ZEKÂNIZI GÜÇLENDİRMEK İSTER MİSİNİZ? 2

KİTAP; SANAT ÂLEMİ - 23.03.2009

(Geçen haftadan devam)

Bazı ünlülerin tahmin edilen IQ’ları; Leonardo da Vinci 220 ve Johann Wolfgang von Goethe 210 ile ölçülemeyen zekiler, Voltaire 190, Sir Isaac Newton 190, Galileo Galilei 185, Baruch Spinoza 175, Plato 170, Johann Sebastian Bach 165 puanlarla süper dahiler, Albert Einstein 160, Stephen W. Hawking 160, Bill Gates 160, Sharon Stone 154’le dahiler, Richard Nixon 143, Madonna 140 puanla zekiler arasında yer alır.

“IQ sayısalcı ve geliştirilmesi zor”

Genel yetenekleri ölçen bir zekâ testindeki IQ puanı, istatistiksel olarak elde edilmiş bir sayı. IQ puanı, akademik (yani, eğitimle edinilen) beceri ve bilgilerin elde edilmesi için kullanılabilen göreli ve karşılaştırmalı yetenekleri belirtiyor. Diğer taraftan IQ testi insani yetenekler -müzik, sanat, coşkusal dengelilik, bedensel koordinasyon, ya da ruhsal (tinsel) düzey - gibi pek çok türünü ölçemiyor. Yüksek bir IQ puanı, bir kimsenin mutlu olacağının, esenlikle yaşayacağının ya da tinsel (ruhsal) yücelmeye ereceğinin garantisi değil. Aynı şekilde, düşük bir IQ puanı da o kimsenin parasal, ruhsal ya da ahlaki açılardan başarısız olacağı anlamına gelmiyor.

“IQ’nun alternatifi EQ sözelci”

Zihni faaliyetlerden diğeri EQ. Emotional quotient denilen duygusal zekâ, IQ’ya alternatif 21. yüzyılda ortaya atıldı. ASHA verilerine göre, Bir çok bilim insanının kabul ettiği gibi topluma uyum sağlamış başarılı bir kişi olabilmenin koşulu artık kişinin hem entelektüel zekâya (IQ) hem de duygusal zekâya (EQ) sahip olmasından geçiyor. “EQ nedir ve neden önemlidir?” sorusuna “EQ; hem kişisel ilişkilerde hem de iş ilişkilerinde, kişinin kendi duygularını ve diğer insanların hissettiklerini algılayabilme, tanımlayabilme, duygularını kullanarak kendini motive edebilme ve yönlendirebilme kapasitesine sahip olması şeklinde tanımlanıyor” şeklinde cevap veriliyor. IQ, kavramaya ilişkin kapasiteyi ölçerken, EQ akademik zekânın destekleyicisi olan yeteneği tarif ediyor.

“Çevre ile iyi diyalog EQ’nun eseri”

EQ’su yüksek olanlar sözel konularda daha başarılı oluyorlar ve beynin sağ lobunu kullanıyorlar. Kişilerin çevre ile iletişimini sağlaması EQ’nun genel özelliklerinden biri olarak görülüyor. EQ’yu IQ’ya göre daha fazla güçlendirme imkanı bulunuyor. İnsan gün geçtikçe çevre ile daha iyi diyaloglar kurulabiliyorsa EQ’sunu geliştirmiyor oluyor.

SQ ise kişilerin ruhsal zekâsı olarak tanımlanıyor. Kişiler bunu kendi içlerindeki ruhsal denge, ruhsal zekâ olarak da ifade ediyor. SQ; IQ ve EQ değerlerinin toplamı olarak da değerlendiriliyor. Çünkü ruhsal dengeyi sağlamak için IQ ve EQ’nun düzenli olması gerekiyor. Yine aynı şekilde eşitliğin diğer tarafı yani SQ arttığı takdirde IQ ve EQ düzeyinde de artma meydana geliyor. EQ’ya göre SQ’yu geliştirme imkanı daha fazla. Sözel zekâ soruları çözme, devamlı kitap ve gazete okuma SQ’yu geliştiren en önemli vasıtalar. Söz konusu egzersizler hayal gücünü ve sayısal zekâyı kullanarak önce EQ, sonra SQ’nun güçlenmesini sağlıyor.

“Başarının sırrı SQ’da”

Zekâ çeşitlerini karşılaştırmak gerekirse zeki ama başarısız insan görmek çok zor değil. Bunun sebebi EQ. Çünkü böyle insanlar çevresi ile iyi bir iletişim kuramadığından dolayı ders çalışması gerektiği konularda başarısız kalıyor. Çevrede zeki olmayan fakat başarılı kişilerin temel kaynağı da buna dayanıyor. Çevre ile ilişkileri iyi olan ve EQ’su yüksek olan kişilerin bazen başarılı olamadıkları da bir vakıa. Bunun sebebi SQ. Yani ruhsal dengesini sağlayamadığından çevre ilişkiler sınırlı kalıyor. Kısaca eskilerin tercihi IQ’dan yenilerin ise EQ’dan yana. Başka bir ifadeyle ailelerin tercihi IQ, eğitim ve iş dünyasının tercihi ise EQ ve SQ’dan yana olduğu gözleniyor.

“Zekâ nasıl güçlendiriliyor?”

Sevgi ve güvenin beyni geliştiren en önemli etkenlerden olduğu bildiriliyor. Beynin temel ihtiyacı olan psikolojik beslenme ancak dengeli ailelerde gerçekleşiyor. Sevgi ve güven en az yeme – içme kadar önemli bir istek. Yapılan deneylerde anne yavrusunu öpüp kokladıkça beyin mekanizması aktifleşiyor, gelişiyor. Beyin eğitimi küçük yaştan itibaren başlamış oluyor. Böyle insanlar büyüdüklerinde gerekli ilgiyi bulamazlarsa duygusal zekâlarıyla mutluluğun yolunu bulabiliyorlar. Küçüklüğünde sevilen çocuklar zeki oluyor.

Beyni güçlendiren ikinci husus fiziksel beslenme. Özellikle Türkiye balık yağı tüketiminde ülke olarak çok gerilerde. Oysa ki balık yağı beynin ana gıdalarından biri. Çünkü beynin özellikle istediği çinko ve demir ihtiva ediyor.

Beyin sürekli aktif olduğundan bu hareketliliği egzersizlerle desteklemek gerekiyor. IQ’yu sayısal işlevlerle, EQ ve SQ’yu kitap, gazete okuma, sinema, tiyatro, spor, Mindball, satranç gibi zihin müsabakasına yönelik alet ve sosyal aktivitelerle zinde tutmak beyni güçlendiriyor. IQ ne kadar yüksek olursa olsun zekâ sosyalleşmezse hiçbir işe yaramıyor.

Rotahaber


Arşiv

Tarih: 23.03.2009 Okunma: 832

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?