Kapatma

İsmail Hakkı CENGİZ - 15.03.2008

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının AKP hakkında kapatma davası açtığı haberi, akşam saatlerinde, haber bültenlerine bomba gibi düştü.

Uzman olan, olmayan ne kadar allame varsa ekranlarda… Yüksek fikirlerini serdediyorlar. Lehte ve aleyhte konuşanları ibretle seyrediyoruz.

Sevinen var, üzülen var, alaya alan var, panikleyen var.

İlginç olan husus, konuşanların tamamı “demokrasi” kavramına gönderme yapıyor.

Habere sevinenler, davanın açılmasını demokrasinin korunmasının bir gereği olarak görüyor.

Üzülenler ve panikleyenler ise, demokratik ülkelerde parti kapanması diye bir şey olmadığını ileri sürüyorlar. Fakat bu kişilerin çoğunun, DTP için kapatma davası açıldığında ağızlarını açtığını duymadık. Demek ki, demokrasi bize, bizim demokratik haklarımıza dokunulduğu zaman lâzım oluyor. Bizim desteklediğimiz partiye dokunulmazsa demokrasi umurumuzda bile değil.

Bundan daha ilginç olanı ise, aynı gün demokratik haklarını kullanmak için eylem yapan işçi ve memurlara Başbakanın hoşgörüsüzlüğü idi. Parti kapatılmasını demokrasiye aykırı bulanlar, hak arayanlara karşı Başbakanın öfkesini, memur ve işçileri suçlamasını hiç de demokrasiye aykırı bulmuyorlar. Bilge bir duruşla, Sayın Başbakan hoşgörülü ol ki, senin de hoşgörü beklemeye hakkın olsun, diyenine rastlamadım.

*                        *                      *

Hadise, her haliyle üzücü…
        Ülkede parti kapatma davası açılabilecek bir ortamın bulunması üzücü…
        Kapatmaya özne olabilen partilerin bulunması üzücü…
     Yaşananların, demokrasinin kökleşip, benimsenmediğini açıkça göstermesi dolayısıyla üzücü.
        Sevindirici bir şey yok mu?
        Var.
        Sayın Başbakan, bana hiç güven vermiyor.
        Hayır, laikliğe bakışı değil, demokrasiye bakışı hiç güven vermiyor.
        İmkân ve fırsat bulsa, tereddütsüz diktatörlüğünü ilan eder gibi geliyor.
      Çok katı, baskıcı, bastırıcı bir parti başkanı. Kendisinden başka kimseye söz hakkı tanımıyor. Partisinde ve dışında kendisi gibi düşünmeyen hiç kimseye hayat hakkı tanımak istemiyor. En küçük bir eleştiriye, hak aramaya, demokratik talebe tahammülü ve hoşgörüsü yok. Bu açılan dava, belki kendisinin bu konularda bir özeleştiri yapmasına vesile olur. Demokrasinin, hukukun, adaletin kendisi başta olmak üzere hepimize lâzım olduğunu görmesine yardımcı olur da, bu yönde adımlar atar, umarım.

Bu konuda ümidin var mı, derseniz?

Ben, iflah olmaz bir iyimserim. Ümit en son terk edilen şeymiş.

*                        *                      *
 

Demokrasiye Aykırı Mı?
 

Parti kapatma, tabii ki demokrasiye aykırı.

Ama partide tek seçici olmak, tek başına karar vermek, yerel ve genel seçimdeki adayları tek başına belirlemek, beğenmediği sesi susturmak da demokrasiye aykırı.

Yüzde 10 seçim barajı da demokrasiye aykırı.

Hiç önseçim yapmamak da demokrasiye aykırı.

Daha yüzlercesini sıralayabileceğimiz demokrasiye aykırı madde ve uygulamalar konusunda 6 sene hiçbir adım atmayın…

Üstelik kendi otoritenizi alabildiğine artırın…

Bugüne kadar demokrasi hiç aklınıza gelmesin…

Kapatma davası açılınca, deyin ki, parti kapatma demokrasiye aykırıdır.

Siz, demokrasiyi hiç korumayın, geliştirmeyin, önündeki engelleri hiç kaldırmayın ama demokrasinin sizi korumasını, kurtarmasını bekleyin.

