Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Milletler arası ilişkilerde çoğu zaman taraflar
birbirini ve kamuoylarını oyalarlar. İki tarafın halklarını memnun edecek karar
ve icraatlara imza atılması nadirdir.
Türkiye-Suriye ikili görüşmelerinde işte böyle
nadirattan olan bir karar çıktı. İki ülkenin vatandaşlarına karşılıklı olarak
uygulanan “vize”nin kaldırılması kararı…
Bu bir
devrimdir. Bu tarihî adıma nereden
nereye, nasıl geldiğimizi hatırlarsak, şu basit gibi gözüken icraatın kıymeti
çok daha iyi anlaşılır.
Daha 10 sene öncesine kadar, baba Esat zamanında,
Türkiye’nin en azılı düşmanı Suriye idi. PKK terör örgütü bütün militan ve
elebaşlarıyla Suriye’de barınıyor, oradaki kamplarda eğitim görüyor, besleniyor
ve Türkiye üzerine salınıyordu. Bu durum en az 20 sene sürmüştü.
Aslında, Suriye-Türkiye ilişkilerinin son derece kötü
oluşu 20 yılları çok aşan bir maziye sahipti. Aramızda 1930’lardaki Hatay meselesine
kadar uzanan bir düşmanlık mevcuttu. Aradaki güvensizliğin boyutlarını hesap
edin ki, en fazla mayını, en fazla tel örgüyü Suriye sınırına döşemişiz. Şimdi,
o mayınları kaldırmak başımıza dert oldu.
Din kardeşi ve halkları da birbiriyle akraba olan iki
ülkenin ömürler boyu bu hasmane ilişkileri elbette iki ülkeye de büyük zarar
verdi.
Son zamanlardaki yumuşama, ilişkilerin normalleşmesi gayet
sevindirici… Vakıa, “stratejik ortaklık” gibi biraz coşku ve abartıya kaçan tasarılardan
da bahsediliyor… Onların da hayata geçmesini temenni ederiz.
Lâkin onlar kâğıt üzerinde kalsa bile, iki ülkenin
karşılıklı olarak vizeyi kaldırması başlı başına bir büyük hadise, fevkalade bir
gelişmedir. Bu olay, iki ülke arasındaki güvensizliğin bittiğinin en önemli
göstergesidir.
İki ülke vatandaşlarının karşılıklı olarak birbirine
gidiş gelişinin kolaylaştırılması başta turizm ve ticaret olmak üzere her türlü
münasebeti canlandıracak, yönetimleri ve halkları birbirine daha da
yakınlaştıracaktır.
Bu kararı alan her iki ülke yöneticilerini yürekten
tebrik ediyoruz.
* * *
Türkiye-Suriye arasındaki vizenin kaldırılması, ister
istemez Türkiye-Avrupa ilişkilerini hatırlatıyor insana… Şu kapısında
beklediğimiz Avrupa’yı ve onun Birliği’ni…
AB kapısında iki anlamda bekliyoruz: Hem ülke olarak
AB’ne girmek için yarım asırdır bekliyoruz; hem de bireysel olarak gitmek
isteyenler “vize kuyrukları”nda
bekliyor. AB ülkelerine vize almak, Türkler için büyük bir işkence…
Daha önce de yazdık; bir birliğin veya ülkenin başka
bir ülkeye “vize” engeli çıkarması, doğrudan doğruya güvensizliği gösteren bir
uygulamadır. Düşmanca bir uygulamadır.
Vize duvarı,
AB’nin Türkiye hakkındaki düşüncelerinin tam bir dışa vurumu!
İşte, AB için samimiyetini gösterme fırsatı: Bize
karşı uyguladığı vizeyi kaldırsın, iyi niyetli olduğunu ispat etsin!
Böyle bir mıucize olur mu, dersiniz? AB, Türklere karşı
vizeyi kaldırır mı?
* * *
ÜSTATLARDAN
Zihinler netleşmeli, hem de tam
netleşmeli,
Bulanık zihinleri, önce biraz deşmeli.
Mehmet Nuri Gezmiş
Önceki
yazılar