OKUMANIN ÖNÜNDE BİR BÜYÜK ENGEL: KÜLTÜR BAKANLIĞI

İsmail Hakkı CENGİZ - 03.10.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


 

Kültür Bakanlığının; okumanın önünde engel olmak bir yana, varsa engelleri kaldırması, okumayı teşvik etmesi gereken bir kurum olması lâzım, değil mi?

Öyle ama bizim bakanlık tersini yapıyor, okumayı engellemeye, kösteklemeye çalışıyor.

Başıma gelenlere bakın, okumak isterseniz nelerle karşılacağınızı görün!

Bornova Halk Kütüphanesine üyeyim, daha doğrusu ben öyle sanıyordum. 25 Eylül Cuma günü kitap almaya gittiğimde, görevli bayan, üyelik süremin bittiğini yeniden üye olmam gerektiğini bildirdi. Elime bir form verdi. O formu doldurup muhtara tasdik ettirecekmişim. Sonra da 8 TL ile birlikte formu kütüphaneye verince üyelik işlemim gerçekleşmiş olacakmış. Her yıl bu işlemi tekrar edecek, her yıl ücret ödeyecekmişim.

Bu uygulama her yerde böyle midir? Eğer öyleyse, zaten çoooooooooook nadir kişilerin okuduğu ülkemizde, böyle bir uygulama kitap okumaya bir büyük engel değil midir?

8 TL, tabii ki küçücük bir meblâğ! Fakat çok fazla okumaya talep olan bir ülkede, meselâ Fransa'da bir anlamı olabilir...

Fakat Türkiye'de... Milyonların kitaba elini sürmediği bir ülkede bu 8 lira ne mana ifade eder? Kütüphaneye ara sıra yolu düşen birkaç kişiye, siz de uğramayın demeye geliyor gibi gözüktü bana!

Bizim gibi, kitap okumanın istisna olduğu, kültürün yerlerde süründüğü bir ülkede okuyandan para almak değil; teşvik etmek için kitap okuyana her vesileyi fırsat bilip para ödemek lâzım... Meselâ kütüphanelerde kayıt tutulup, yılsonunda en fazla okuyan 3 kişiye teşvik ödülleri verilebilir. Tabii her kütüphaneye devamlı giden 3 kişiyi bulmak da bir mesele olmazsa!

*                        *                      *

Kütüphanede yaşadıklarımı hemen o Cuma günü Kültür Bakanlığının internet sitesinde bulduğum, “Kütüphanelerden sorumlu” birime, 2 gün sonra da İzmir İl Kültür Müdürlüğünün internet adresine ilettim. Aradan 1 hafta geçti. Ne cevap var, ne de bir ses!

Bornova’da, bir de belediyenin ATATÜRK Kitaplığı var… Oraya da yıllardan beri üyeyim. Aynı gün Halk Kütüphanesinden çıkıp Atatürk kitaplığına gittim. Aradığım kitapları orada buldum. Üyelik konusunda, kitaplıktan yararlanma konusunda hiçbir engel yok. Ayrıca Atatürk kitaplığında günlük gazeteler var. Bornova’da yaşayanlara duyurulur. Bornova Belediye Başkanlığına bu güzel hizmetinden dolayı teşekkür ederiz.

Kültür Bakanlığına ve İl Kültür Müdürlüğüne gelince; her şeyden önce ilçe kütüphanelerine bir baksınlar, kütüphaneye uğrayan vatandaş var mı? Vatandaştan vazgeçtim, öğrenci var mı?

Yok!

Neden?

Çünkü etkili bir Kültür bakanlığı yok!

*                        *                      *


VALİ-POLİS MASALI

Yapılan ihbar üzerine, Erzurum’da bir polis ekibi, bir otomobilde, bir erkekle bir kadını uygunsuz” vaziyette görmüş.

Polis memuru, kimlik istemiş. Erkek, Ben valiyim” deyince, polis memuru da, “Ben de başbakanım” karşılığını vermiş. Birlikte karakola gitmişler.

 

KARAKOLDA

Valiyim diyen şahıs, gerçekten çıkmış vali,

Duyan polisin düşmüş yanlara iki eli…

Gülüp de geçmek olmaz, etmek lâzım teselli,

Görev yapan polise en üst paye verilmeli…

Desem ki, oldun “gönüllerin cumhurbaşkanı”

Sanırım halk onaylar, çok görmez bu unvanı.

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 03.10.2009 Okunma: 700

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Seyfeddin Karahocagil

30.08.2009 - 11:21

Sen çok yaşa Muhterem Kardeşim ve aziz dostum. Öyle bir güzel konuyu gene dillendirmişsin ki..Ben bu yazıyı şu günlük gezetelerin baş köşelerinde görmek isterdim..Ama ne gezer onlar Yağcılıklarına devamla milleti aldatıp, avutup ceblerini doldurmayla meşguller. Maddeci sistemde Medya Kompradorların olunca hal böyle gülünç oluyor..Biz de hergün Nasrettin hocanın fıkrasındakine benzer asparagas haberlerle boğuşup duruyoruz. Hani Nasrettin Hocanın Birisine bocu varmış ta istemeye gelmiş. Hoca - Yolların kenarına diken ektim. Onlar bitsin Koyun sürüleri geçerken yünleri takılacak, ben onları toplayıp kumaş yapar satar senin paranı veririm diyince adam gülmüş. Hoca -Parayı peşin duyunca nasılda gülersi köftehor demiş.. Selam, sevgi ve saygılarımla..

Seyfeddin Karahocagil

30.08.2009 - 11:21

Sen çok yaşa Muhterem Kardeşim ve aziz dostum. Öyle bir güzel konuyu gene dillendirmişsin ki..Ben bu yazıyı şu günlük gezetelerin baş köşelerinde görmek isterdim..Ama ne gezer onlar Yağcılıklarına devamla milleti aldatıp, avutup ceblerini doldurmayla meşguller. Maddeci sistemde Medya Kompradorların olunca hal böyle gülünç oluyor..Biz de hergün Nasrettin hocanın fıkrasındakine benzer asparagas haberlerle boğuşup duruyoruz. Hani Nasrettin Hocanın Birisine bocu varmış ta istemeye gelmiş. Hoca - Yolların kenarına diken ektim. Onlar bitsin Koyun sürüleri geçerken yünleri takılacak, ben onları toplayıp kumaş yapar satar senin paranı veririm diyince adam gülmüş. Hoca -Parayı peşin duyunca nasılda gülersi köftehor demiş.. Selam, sevgi ve saygılarımla..