DÜNYA BARIŞINI ANADOLU KURACAK

İsmail Hakkı CENGİZ - 05.06.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

 

Dünyanın hali ortada! Her yerde çatışma, kutuplaşmaya, buhran… Hiçbir yerde huzur yok! Sadece ülkeler arasında değil, her ülkenin kendi toplumu içinde de parçalanmalar var. Bir yanda aşırı beslenmekten çatlayanlar, beri yanda bırakın yiyeceği temiz içme suyu bile bulamayanlar…

 

Barış ve huzuru bozan temeldeki sebep; vahşi kapitalist düzen… Aşırı kâr hırsı…

 

Bu hırs var oldukça, dünyanın bunalımlardan kurtulması, sosyal barışın hâkim olması mümkün değil!

*                        *                      *

 

Başlıktaki ifade, TEMA Vakfı kurucusu Hayrettin Karaca’ya ait. Karaca’ya göre, dünya insanının yaşadığı bunalıma tek çare; Türk insanının özünde olan, “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” ilkesi, paylaşım kültürü ve kanaatkârlıktır.

 

1922 doğumlu olan Karaca, Cumhuriyetin ilk yıllarından bahsederken, “fakirdik ama aç insanımız yoktu” diyor. Neden? Çünkü paylaşım ve dayanışma vardı.

 

Ona göre; her ne kadar, Anadolu insanının bu karakteri, Batı’nın etkisiyle küllenmişse de, önünde sonunda özümüze döneceğiz. Genlerimizdeki üstün ahlâk önce Anadolu’ya ve sonra dalga dalga bütün dünyaya huzuru getirecek. Hayrettin Karaca, “adı batasıca” dediği Batı’nın, sorunlara asla çare olamayacağını söylüyor.

 

*                        *                      *

 

Karaca’nın ilginç tespitleri var: Teknoloji işsizlik üretir, toprak istihdam yaratır. Dolayısıyla teknoloji arttıkça toprağa dönmekten başka çıkar yol yok. Çünkü ona göre;

 

Toprağı hor gören,

Yarını zor görür.

 

Bu noktada, Kılıçdaroğlu’nun, CHP İstanbul Belediye başkan adayı iken, geliri olmayan ailelere, “600 TL aylık” vaadini de şiddetle eleştiriyor. Kılıçdaroğlu’nun o vaadiyle, Anadolu’dakilere, “Toprağınızı bırakıp İstanbul’a gelin, bir gecekonduya yerleşin, size benden 600 TL maaş!” demeye getirdiğini söylüyor.

 

*                        *                      *

 

Perşembe günü, KALDER’in ev sahipliği yaptığı “Mükemmelliği Arayış” etkinliğinde, Hayrettin Karaca’yla 3 saat beraber olduk. Karşımızda, yanımızda bir evliyanın ete kemiğe bürünmüş hali vardı.

 

Genellikle evliyaları, insanüstü kerametler gösteren, doğaüstü varlıklar olarak düşünürüz. Onları hayalimizde canlandırmak oldukça zordur. Hâlbuki işte, kanlı-canlı, etiyle kemiğiyle bir evliya yanı başımızdaydı.

 

Aklıma Yunus’un, “Ete kemiğe büründüm / Yunus gibi göründüm” sözleri geldi. Herhalde, Karaca Yunusların, Velîlerin kumaşındandı. Bilgelerin yüksek idrakini haizdi ve bu idraki yaygınlaştırmaya çalıyordu.

 

Anadolu kültürünü iliklerine kadar özümsemiş olan evliya, ekonominin hasta olduğunu vurguladıktan sonra, dermanı da gösterdi: İhtiyaç kadar üretim, ihtiyaç kadar çalışmak, ihtiyaç kadar kazanmak… Çünkü fazlası kendinizi de, toprağı da, kaynakları da tüketmek demekti.

 

Elbette kapitalist düzenin yerine de paylaşım düzeni!

 

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 05.06.2009 Okunma: 713

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?