KÜRTLERİN KADERİ SÜREKLİ KANDIRILMAK MIDIR?

İsmail Hakkı CENGİZ - 05.10.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


Bu sorunun muhatabı elbette sadece Kürtler değil... Bu ülkenin bütün insanı için aynı soruyu sorabilirsiniz! Sürekli kandırılmak kaderimiz midir?

Lâkin şimdi gündemde mademki Kürtler var, “Kürt açılımı” var, o halde sorunun Kürtleri ilgilendiren tarafını inceleyelim.

Kürtler, ne yazık ki çok eskiden beri avutuluyor, kandırılıyor, kışkırtılıyor. Sonuçta bütün bunlardan Kürtlerin büyük bir kısmı zarar görüyor fakat bir bilinçlenme, bir eğitilme söz konusu olmadığından, ömürler bitiyor; Kürtlerin kandırılması, avutulması bitmiyor.

*                        *                      *

Belki de iyi niyetle başlayan ve kısa adı GAP olan, bir Güneydoğu Anadolu Projesi vardı. Bu proje Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Batman, Siirt ve Şırnak illerini kapsıyordu.

GAP, 1955’lerde hayal edilmiş, 60’larda tartışılmış-projelendirilmiş, tartışmalara şairler de damgasını vurmuştu. Yörenin usta şairi, Elazığ’lı Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, 1964’ta Fırat’a şöyle sesleniyordu:

Ahdettik bağrımıza basmaya seni Fırat
         Belini sarmak için hızını kıracağız…
         Ve geçmişini unutup; sen, ben omuz omuza
         Medeniyet yükselen bir vatan kuracağız…
                                            

*                        *                      *

Nihayet, 1977’de, Fırat’ın suyunu Harran ovasına akıtacak Urfa tünellerinin temeli atılmıştı. Demek ki temellerin atılmasından bugüne tam 32 sene geçmiş. Tam 1 kuşak!

Bu projeyle hedeflenen neydi? Geri kalmış Güneydoğu’yla, nispeten ileri olan Batı arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak!

32 milyar dolarlık bu proje tamamlandığında 22 baraj, 17 hidroelektrik santralı ve 17 milyon dönümlük alanın sulama sistemi gerçekleştirilmiş olacaktı.

Projenin en önemli hedefi istihdam boyutuydu; tam 4 milyon kişiye iş imkânı yaratacağı hesaplanıyordu. Nitekim daha geçen sene, Mayıs 2008’de bölgeye bakanlarıyla birlikte çıkarma yapan Başbakan Erdoğan, bu projeye dayalı olarak “GAP EYLEM PLANI”nı açıkladı ve 3 milyon 800 bin kişiye iş imkânı yaratılacağını söyledi.

Peki, aradan bir buçuk sene geçtikten sonra ne oldu?

Gap, ne yazık ki karınca adımıyla ilerlerken, o günlerde Türkiye çapında 2 buçuk milyon olan işsizlik, bugünlerde 4 milyonlara doğru tırmandı.

Hal böyleyken ülke için, bölge için, bölge insanı için neyi, konuşuyoruz, neyi tartışıyoruz?

Kürt açılımını veya yumuşatılmış ismiyle demokratik açılımı…

Bu açılım ne yapacak?

Bölge insanına huzur getirecek, onlara demokratik haklar sağlayacak… Vs. Cak cak, cek cek…

Mayıs 2008’deki GAP Eylem planı açıklandığında bölgenin ileri gelenleri ne demişti? “Bu plan bölgeyi uçuracak!”

Verilen sözler, vaatler ne kadar çabuk unutuluyor, farkındasınız, değil mi?

Gayet açık ki, o gün bölge ve ülke avutulmuştu.

“Kürt açılımı” söylemleriyle şimdi yapılan ne?

Hiç kuşkunuz olmasın, “GAP Eylem Planı”yla yapılan tekrar edilyor.

Uyu yavrum nini, uyutayım seni! “Açılım”larla, “eylem planları”yla avutayım seni!

*                        *                      *

ÖNCEKİ ANKETİMİZİN SONUÇLARI

 

Web Sayfalarındaki Reklamlar Sizin İçin Ne İfade Ediyor? 

Reklam bir nevi haberdir : %36
Reklam benim için hiç bir şey ifade etmez : %29,6
Reklamları takip ederim. Bilgilenirim: %34,4

Ankete katılan okuyucularımıza çok teşekkür ederiz.


Sol sütundaki yeni anketimize katılır mısınız?

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 05.10.2009 Okunma: 665

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Mücella Pakdemir

02.09.2009 - 18:24

Bu şiiri yazalı epey oldu ama değişen milim kadar bir şey yok... Saygılarımla....

Mücella Pakdemir

02.09.2009 - 18:24

Bu şiiri yazalı epey oldu ama değişen milim kadar bir şey yok... Saygılarımla....