Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
RTÜK Başkanı Zahit Akman hakkında Başbakan ne diyor: “İyi bildiğimiz bir arkadaşımız. Dürüst
bilirdik. Biliriz.”
Cümlenin başındaki “iyi” sıfatı; hem “yakından
tanırız, ciğerini okuruz, cemaziyülevvelini biliriz” manâsında, hem de “iyi
insandır, erdemlidir” anlamında söylenmiş olmalı.
Akman’ın dürüstlüğü için de önce “Dürüst bilirdik!”
diye ağzından kaçırıyor, “aslında
değilmiş, en azından kafamızda şüpheler oluştu” demeye getirirken; “Biliriz” şeklinde düzelterek, Akman’a sahip çıkıyor.
Bir noktada dürüstlüğüne kefil oluyor. Tabii bu sözleriyle Erdoğan, dürüstlüğe de fevkalade bir önem ve kıymet
verdiğini de ispatlıyor!
Sonra devam ediyor: “Zahit Akman’ın AKP ile bir ilişkisi yoktur, onun adıyla partimizin
lekelenmeye çalışılması kadar yanlış bir şey olamaz.”
E, hani Akman’ı dürüst bilirdin. Dürüstlüğüne
kefildin. Dürüstlük senin nazarında üstün bir nitelikti. O halde, dürüst
birinin yakınlığı, onunla birlikte anılmak sana ve kurumuna şeref vermesi
gerekmez mi?
* * *
Hayır, hayır!
Dürüstlük
piyasada da, siyasette de 5 para etmez. Bu dünyada hiç kimseyi “ne
dürüst bir arkadaş!” diye hiçbir yere getirmezler. Ne getirmesi? Dürüstlük,
hemen her zaman bir ayak bağıdır… Sağlam bir karakter başa derttir… Dürüst bir
kişiyi eğip bükemezsin… Hukuksuz arzularına itaat ettiremezsin…
Hasbelkader yanlışlıkla, dürüst, karakter sahibi
birisini milletvekili, bakan falan yapmış veya bir üst yönetime getirmişsen
ondan bir an evvel kurtulmaya çalışırsın. Herhangi bir partideki, dürüst,
karakter sahibi, omurgalı bir üye, liderinin gözünde bir bozguncudan başka bir
şey değildir.
Dürüstü kimse sevmez! Karısı bile…
* * *
Devlette, siyasette birilerini “dürüsttür” diye üst
kurullara getireceksin… Bu ancak saflar ülkesinde olur veya öyle olduğuna sadece
saflar inanır.
Çoğu amir, çalışacağı kişinin fırıldak, fırlama, işbitirici, esnek hatta biraz Buş olmasını
ister. Bu niteliklere(!) sahip birisinde dürüstlükten eser olabilir mi?
Üst yönetimlerde işbitirici ve fırıldak olmak daha da
elzemdir.
Akman’ı iyi bilen Erdoğan; sizce onu “dürüst” olduğu
için mi RTÜK’e atamıştır?
* * *
BÜYÜKANIT TAHMİNİ
Üstünden 2 seneden fazla zaman geçen ve unutulan bir
konu, şimdi pat diye ülke gündemine oturuyor. Bu işten kimin menfaati var?
Karşısına geçen gazeteciler, Başbakanın istemediği
bir suali soramayacaklarına, hatta sorular önceden Başbakan’a verildiğine göre;
bu konunun gündeme gelmesini bizzat Başbakan istemiştir.
Anlaşılıyor ki; 03 Mayıs 2007’de gerçekleşen, Erdoğan-Büyükanıt arasındaki “Dolmabahçe görüşmesi”nin içeriğinin
açıklanmasında Başbakan’ın menfaati vardır. Büyük bir ihtimalle seçimlerden
önce açıklayacaktır.
Önceki yazılar