MEDYA PATRONU OLMANIN DAYANILMAZ ZORLUĞU! Özcan Pehlivanoğlu

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 12.10.2009

Kalem feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”

 

Lâedri

 

Özcan Pehlivanoğlu

 

            Medya günümüzde yargı, yasama, yürütme, gibi güçlü bir erktir.

            Bilindiği üzere kuvvetler ayrılığı prensibi nedeniyle yargı, yasama ve yürütme birbirinden ayrı çalışır ve bu üç kuvvet birbirini denetler.

            Medya bu üç kuvveti de doğrudan etkileyen ve bu yönüyle halkın yaşamına doğrudan etki eden buna karşılık denetlenemeyen ve hesap sorulamayan çok önemli bir güçtür.

            Medyanın da dahil olduğu bu unsurların birleşmesi gereken tek nokta; kamu hizmeti yani halkın faydasıdır.

            Ancak medya ülkemizde ve dünyada halka hizmet aracı olarak değil de halkın sömürülmesine katkı aracı olarak kullanılmaktadır.

            Medyayı yerel, ulusal ve uluslararası olmak üzere üç gruba ayırmak mümkündür.

            İletişim araçlarının gelişmesi ve değişmesi sonucu üçe ayırdığımız medya gruplarının etkisi zaman zaman azalmakta yada çoğalmaktadır.

            Ancak iletişim araçlarının teknolojik olarak gelişmesi; medyanın halkın üzerindeki tahakkümünün daha da artmasında büyük etken olmuştur.

            Toplumu sosyolojik ve psikolojik olgular üzerinden etkileyen medya; doğru kullanıldığında bir hizmet aracı yanlış kullanıldığında ise insanlığa zarar veren bir silah haline gelebilmektedir.

            İnsanlar medyayı ya gazete - dergi okuyarak yada tv, radyo, Cd, Dvd izleyerek takip etmektedir. Okuyanlar ve seyredenler doğrudan etkilenmekte , okumayanlar ve seyretmeyenler ise okuyanlar ve seyredenler tarafından yönlendirilmektedir.

            En tehlikelisi ise ulusal ve uluslararası medyayı kaynak göstererek araştırmadan medyacılık yapan yerel medya organlarıdır. Yerel Medya organlarından kastım yerel gazete, dergi, tv ve radyolardır. Çünkü onlar; bilgi, kirli ve zararlı ise bunu en uç noktaya taşırlar. Aslında yerel medya toplumsal yaşam için çok önemli bir unsurdur. Bunu gören ulusal ve küresel sermaye; yerel medyanın sahibi olmak için kanun hilafına hile ile işlem yapmaktadır.

            Medya; kendini yöneten güçlerin kontrolü altında insanlığı istediği gibi yönlendirmektedir. Bizim gibi ülkelerde bu iş daha kolay yapılabilmektedir.

            Örneğin Hitlerin, 6 milyon Yahudi’yi soykırıma tabi tutarak katlettiği anlatılır ama Amerikalıların ve İngilizlerin Almanya'yı bombalarla yerle bir ederek 18 milyon Alman'ı öldürdüğü hiç anlatılmaz.

            Ya da Saddam'ın katliamlarını dinlersiniz de ABD'nin Irak'ın işgalinden bu yana yaptıklarını duyamazsanız.

            1915 Ermeni Tehciri sonucunda meydana gelen olaylar hakkında Ermeni iddialarını size ezberletirlerde Ermenistan'ın bayrağında Ağrı Dağının olduğu, Anayasasında Doğu Anadolu'nuzu talep ettiğini kimse çıkıp size anlatmaz.

            Osmanlı'nın son döneminde, İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan Terkos'ta domuz leşi görüldü diye Bab-ı Ali'yı yani devleti haraca kesen ve rüşveti kapınca haberin yanlış bir duyumdan kaynaklandığını pişkince yazanları gündeme taşımazlar.

            İstedikleri yazarları, romancıları, edebiyatçıları size okuturlar, istediklerini sanatçı diye yuttururlar.İstemediklerini tanımanız,duymanız ve dolayısıyla bilmeniz bile mümkün olmaz.

            Saçı bitmemiş yetim hakkından oluştuğu söylenilen devlet bütçesi harvurup harman savruluken bunları milletin önüne getirmezler. Türkiye'nin şu kadar borcu var. Bu paranın hesabını ver demezler.

            Madenlerinin peşkeş çekilişini anlatmazlar.

            Türk Milleti kalp-damar ve kanser hastalıklarına düçar olur iken bunların nedenlerini hafiyecilik yaparak açık edip halkı uyandırmazlar.

            Peki neden bunları yapmazlar, toplumun menfaatlerini gözetmezler ? Hep kendi çıkarları için... Çünkü medya patronlarının hepsi değişik iş kolları ile iştigal edip korkunç paralar kazanmaktadır.

            Bu yazdıklarımızı birbirlerinin ayağına bastıklarında kendileri de teyit ederler. Bakın, Doğan Medya'ya sahip olan Doğan Holding, Sabah Gazetesinin 09.Ekim.2009 tarihli nüshasında yayınlanan, “Doğan ve yöneticilerini malvarlığı telaşı sardı” başlıklı yazıya aynı gün bu haberin “uydurma ve kasıtlı” olduğunu belirterek Doğan Holding'in “yayın, kamuoyunu ve bağımsız yargıyı etkilemek için için yapılmıştır” açıklaması bizi teyit eden taze bir örnektir.

