ERGENEKON’U ÇARPITAYIM DERKEN CEHALETİNİ İLÂN ETTİ

İsmail Hakkı CENGİZ - 10.09.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


 

Sabah gazetesinin Emre Aköz adlı yazarı, 9 Eylül tarihli sütununda, dâhiyane bir keşifte bulunarak şu bilgileri veriyor:

 

“Bildiğiniz gibi, Ergenekon efsanesinin kendisi bir efsanedir! Yani safsatadır.

Hikâye Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) tarafından icat edilmiştir. Velhasıl tam bir uydurmadır.” (Bildiğiniz gibi diyor ama bilmiyorduk, yeni öğrendik!)

 

Şu 3 satırdaki devrilen çamları, bir ilkokul öğrencisi bile deviremez. Ama yüz binlerce satan bir gazetede yazarlık(!) yaptırılan, televizyonlara çıkarılıp yüksek fikirlerinden istifade edilen bir kozmopolit, bırakın çamı ormanlar deviriyor. Bir milletin zekâsına, değerlerine hakaret ancak bu kadar olur!

 

Ergenekon bir destandır. Destanlara efsaneler karışabilir fakat adı geçen zavallının bu millî destana “safsata” diyebilecek kadar sapıtmasının izahı; herhalde psikiyatristlerin ilgi alanına girer.

 

Lâkin zavallının asıl kara cehaleti; “hikâyenin icat edilme” safhasında kendini gösteriyor. Kozmopolite göre Ergenekon’u Yakup Kadri icat etmiş! Zavallı köşeci o kadar cahil ki; yaveleri tam bir cahil cüretinin yansımaları… Bakın nasıl?

 

Ergenekon’la ilgili bilgilerin çok eskiye dayandığını ortaya koyan pek çok tarih bilgini var ama biz size hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir kaynağı gösterelim: Kaynağımız, yıllardır Türkiye Gazetesinde başyazar olarak, makalelerini birinci sayfadan yayımlayan büyük tarihçi Yılmaz Öztuna’dır.

 

Öztuna, “Büyük Türkiye Tarihi” adlı 14 ciltlik muazzam eserinin birinci cildi, 21’nci sayfasında şu bilgileri veriyor:

 

“Ergenekon Destanı’nın; Türklerin düşmanları tarafından küçük bir sahaya sıkıştırıldıktan sonra çoğalmaları, demir madenini eriterek yol bulup dış dünyaya açılıp yayılmaları motifi çok mühimdir. 13. asır rivayetleri, Türklerin demiri eriterek anayurttan çıktıklarını göstermektedir.”

 

Neymiş? Demek ki “Ergenekon Destanı” rivayetleri Yakup Kadri’den 7 yüzyıl evvel, 13. asırda ortaya çıkmış.

 

Zavallı yazar, bu kadar uzak rivayetleri bilmeyebilir. Fakat daha ilkokullarda öğretilen, Ziya Gökalp’in Ergenekonla ilgili manzumelerini insan nasıl unutur? 1924’te vafat eden Ziya Gökalp, elbette bu şiirleri; Yakup Kadri’nin “Ergenekon” adlı eserini yayımladığı 1929’dan çok önceleri kaleme almıştır.

 

Gökalp’in şiirlerinden kısa bir bölüm:

 

Yurt girince yâd eline,

Ergenekon oldu yine!

Yol verince gizli yurt

Aldı bizi bir bozkurt.

Kaf Dağından geçirdi,

Türkeline getirdi.

 

*                        *                      *

Yılmaz Öztuna, Ergenekon’la ilgili açıklamalarına şunları da ilave ediyor: “Bu çok mühimdir; Türklerde fâtihlik fikrini, en kötü şartlardan sıyrılma azmini, madene hâkim olup bu suretle üstün tekniği elde tutma ihtirasını göstermektedir.”

 

Millî kültürün en önemli bir değerine saldıran zavallının böyle fikirlerden haberi olacağını sanmıyoruz. Fakat onu saldırtan iradenin bunları çok iyi bildiğine eminiz.

 

*                        *                      *

 

DOĞA VE DOĞAN

 

Son günlerde en fazla konuşulan hususlar; sel felaketi ve Aydın Doğan’a kesilen anormal vergi cezası… O kadar ki, bu konular “demokratik açılım”ı bile gölgede bırakmış vaziyette…

 

Tercüman Gazetesi’nde 10.09.2009 tarihli manşet:

 

BELEDİYELERİN RANTI

 

Bu başlığın altında; Bakan Eroğlu, “Facia, belediyelerin rant uğruna dere yataklarında yapılaşmaya göz yummasıyla geldi” dedi, ibaresinden sonra manşetin devamı:

 

DOĞANIN İNTİKAMI

 

Türkçe’nin cilvesi işte…

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 10.09.2009 Okunma: 668

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?