Kalem
feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”
Lâedri
Bilindik bir hikâye...
Ünlü
bir ressam varmış ve herkes bu
ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek
kadar çok beğenirmiş. Onun yetiştirdiği ressam
olan öğrencisi ise artık eğitimini tamamlamış,
son resmini de yaparak hocasına götürmüş
ve hocasından resmini değerlendirmesini istemiş.
Hocası
: Sen artık ressam sayılırsın, senin resmini
artık halk değerlendirecek demiş ve resmini
şehrin en kalabalık meydanında sergilemesini
istemiş. Resminin yanına da kırmızı bir
kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere
çarpı koymalarını rica eden bir yazı
bırakmasını da sözlerine eklemiş.
Öğrencisi ustasının dediklerini yapmış ve
birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde
görmüş ki, resmin her tarafı çarpılar
içinde ve kırmızı çiziklerden resmi görünmeyecek
hale gelmiş neredeyse. Alıp resmi hocasına
götürmüş ve ne kadar üzgün olduğunu
belirtmiş. Hocası da üzülmemesi gerektiğini ve
yeniden resme devam etmesini önermiş. Öğrencisi
ise yeniden bir resim yapmış ve
hocasına tekrar götürmüş.
Hocası
da : Öğrencisinin yaptığı resmi tekrar şehrin
en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.
Yalnız bir de şart koymuş. Bu sefer
bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı
boya ve birkaç fırçayı resmin yanına
bırakmasını istemiş. Bir de resmin düzeltilmesi
gereken yerlerini fırça ve boyalar
yardımıyla değiştirebilirsiniz diye yazan not
bırakmasını söylemiş.
Öğrencisi ustasının söylediklerinin hepsini
yapmış ve birkaç gün sonra resminin
olduğu yere gittiğinde resmin hiçbir yerine
müdahale edilmediğini gözlemlemiş. Daha sonra bu
durumu hocasına anlattığında hocası şöyle
demiş ona: Sen ilk durumda insanlara fırsat
verdiğinde ne kadar acımasız eleştirilerle
karşılaşacağını gördün. Hayatında resim yapmamış
insanlar dahi gelip resimlerini karaladı. Oysa
ikinci durumda onlardan hatalarını düzeltmelerini
istedin yani yapıcı olmalarını istedin. Bu
sefer o insanlar, resmine tek bir fırça
darbesi dahi eklemediler.
İşte mevzu bahis kişiler, her tarafımızı
kırmızı çizgilerle yapılanları görünmeyecek hale
getirdiler maalesef. “Sen bilmezsin onları, biz onların
ciğerini biliriz.” gibi efelik cümleleri
kurmaktan geri durmazlar. Gönül ister ki
onlar da yol göstersinler ve şöyle desinler :
zamanında biz bu konularda şu hatalara
düştük, aman sizler düşmeyin gibi yapıcı ve
motive edici eylemlerde bulunsunlar. Ama o
da yok. Ama o da olacak inşallah.
Arşiv