Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu topraklarda millet hiçbir zaman iktidar olmamıştır.
Yüce Meclis’in duvarında, 85 yıldır, kocaman “Egemenlik Kayıtsız, Şartsız Milletindir.” yazmasına rağmen olamamıştır.
Atatürk’ün ifadesiyle, “Hâkimiyet, bilakayd-u şart milletindir”, onun, gerçekleşmesini arzu ettiği bir ideali, bir temennisidir. Hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Daha uzun süre de gerçekleşemez.
Neden?
Çünkü milletin böyle bir talebi yok.
Milletin talebi, iktidar olmak değil, bir kurtarıcının kendisini kurtarmasıdır.
Kendimizi kandırmayalım.
Dünkü Yenişafak Gazetesinde, Abdullah Muradoğlu şunları yazıyordu: “Konya'dan değerli bir büyüğümüz İsmail Anbarlı, özel arşivinden derlediği bir koleksiyon gönderdi bana. 1947–1980 arasında yayımlanmış pek çok dergi ve gazeteyi dijital ortama aktarmış. Altmış yıldır meğer aynı şeyleri tartışıp duruyormuşuz.
Altmış yıldır hiçbir şey değişmemiş.”
* * *
Şöyle, yaygın bir kanaat var: “Seçkinler”, halkın seçtiklerine iktidarı bırakmıyor.
Kim bu “seçkinler?”
CHP ve üst düzey asker-sivil bürokrasi. Bir de şöyle bir formül; ordu + CHP = İktidar. Bunlar çok yazılıp, konuşuldu. Benim ailem de eski DP’den gelen bir aile. Menderes hayranı babam da bu fikre yakındır.
Böyle düşünenler, açıkça dile getirmeseler bile AKP iktidarını milletin iktidarı olarak görüyorlar. Bu düşüncenin medyadaki temsilcilerinin büyük çoğunluğu da, iyi niyetle, “halkın iktidarı olan AKP’yi savunmalı, ona destek olmalıyız”, fikrindeler.
Bizim gözlemimiz pek aynı yönde değil. Siyasî iktidar altı sene önce halkın içinden çıktı. Ama altı sene sonra halktan tamamen koptu. “Memleket dâhilinde iktidara sahip olanlar” halktan geliyorlar ama biraz sonra halktan kopuyorlar.
Asker ve sivil üst seviye bürokratlara bakın. Onlar da işçi, memur, çiftçi, köylü, esnaf çocuklarıdır. Ama yönetimin zirvelerine gelince bambaşka kişiler olurlar. Siyasî iktidarın tepesindekilerle beraber, büyük mutabakat içersinde “oligarşi”yi oluştururlar. Bu büyük mutabakatı usta gazeteci Umur Talu sık sık, Sabah’taki köşesinde açıklar.
* * *
AKP iktidarına halkın iktidarı diyenler şunları görmeli:
“Halkın iktidarı”, halk için, halkın yönetime katılımı için, halkın sıkıntılarını gidermek için ne yaptı?
Altı sene önce, çocukları eğitim bursuna ihtiyacı olan başbakanın çocukları ve sonra damatları, bugün milyar dolarlık ihaleleri kazanabilen iş adamları olmuştur.
Bu iktidarın kodamanları çocuklarına, benim ve halkımızın ismini bile telaffuz etmekte zorlanacağı büyük otellerde düğünler yapmışlardır. Daha evvelsi gün bir tane vardı.
Ülkede, yaşları otuza yaklaşan yüz binlerce üniversite mezunu hiç iş bulamazken, iktidardakilerin 16, 18, 20 yaşlarındaki çocukları, her biri, birkaç işin sahibi, büyük işadamları olabilmektedirler.
Ha, derseniz ki, bunlar yetenekli ailelerden geliyor, iş bitirici çocuklar!
Ona da bir itirazım olmaz.
Demek ki, milletin iktidarı böyle bir şey.
Türkçenin karasevdalıları
Türkçe Dili
Can
Türkçe dili, canan dili cennet dili
Ne yapayım, aşığıyım,
yârenimin dili
Anam babam kardaşım, bacım
atamın dili
Edep ilim irfan, ehl-i kâmil,
nizam dili
Rifat Kaya (Devam edecek)
Yeşilırmak Vadisinden
Zor Dönem
Çok zor bir
dönemdeyiz, zeminimiz çok kaygan,
Hak hukuk’a bakan yok,
geçilmiyor mafyadan,
Herkes kurtluk peşinde, pay
istiyor pastadan,
Namussuzluk diz boyu, toplum
yoksun vicdandan.
Sorsan yönetenlere her şey
güllük gülistan,
Fakir bir ekmek için, nerdeyse
yazar destan,
Kanaat yok kimsede, bihaber
paylaşmaktan,
“Daha fazlayı iste” olmuş
bizde slogan.
Nereye istersen çek iğdiş
olmuş kanunlar,
Cüzdan-vicdan sayıklar hâkim
ile savcılar,
Güven yok adalete, önde gelir
çıkarlar,
Umutsuz vaka olmuş, bizdeki
tüm yasalar.
Hüseyin Bacanak 19.08.2006
Keçiören - Ankara
Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya
tıklayın.