Belki mümkün.

Siyasi partiler nasıl ki, demokrasinin vazgeçilmez kurumlarıysa, kabul edelim ki, Anayasa Mahkemesi de demokrasinin bir kurumudur.

Onun kararını da saygıyla beklemek ve karşılamak demokrasinin gereği değil mi?

Zulüm

İşçi ve özellikle memurlarımız, kırk yılda bir, iki saatlik eylem yaptılar. Demokrasi şampiyonu Başbakanımız, bu eylemi “zulüm” diye nitelemiş.

İki saatlik eylem zulümse, sizin altı senelik iktidarınızın kısmı azamisinde milletin ensesinde boza pişirmenize ne demek lâzım?

Bu işçiler ve memurlar niçin eylem yapıyor?

Yeni Sosyal Güvenlik Yasasıyla hakların geri götürüldüğü iddiasıyla…

Aynı yasaya yüce meclis neleri eklemişti?

Hatırlayalım: Memura yüzde 2 zam yapılırken, kendilerine yüzde 52 zam yapıyordu. Sayın Başbakana sormak lâzım, meclisin bu yaptığı zulüm olmuyor mu?

Yine aynı yasada, meclis üyeleri kendilerine “GAZİ” unvanı kazandırmadılar mı? Bu unvan başta gazilerimiz, bütün millete zulüm değil midir?

 

Türkçenin karasevdalıları

            Her halk kendi ikliminin lisanını söyler. Türkçeyi sevmek ve anlamak için, önce Türk milletini ve milletimizin tarih boyunca emek verip meydana getirdiği her millî eseri sevmek, anlamak gerekir.

Yahya Kemal Beyatlı


            Arıyorum (Dünden devam)

            Sekinin, alanın platform, merkezin center,
            Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
            Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?

            Yusuf Yanç (Devam edecek)

 

Mavibulvar’dan
 

Övünün beyler övünün

     Övünen bir millet olduk
     Övünün beyler övünün
     Hastalıklı illet olduk
     Övünün beyler övünün

     Bu nasıl bir gidişimiş
     Eğitim sıfıra düşmüş
     Yüzsüzlük fırında bişmiş
     Kızarın beyler kızarın

     Zübüklüğü dert eden yok
     Bilime doğru giden yok
     Sanayiden laf eden yok
     Utanın beyler utanın

     Utanmayan yüz ne yapsın
     Söylenmeyen söz ne yapsın
     Yaz diyor ki güz ne yapsın
     Düşünün beyler düşünün

     İktidarla muhalefet
     Kalitesiz bir rekabet
     Yozlaşmaya arttı raybet
     Övünün beyler övünün

     Yağmur yağar dolmaz dere
     Dost Şeref im böyle nere
     Bakın şehirle köylere
     Övünün beyler övünün

     11-03-2008    Dost Şeref

Tarih: 15.03.2008 Okunma: 716

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Osman Yıldız

04.03.2008 - 16:18

İsmail bey Varlığımız mucize. Sizin yazılarınız vecize. Önceki yazılarınıza rağmen, sizi de kaybetmeye başlıyoruz. Ülkemizin gerçeği, sadece gerçeği yazacak kalemlere ihtiyacı var. Okunmasalarda gerçekler önemli. Bazı cümleleriniz "olacak o kadar tv" gibi abartıya kaçmış. Yazdığınız her cümleyi zevk alarak okuduğum için; bu kadar serzenişimi maruz görün. Saygılarımla

Necmi Uçar

05.03.2008 - 00:09

Köşenizde şiirime yerverdiğinizden dolayı sevgi ve saygılarımı sunuyor ve diyorum ki yaşam süreci içerisinde kurallar olmazsa, olana da uylmazsa , herkes başkalarını rahatsız etmek uğruna da olsa bencilce yaşamayı tercih ederse, kendisinin beş kuruşluk kârı için başkalarının binlerce zararına gönlü razı olursa biz daha çok mucizeler bekleriz. "Bize insan demek için şahit lazım yalancı, Konuşanın karnı ağrır başlar inceden sancı"