            Al Capone benzetmesi, Capone'nun kirli geçmişi hatırlandığında medya patronu olup da böyle nitelemelerle muhatap olmanın bile ne denli zorluklar içerdiğini göstermesi açısından ilginçtir.

            Medyanın halkı yanıltarak toplumu yeni sıkıntılara düşürecek davranışlarda bulunmasına bir örnek de Habertürk Gazetesinden : “Bulgaristan'da komünizm sonrası demokratik seçimlerde cumhurbaşkanı seçilen Jelev, Türkiye'nin demokratik açılımına azınlıklara kendi dillerini konuşma ve partilerini kurma hakkı veren Bulgar modelini örnek verdi” haberidir. Bu külliyen yalandır ve Türk halkını yanıltmak için yazılmıştır. Bulgaristan'ın Hiçbir kimseye bu hakları verdiği yoktur. Bu haberle Türk milleti açılım tuzağına düşürülmek istenmektedir. Bunu yapan da sözde Türk Medyasının bir gazetesidir.

            Gelin, Türkiye'de medya patronu olan veya menzil eşeği değilseler medya patronu gibi gözükenlere bir bakalım.

            Aydın Doğan; en büyük medya patronumuz. Ancak medya dışında çok işi var. Hükümetin hışmına uğradı ve ağır vergi cezaları yedi.Medyada Almanlarla ortak. Hürriyet, Milliyet, Kanal D, Star Tv, CNN Türk, Fanatik, Posta vb. Gibi .Sahip oldukları say babam say bitmez.Enerji, Petrol, Finans ve bir çok sektörde faaliyette, aynı zamanda da vergi rekortmeni.

            Mehmet Emin Karamehmet; Digitürk, Show Tv, Akşam Gazetesi, Sky Tv ...Turkcell'le iletişim sektöründe ve daha nice iş kollarında faaliyette.

            Ferit Şahenk; NTV, CNBC-E, ntv dergileri...Finans, inşaat, gıda, denizcilik, turizm ve diğer hizmet sektörlerinde en büyük işadamlarımızdan biri.

            Turgay Ciner; Habertürk, Kanal 1, Habertürk Gazetesi...Madencilik ve diğer sektörlerimizde önemli bir işadamımız.

            Ahmet Çalık; Sabah Gazetesi, Atv... Yıllardır Türkmenistan'daki pozisyonu konuşulur durur. Büyük işadamlarımızdan biri. Hükümet kamu bankalarından 750 milyon dolar aktararak medyaya girmesine ön ayak oldu. Ne diyelim vardır bir hikmet...

            Nuri Albayrak ve kardeşleri; Yenişafak başta olmak üzere diğer tv radyo ve medya organları ve iş hayatında başardıkları.

            Ethem Sancak, Koza grubu; Bugün gazete ve tv'si, Kanaltürk, Star Gazetesi gibi medya organları ve işlerinde gösterdikleri atılım hepimizin gözlerinin önünde...

            Mehmet Nazif Günal; TV 8'in sahibi, MNG Holdingle turizm, inşaat ve taşımacılık olmak üzere birçok sektörün öncüsü...

            Bunların tamamı halkı çok sevdiklerinden ve halka hizmet etmek istediklerinden medya işine soyunmuş durumdalar! Hatta ulusal ve uluslararası medyayı izleyen halkımıza el altından yerel medyaya sahip olarak da hizmet vermeye çalışıyorlar.

            Ne kadar gözleri yaşartan fedakarane bir davranış değil mi? Para kazanamayacaksın, zarar edeceksin, bol maaşla adam besleyeceksin! Bunları ne kadar takdir etsek inanın bana azdır!

            Hep merak etmişimdir: bu adamlar çok yetenekli ve büyük işler yapan insanlar. Niye zarar ettikleri bu işlere girerler?

            Buna karşılık emekçi gazetecilere hep acımışımdır. Çünkü onlar gazetecilik mesleğinin meşakkatini çekip adeta sürünürken; gazete sayfalarını yapanlar ve köşeleri patronları adına tutanlar inanılmaz zenginliklere sahip olmuştur. Acaba neden ?

            Ben söyleyeyim isterseniz: görevleri halkı kandırmak ve patronlara kazandırmaktan ibaret olduğu için...

            Değerli dostlar; Türkiye gibi okumayan ve izlediği ya da dinlediğini anlamayan bir halkın yaşadığı ülkede, tirajlar ve seyredilme ya da dinleme oranları düşük de olsa medyanın etki gücü inanılmaz yüksektir. Bunda en önemli neden ortada hala Hiçbir şeyi farkedemeyen bir halkın olmasıdır.

Türkiye zengin bir ülkedir. Türk Milleti çok çalışkan, zeki ve yeteneklidir. Bu bizim dışımızda herkes tarafından bilinmektedir. Türkiye ve büyük Türk Milleti suni gündemlerle güçsüz düşürülmektedir. Kimlerin ve niçin bu rolü üstlendiği hepimiz tarafından iyi anlaşılmalıdır. Türk Milleti kendine yeni hedefler koymalı, eğitim sistemi değişmeli ve halk yeniden kendine güven duyar hale gelmelidir.

            Biz sahip olduğumuz gücü bilmezsek neyi başarabiliriz? Bilen varsa gelip anlatsın bana...

 

[email protected]

www.trakyanethaber.com

 

Arşiv

Tarih: 12.10.2009 Okunma: 816

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?