Oy gizli, haber kutsal, yorum h�rd�r.
Kapital; mal�m, anamal veya sermaye demek... “�zm”
ekini de “d�zen”, “sitem” diye T�rk�ele�tirirsek, Kapitalizm’e, anamal�n veya sermayenin d�zeni diyebiliriz. Asl�nda,
sermaye veya anamal yerine “anapara”
dersek, sistem �ok daha iyi anla��l�r.
Bir nesnenin bir d�zene ad olabilmesi, kendi
sistemini kurabilmesi i�in, elbette gayet kuvvetli, gayet b�y�k olmas� gerekir.
Sermayenin; sanayi devrimiyle birlikte b�y�meye ba�lad��� kabul edilir. O
d�nemde, �nce Avrupa’da, sonra Amerika’da devlet destekli sermayedarlar ortaya
��km��, i��i-patron-iktisad� sistem
kavramlar� l�gatlere girmi�tir.
Devlet
destekli kapital nas�l geli�mi�tir?
Hi� ku�kusuz “i��iler”den olu�an kitleler sayesinde.
Tabii en fazla maden ocaklar�ndan hammadde ��karan ve bu hammaddeyi i�leyen
fabrikalarda �al��an i��ilerin eme�iyle… Anaparan�n nas�l birikti�i edebiyat�n
ve bilhassa roman�n en �nemli konular�ndan biri olmu�tur. �ngiltere’de Charles Dickens, Fransa’da Emile Zola, Amerika’da John Steinbeck kapitalin nas�l
olu�tu�unu ac� ama ak�c� bir dille anlat�rlar. Anaparan�n temelinde kan ve g�zya�� vard�r.
Devletler de, eme�i s�m�r�lenler de durumu a��k a��k
g�r�yorlard�. Bu korkun� adaletsizli�e “daha
g�zel g�nler”in hat�r� i�in tahamm�l ediyor, g�z yumuyorlard�. Kalk�nmak,
geli�mek, bilhassa “refah toplumu”
olabilmek i�in sermayenin �nce birikmesi, sonra da halka yay�lmas� gerekiyordu!
Nitekim 20’nci asr�n ba�lar�nda, belli ba�l� Avrupa
�lkeleri ile ABD geli�mi� ve d�nyan�n en g��l� �lkeleri haline gelmi�lerdi.
Arka arkaya ya�anan 2 d�nya sava��na ra�men, 1950’lere gelindi�inde, bu �lkeler
art�k birer “REFAH TOPLUMU”
halindeydiler. S�z konusu �lkelerde,
zenginlik �yle artm��t� ki; kapitalist
felsefede olmamas�na ra�men, g��l� devlet herkese sosyal g�vence sa�l�yor,
herkese ya i� buluyor veya “i�sizlik maa��” �d�yordu. Ger�i, oralardan gelen haberler, i�lerin
m�kemmel olmad���n� bildiriyor fakat o ayr� bir tart��ma konusu. Bununla birlikte, Bat�’n�n Do�u’ya g�re �ok
ileride oldu�u da bir vak�a!
Avrupa’daki siyas� ve iktisad� geli�meleri, ancak
as�rlarca geriden takip edebilen T�rkiye’de sermaye birikimi 20’nci asr�n ilk
y�llar�nda ba�lad�. Bat�n�n ge�ti�i yollardan ge�ildi. Devlet deste�iyle sermayedarlar yarat�ld�. Biriken sermayeyle
yat�r�mlar yap�ld�, i��iler istihdam edilip �lkenin kalk�nmas� ba�lat�ld�!
Aradan bir
as�r ge�ti. �lkenin kalk�n�p kalk�nmad��� muamma!
Bat� yerinde saymad���, al�p ba��n� gitti�i i�in,
“Geli�mi� �lkeler” s�n�f�na giremedik. Hatta aram�zdaki u�urum gittik�e
a��lmakta… Hele hele “refah toplumu”
olabilmekle uzaktan yak�ndan bir al�kam�z yok. Bu �artlarda ve bu gidi�le
“refah toplumu” olabilmemize imk�n da yok. ��nk� refah toplumu olabilmek i�in
her ne kadar Bat�’n�n yolundan gittiysek de; Bat�’n�n yapt���, bizim
yapamad���m�z, yapma imk�n�m�z�n da olmad��� bir �ey vard�: Ba�ka �lkelerin kaynak ve i�g�c�n�
s�m�rmek.
Haddizat�nda, Avrupa ve Amerika’daki d�zen sadece
Kapitalizm de�ildi! Kapitalizm+Emperyalizm’di.
“Refah toplumu”na sadece �lke
kaynaklar� ve �lke i�indeki emek g�c�yle ula�mam��lard�. Ba�ka �lkelerin kaynak ve i�g�c�n� de s�m�r�p, birikimi kendi
�lkelerine ta��yarak bu noktaya gelebilmi�lerdi.
Yar�n kald���m�z yerden devam edece�iz.
�nceki
yaz�lar