kkk

05.03.2008 - 03:50

Merhaba; Enerjiye inanıyorum ve enerjinin yarattığı bizim keşfimizde kumanda mucizeye.Basit bir örnek verecek olursam;Adamın birinin dolmuşa bindiği an parasını direk elden teslim edip, oturduktan sonra kimseyi rahatsız etmeme inceliğine şahit olduktan sonra bende aynı hareketi yapmaya başladım.Sonra bizim semte bu yayıldı 2 ay içinde hakikaten mucize ama şimdi kimse oyuranı zırt bırt para uzatarak rahatsız etmiyor...Düşünce aslında maddi bir kavramdır kanımca, bütün düşüncelerimzin yakamıza yapışması, İsa nın da bununla ilgili şöyle bir sözü var''DÜŞÜNCELERİNİZDEN DE SORUMLUSUNUZ''ZİZEĞİN DE;OİDİPUS kompleksi analizine göre, Kral bir gün oğlunun kendini öldürüp, karısıyla evleneceğine inanmamış olmasaydı ilerki yıllarda kainin gördüğünü bizzat onaylamayacaktı...Dolayısıyla korkularımızı beslememek istiyorsak ki, doyunca ilk sizin boğazınıza çöker. mucizeye kesinlikle inanmalıyız.Hepimiz bir bütünün hücresiysek bir hücrenin aktivitesi bile kardır...THEA ALEXANDER İN MS 2150 kitabını mutlak tavsiye ederim olmanın dışındaki mucizelerini sallamayanlara... Kalbinize Sağlık. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Osman Yıldız

04.03.2008 - 16:18

İsmail bey Varlığımız mucize. Sizin yazılarınız vecize. Önceki yazılarınıza rağmen, sizi de kaybetmeye başlıyoruz. Ülkemizin gerçeği, sadece gerçeği yazacak kalemlere ihtiyacı var. Okunmasalarda gerçekler önemli. Bazı cümleleriniz "olacak o kadar tv" gibi abartıya kaçmış. Yazdığınız her cümleyi zevk alarak okuduğum için; bu kadar serzenişimi maruz görün. Saygılarımla

Necmi Uçar

05.03.2008 - 00:09

Köşenizde şiirime yerverdiğinizden dolayı sevgi ve saygılarımı sunuyor ve diyorum ki yaşam süreci içerisinde kurallar olmazsa, olana da uylmazsa , herkes başkalarını rahatsız etmek uğruna da olsa bencilce yaşamayı tercih ederse, kendisinin beş kuruşluk kârı için başkalarının binlerce zararına gönlü razı olursa biz daha çok mucizeler bekleriz. "Bize insan demek için şahit lazım yalancı, Konuşanın karnı ağrır başlar inceden sancı"

kkk

05.03.2008 - 03:50

Merhaba; Enerjiye inanıyorum ve enerjinin yarattığı bizim keşfimizde kumanda mucizeye.Basit bir örnek verecek olursam;Adamın birinin dolmuşa bindiği an parasını direk elden teslim edip, oturduktan sonra kimseyi rahatsız etmeme inceliğine şahit olduktan sonra bende aynı hareketi yapmaya başladım.Sonra bizim semte bu yayıldı 2 ay içinde hakikaten mucize ama şimdi kimse oyuranı zırt bırt para uzatarak rahatsız etmiyor...Düşünce aslında maddi bir kavramdır kanımca, bütün düşüncelerimzin yakamıza yapışması, İsa nın da bununla ilgili şöyle bir sözü var''DÜŞÜNCELERİNİZDEN DE SORUMLUSUNUZ''ZİZEĞİN DE;OİDİPUS kompleksi analizine göre, Kral bir gün oğlunun kendini öldürüp, karısıyla evleneceğine inanmamış olmasaydı ilerki yıllarda kainin gördüğünü bizzat onaylamayacaktı...Dolayısıyla korkularımızı beslememek istiyorsak ki, doyunca ilk sizin boğazınıza çöker. mucizeye kesinlikle inanmalıyız.Hepimiz bir bütünün hücresiysek bir hücrenin aktivitesi bile kardır...THEA ALEXANDER İN MS 2150 kitabını mutlak tavsiye ederim olmanın dışındaki mucizelerini sallamayanlara... Kalbinize Sağlık. Başarılarınızın devamını diliyorum.