecektir:
“Gel evladım
Tayip,
Çok bunaldığım, büyük sıkıntıda olduğum günlerde, 7
sene evvel, en güvendiğim evladım olarak mülkümü sana teslim ettim. Seni
bağrıma bastım, sana ve ekibine büyük yetkiler verdim.
Başlangıçta beni rahatlatacak işler yaptın. İtimadımı
kazandın. Bu güvenle, sana 2 kere daha gittikçe artan bir şekilde tekrar yetki
verdim.
Fakat bilhassa, son verdiğim olağanüstü yetkiyi uygun
biçimde ve yerinde kullanamadın. Millet fakr-u zaruret içindeyken, yakın çevrenin
gittikçe zengin olduğunu fark ettim.
Biz sana milletin istikbalini, çocuklarını koru ve
kurtar, onların eğitim, sağlık, istihdam meselelerini çöz diye yetki verdik.
Ama sen kendinin ve çevrendekilerin çocuklarının istikbalini kurtardın. İktidar
muhitindeki çocuklar ve damatlar ‘işadamı’
unvanlarına kavuştular. Sana emanet ettiğimiz milletin evlatlarını ise unuttun.
Hâlbuki onların hepsini öz evlatların saymalıydın.
* * *
‘Demokrasi’,
‘halkın iradesi’, ‘hâkimiyet milletindir’, “müşavere’, ‘ özgürlük’ kavramlarını çok severdin. Onları kullanarak
memleketin başına geldin. Fakat şimdi bunları ayak bağı gibi görmeye
başladığını hissediyorum.
Asıl gücün bende olduğunu unuttun, kendinde mistik
bir kudret olduğuna vehmettin. Bütün yönetim gücünün tek elde, yani kendinde
toplamak istediğini anlıyorum. Bu yolda adımlar atıyorsun. Bunu çok tehlikeli
buluyorum.
Çevrendeki herkesi, her şeyi küçük görmeye başladın.
Bunun için çevrendeki âkil şahsiyetleri kâh sen uzaklaştırdın, kâh onlar
sözleriyle sana ulaşamayınca kendileri etrafını terk ettiler. Şimdi çevrende,
hiçbir yanlışını söyleyemeyen, hata yaptığında bile ‘isabet buyurdunuz’, diyen, ‘evet
efendim’ci, ‘sepet efendim’ci dalkavuklar türedi.
O dalkavuklar sana ‘Mağrur olma başbakanım, senden büyük Allah var!’ deme cesaretini
gösteremediğine ve gösteremeyeceğine göre, iş bana düştü!
Asıl gücün bende, yani millette olduğunu sana
hatırlatıyorum. Şimdilik yetkilerini almıyorum. Ama buraya geldiğin günleri ve
niçin burada olduğunu hatırlaman için, seni ikaz ediyorum. Bu ikazımı doğru
değerlendireceğine inanmak istiyorum.
Kişisel hırsları, menfaatleri aşmalısın! Millete
hizmetkâr olduğunu, o makamda millete hizmet için, milletin izni ve desteğiyle
oturduğunu daima hatırında tutmalısın.
Bu sözler milletin sözleridir. Çok doğru algılaman ve
değerlendirmen lâzım!”
* * *
ÜSTATLARDAN
Görmeden
ölürsem millette ümit ettiğim feyzi,
Seng-i
kabrime yazsınlar; vatan mahzun, ben mahzun!
Namık Kemal
Önceki
yazılar