ASİMETRİK SAVAŞIN MAĞDURU

İsmail Hakkı CENGİZ - 17.10.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


Tarihi değişimler yaşıyoruz. Her şey değişiyor. Harp oyunları, taktikler, stratejiler, silahlar… Vs. Genelkurmay Başkanı, 4 ay kadar önce, TSK’nin “asimetrik psikolojik bir harekâtla” karşı karşıya olduğunu tespit ve ilân etti. Bu, hem ilginç bir tespit, hem de ilginç bir ifade… Çünkü Silahlı Kuvvetlerin uzun süredir saldırı altında olduğunu herkes görüyordu. Medya tarafından yapılan hücumları, yine medya içinden bazı kalemler dile getiriyordu. Lakin hiçbirisi “asimetrik” terimini kullanmamıştı. