Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“Gelişmeleri bir BM
gözlemcisi gibi izlemek, sadece eleştiri yapmakla yetinmek ve umursamamak,
Türkiye’yi AB dışında tutmakla kalmaz, ilerde Avrupa’nın başına önemli sorunlar
çıkaracak bir Türkiye’nin doğmasına da yol açar.
Yaşam tarzı daha İslamileşen, laikliği törpülenmiş veya derin bir istikrarsızlığa düşmüş olan bir Türkiye, Avrupa için bir tehlike oluşturur. Avrupa ile sınırdaş konumda, Avrupa’da yaklaşık 3 milyon vatandaşının yaşadığı bir Türkiye, dışarıda da kalsa kolay kolay hazmedilemez. Böyle bir Türkiye’nin, İran, Irak ve Suriye ile birlikte bu bölgedeki dengeleri nasıl değiştireceğini hesaplamak dahi istemem.”
Yukarıdaki cümleleri bir AB veya ABD temsilcisinin söylediğini zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Bu cümleleri, Türkiye’nin en büyük yazar ve ankormen(!)lerinden biri, Mehmet Ali Birand söyledi. Ve birand, en çarpıcı cümlesini en sona bırakmış. Bombayı patlatıyor.
“İşte bundan dolayı, Avrupa uzun vadeli çıkarlarını hesap edebiliyorsa, seyirciliği biran önce bırakmalı ve laik Türkiye’ye sahip çıkmalıdır.”(01.04.2008, Milliyet, Hürriyet)
Parantez içinde hem Milliyet, hem Hürriyet yazdım. Hatalı değil. Çünkü çok önemli yazarın makaleleri her iki gazetenin internet sitesinde birden yayımlanıyor. KanalD’deki konumunu zaten bilmeyen yok.
Şu hale bakın… Avrupa Laik Türkiye’ye sahip çıkacakmış.
Ülkedeki yetmiş milyon insanın kendi memleketlerine sahip çıkma ihtimali kalmadı mı?
Demek kalmadı…
Bizi, içine düştüğümüz bunalımdan ancak Avrupa kurtarabilir.
Neden bir bunalımdayız? Bunalımda mıyız? Bunalımdaysak bunda Avrupa’nın hiç mi kabahati yok? Ülkedeki bunalımları körükleyen, büyüten Avrupa değil mi?
Daha önemlisi…
Biz bu ülkeyi Avrupa’nın elinden güç bela kurtarmadık mı?
Avrupa’ya “Türkiye’ye sahip çıkmalısın” diye seslenmek, ne demek?
Tabii bu söz çevrilebilir. Efendim, ben sahip çıkın, derken ekonomik olarak yardımcı olun, reformlara(!) hız kazandırılmasını isteyin, demek istedim, denilebilir.
Böyle bile olsa, Avrupa’dan gelecek yardımın iyi niyetli olacağının garantisi var mı?
Niçin yapsın?
Birand’ın söylediği gibi Türkiye; İran, Irak ve Suriye ile birlikte bölgedeki dengeleri Avrupa aleyhine değiştirecekse, zayıf bir Türkiye Avrupa’nın menfaatine olmaz mı?
Böyle bir Türkiye’ye Avrupa neden yardım etmek istesin ki?
* * *
Avrupa, her şeyden önce orada yaşayan Türklerin hak ve hukukunu, can ve mallarını korusun. Aylardır orada vatandaşlarımızın evleri yakılıyor… daha bir kişinin bile adaletin önüne çıkarıldığını duymadık. Yine Türk gençleri, karakolda işkence görüyor, bir vatandaşımız işkence sonucunda hayatını kaybetti, ne fail var, ne takip!
Aman, böyle bir Avrupa Türkiye’ye sahip çıkmaya falan kalkmasın.
Biz kendi kendimize sahip çıkmasını biliriz.
Birand hiç endişelenmesin.
Zaten ona hiçbir şey olmaz.
O çoktan beri Avrupalı. Bildiğimiz kadarıyla ailesi Avrupa’da yaşıyor.
Değerli okuyucularım Birand’ın yazısında bir cümle var ki, ben anlam çıkaramadım. Dikkatinize tekrar sunuyorum: “Türkiye, dışarıda da kalsa kolay kolay hazmedilemez.” Buradan nasıl bir anlam çıkıyor? Cümlede anlam var mı?
Sayın yazarın Türkçesi bu kadar.
Türkçenin karasevdalıları
Arıyorum (Dünden devam)
Karamanoğlu Mehmet Bey
i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz,
duyanınız var mı?
Bir ferman
yayınlamıştı....
Hayal meyal hatırlayıp
da sahip çıkanınız var mı?
Yusuf
Yanç
Üstatlardan
SÖYLEMEK
Bir gün sesimde mutsuz anam toprağın sesi,
Mâzinin ıstırabını ben, hâle söylerim.
Yer yer, çıkar duyan bu garibin de âhını:
Her içli ruha, her kanayan gönle söylerim.
Bazen resim resim açılır eski bahçeler:
Dinler menekşe, fesleğen, gül, lale… söylerim.
Bazen de öfkemin sesi gürler olaylara:
Yumruk ağırlığında beş on cümle söylerim!
Hakkın safında tek bile kalsam sevinme sen:
Ey i’tiraz, yaz yazarım, söyle söylerim!
Öfkem de şefkatim kadar içten gelir benim;
Ancak, ayakla, elle değil; dille söylerim!
Hoşlanmam ölçüsüz ve hesapsız konuşmadan;
Tartar, hesabeder, düşünür öyle söylerim.
“Birdir, derim, nesir, hece, serbest vezin, arûz…”
Sen öyle söyle duygunu; ben böyle söylerim!
Tarihle eğlenen yeni doğmuş kuşakları
Buradan ümitlerle giden nesle söylerim!
Sırlar kalır -fakat- yine ifşa edilmedik…
Geldikçe hepsi söylenecek hâle… söylerim.
Arif
Nihat Asya
Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya
tıklayın.