Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Son 1 yıl içinde, bir buçuk milyondan fazla kişinin işini kaybettiği bildiriliyor. Onların
pek çoğunun, vaktiyle çalıştıkları kurum veya şirket hesabına cep telefonu
sahibi olduklarını tahmin edebilirsiniz. Çünkü kurum hattı çok önemli
avantajlar sağlıyor. Kurum hattı
sahipleri, söz konusu avantajı işten çıktıktan sonra da sürdürme eğiliminde
olabilirler.
İşte bu noktada çok dikkatli olmalarını tavsiye
edeceğiz. “Kurum hattı” kullanan bir öğretmenin başına gelenler, konunun ne
denli hayatî olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Söz konusu öğretmen, bir “özel eğitim merkezinde” idarecidir. Ekim-2007’de kurum hattı
sahibi olur, Kasım-2007’de işten çıkarılır. Kurumun kendisine sağladığı
avantajlı GSM hattını kullanmaya devam eder. Cep telefonu alınırken, fatura için,
doğal olarak “kurumun adresi” gösterilmiştir.
İşten çıkarılınca, fatura adresinin değiştirilmesi
için, internet üzerinden söz konusu GSM
şirketine müracaat eder. Cevap alamaz, bir daha dener, yine cevap yoktur. Faturaların
ev adresine gönderilmesi için, ilgili
GSM şirketinin ana bayilerine başvurur. Her seferinde, kendisine bir “numara” verilir, adres değişikliği için bu numarayı araması söylenir. Hoca, bunu ihmal
eder.
Eğitim kurumlarına avantaj sağlayan Söz konusu GSM şirketinin
hangisi olduğunu anlamışsınızdır ama ben yine de adını yazmayayım.
Derken, Aralık-2007 sonlarında, işten çıkarıldığı
“özel eğitim merkezi”nden bir telefon gelir. “Kurumun sağladığı hattın, kurum tarafından kapatılacağı”
bildirilir. Hoca, “kapatmayın,
faturaları ben öderim!” diye engel olaya çalışsa da, “Hayır kapatılacak!” cevabını alır. Nitekim 2 gün sonra deneme
yaptığında, hattın kapanmış olduğunu görür.
Bu vaziyette aklınıza ne geliyor? Telefon kapatıldığına göre, borcu da
ödenmiştir! Hoca, başka bir GSM şirketinden yeni bir hat alarak onu
kullanmaya başlıyor. “Kurum hattını” da
unutuyor.
Aradan bir buçuk seneden fazla zaman geçiyor. Hoca, mütevazı
bir tatil beldesinde ayaklarını uzatmış, tatilin keyfini çıkarırken telefonu çalıyor.
Karşısındaki ses, bir avukatlık bürosundan aradığını, “kurum hattı telefonunun 375 TL. borcu olduğunu, hemen ödemezse haciz
geleceğini” bildiriyor.
Hoca, şaşkınlıktan şaşkınlığa düşer. Yaklaşık 2
yıldır ne bir fatura görmüştür, ne de herhangi bir borcu olduğuna dair ikaz
gelmiştir. Faturaları adresine yollamayan, borç ikazı için de telefonunu
aramayan şirket, haciz işlemi ikazı için telefonunu buluvermiştir.
Aslında, hoca, şirketle cebelleşmemek için,
bildirilen rakamı borç-harç ödemeye razıdır. Fakat elinde hiçbir resmî bildirim
bulunmadığından, söz konusu rakamı ödese bile borcun kapanacağından emin
olamamaktadır.
Hocanın keyfi kaçmış, kendini savunmasız ve çaresiz
hissetmektedir. Şimdi, kuzu kuzu haciz işleminin uygulanmasını beklemektedir. Bu
arada, söz konusu borca da günlük faiz uygulandığını da öğrenir.
Şirket hattı kullananlara duyurulur: Hattınız
kapatılmışsa bile borç olup olmadığını mutlaka kontrol ediniz.
Önceki
yazılar