Ekonomide yeşil sürgün iyimserliği,
yazın kuruyan sarı ot yığınına döndü. Gerilemenin V ile çıkışa geçtiğini
söyleyenler, şimdi U diyorlar.
Yapay iyimserlik propagandası buraya
kadar geldi.
İyimserler yatırımcıdan medet
umuyor. Yatırımcıya değil, tüketiciye bakmak gerekiyor. Tüketicinin gelecek
güvencesi olmadan harcaması olmayacağı belli. Bunu onlarda biliyor. Ama yapay
iyimserlik pompalayarak, kapitalizmi oksijen çadırında tutmak işlerine geldi.
Tüketici güveni gelmeden toparlanma
olmaz. U da, V de olmaz.
Tüketicinin gelecek güvencesi yoksa
bankadan borçlanıp da konut alımına girer mi? Ya işini kaybederse! Banka
borcunu nasıl ödeyecek?
Yani eskisi gibi kazancı olmayana
hadi borçlan demek olmuyor.
Kapitalizm çalışana güven vermiyor.
Güven, kapitalizm tarafından yıkıla yıkıla bu güne geldi. Güveni yeniden tesis
etmeye artık kapitalizmin gücü yetmiyor. Zaten krizlerin önünün alınamamasının
ve derinleşmesinin sebebi de budur. Onun için kriz hiçbir zaman bitmeyecek. Toparlanma
da olmayacak.
Kapitalizm şimdiye kadar
yaptıklarının aynısını yaparak güven toplayamaz.
Bize gelince, bizde ne sermaye
tarafında yatırım yapacak sermaye var, ne de tüketicide tüketecek mecal ve
güven var. Onun için kriz daha delici oluyor.
Bazılarına göre, ekonomideki
daralma, ne V'dir, ne de U'dur. Bu bir X'dir.
Yeni bir yola ihtiyaç vardır.
Bizler onun için başından beri
diyoruz ki, bu kriz kapitalizmin krizidir. Kapitalizmin krizlerinde, üst gelir
gruplarının durumlarında bir değişiklik olmaz. Hatta rahatlamalar olur.
Fakirin gittiği lokanta, sinek
avlarken, zenginin gittiği lokantalar dolup taşar. Değeri 600.000 TL olan
konutlar hızla satılırken, üç odalı mütevazı daireler müşteri bulamaz.
Sözün kısası, krizler zenginlerin
daha ucuz kaynaklara kolay ulaşmasını sağlar. Kapitalizmin yöneticileri
zenginlerden oluştuğu için çalışanların halinden anlamaz.
TÜSİAD Modern Kölelik Yasasının
çıkarılmasından yanadır. Yani sömürüden yanadır.
İyi de sömürecek bir şey kaldı mı?
Arşiv