Toprak Bütünlüğümüzü Tartıştığımızın Farkında mıyız?

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 23.04.2009

Kalem feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”

Lâedri


Bülent Esinoğlu


Tartışmalar “Tehlikenin farkında mıyız?” diye başlamıştı. Aslında tehlike Tanzimatçı Düşünce ile başlamıştı. Batıdan, emperyalizmden medet umarak başlamıştı.

Avrupa bize, demokrasi getirecek, medeniyet getirecekti. Herkes Avrupa’ya vizesiz gidecek ve oralarda iş bulacaktı.

Bizden (Türklerden) adam çıkmazdı. Ne varsa, Avrupa’da, Batı’da vardı.

Avrupa Amerika bize demokrasi getirirdi, ama şartları vardı.

Kıbrıs, Ekümenlik, Ermeni Soykırımı Yalanı, Kürt Sorunu, Su Sorunu, ayrılıkçılara ayrıcalıklar v.s.

Avrupa Birliği ve Türkiye arasında imzalanan Müzakere Çerçeve Belgesinde “Ermeni Sorunu Siyasi Çözümü” başlığı altında şunlar yazıyordu.(15 Aralık 2004, Md.39,41)

“Türkiye tartışmalı sınır sorunlarını komşuları ile uzlaşarak çözecek”

Sanki biz, Kurtuluş Savaşı yapmamışız ve sınırlarımızı belirlememişiz.

Amerika ve Avrupa’ya göre bizim Yunanistan ve Ermenistan ile sınır sorunlarımız vardı. Bir başka değişle, Yunanistan ve Ermenistan’ın bizden toprak talepleri “anlaşmazlık meselesi” oluyordu.

Emperyalizm kendi isteklerini “komşularımız ile sınır anlaşmazlıkları” olarak dayatıyordu.

Ermenistan sınır kapılarının açılması demek, bizim sınırlarımızın tartışmaya açılması demektir.

Bu sorun Azerbaycan’ın sorunu olmaktan ziyade Türkiye’nin toprak bütünlüğü sorunudur.

“….tartışmalı sorunlarını uzlaşma ile çözecek” , yani emperyalist batı, benim sınırlarımı tartışma konusu yapıyor.

Tehlikenin farkında olmalıyız.

Obama Türkiye Büyük Millet Meclisinde bize bir programverdi. Şunları, şunları şöyle yapacaksınız diye. CHP ve AKP’de onu alkışladı.

Bize “tarihinizle yüzleşin” denmesinin arkasında yatan, Kurtuluş Savaşı ve Kemalizm’i kafanızdan çıkarın demektir.

Peki de neden bu kadar irtifa kaybettik? Neden sınırlarımız tartışmalı hale geldi?

Tarihimizi ve değerlerimizi acımasızca yargıladık. Batı destekli irtica, Türkiye’de işbaşı yapmak için tüm varlıklarımızı Batıya açtı. Gelir dağılımı bozuldu, egemen sınıflar, işbirlikçi, Ermeni, Yahudi ve Rumlardan oluştu.

İthalat ve ihracatın %87’si Ermeni, Rum ve Yahudilerin elindedir. Tıpkı Osmanlı’nın son zamanlarında olduğu gibi.

Bu haksızlığa karşı koymak, egemen sınıflar ve onun temsilcisi AKP tarafından ırkçılık ve demokrasi karşıtlığı gibi gösterildi.

Kemalizm mahkeme duvarlarının içine hapsedildi.

Mustafa Kemal Devrimlerini yeniden inşa etmekten başka çıkış görünmüyor.

 

Arşiv

Tarih: 23.04.2009 Okunma: 771

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ.Hakkı Cengiz

22.03.2009 - 11:27

Dediğiniz gibi, öncelikle "ben" değil "biz" bilinci hâkim olmalı... su, elektrik, iletişim ve madenlerde çok büyük oyunlar dönüyor gibi gözüküyor. çok dikkatli olmalı, dikkatle takip etmeliyiz. Selâmlar...

İ.Hakkı Cengiz

22.03.2009 - 11:27

Dediğiniz gibi, öncelikle "ben" değil "biz" bilinci hâkim olmalı... su, elektrik, iletişim ve madenlerde çok büyük oyunlar dönüyor gibi gözüküyor. çok dikkatli olmalı, dikkatle takip etmeliyiz. Selâmlar...