MAYIN KARŞISINDAKİ ACİZLİK

İsmail Hakkı CENGİZ - 29.05.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

 

 

Bir mayının patlamasıyla 6 asker şehit, 8 asker yaralı… Tam da toprağa daha önce gömülen mayınların sökülmesi hakkında ateşli tartışmalar yapılırken…

 

Bundan 17 sene önce, bütün dünya mayınları kaldırma konusunda anlaşıyor. Yine 17 sene önce, daha önce hep tüfekle saldıran PKK taktik değiştiriyor, mayınla saldırılara başlıyor. Son 5-6 yılda ise, saldırılarda mayınlara ağırlık veriyor. Tabii bu arada bütün ülkeler mayınlarını temizlemeye başlıyor. Sanki başka ülkelerin sınırlarından temizlediği mayınlar PKK’nın eline geçiyor. Dünya söktükçe, PKK döşüyor!

 

Peki, PKK’nın bu mayın saldırıları taktiğine karşı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ne gibi bir taktik geliştirmesi lâzım?

 

Mantık diyor ki; “öncelikle mayınların yerini tespit etme, sonra da mayınları temizleme!” Öyle değil mi?

 

Böyle bir taktiğe yönelen TSK, şimdiye kadar mayınları mümkün olduğu kadar uzaktan tespit edebilecek modern cihazlara sahip olabilirdi. Öyle cihazlar dünyada yoksa bile, ihtiyaç dolayısıyla Türk mühendis ve bilim insanları böyle bir cihazı icat edebilirlerdi.

 

Geçen süre içinde, böyle mayın temizleme cihazlarına sahip olan bir ordu ise, son günlerde çok tartışılan, Suriye sınırındaki mayın meselesini de çözebilecek bir kabiliyete ulaşmış olurdu.

*                        *                      *

Türk Ordusu, mayın saldırılarına karşı bir taktik geliştirmiş mi?

 

Yıllardır meydana gelen kayıplardan anladığımız kadarıyla, hayır!

 

Nitekim sınırlarımızdaki yüz binlerce mayının sökülmesi konusu sorulduğu zaman, Genel Kurmay Başkanlığı sözcüsü, Tuğgeneral ne cevap verdi?

 

“Bizim mayınları temizleyecek teçhizatımız ve uzman personelimiz yok!”

 

Mayınları tespit edecek, temizleyecek kabiliyetiniz yoksa, elbette vatan evlatları da, tespit edilemeyen mayınların yanından, üzerinden geçerken şehit olur, yaralanır, sakat kalır.

*                        *                      *

İSTİHBARATTA UZMAN PERSONEL VAR MI?

 

Mayını bir yerlere döşemek çok zor değilse de pek kolay da değildir. Mayını bir yerlerden bulacaksın veya kendin imal edeceksin, gömeceğin yere taşıyacaksın, bir bakışta belli olmayacak şekilde döşeyecek ve sonra ortadan kaybolacaksın. Bunlar ciddi çalışmaları ve uzun bir zamanı gerektirir. Eğitimi, uzmanlığı gerektirir. Eğer uzaktan patlatılıyorsa, belli bir mesafeden sürekli gözlenmesi gerekir.

 

Bütün bu safhalar esnasında, MİT ve TSK istihbaratı hiçbir haber alamıyor mu? Hiçbir şey tespit edemiyor mu?

 

İsrail’den alınan, Heron adlı insansız istihbarat uçakları bir işe yaramıyor mu?

 

Yaramadığı anlaşılıyor!

*                        *                      *

ATA’DAN

 

O halde nereye gidiliyordu?

Bu gidiş, elbette felâkete, hacalete (çöküşe) doğru bir gidişti.

 

Mustafa Kemal,  Zâbit ve Kumandan'la hasbihal, 1913

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 29.05.2009 Okunma: 654

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?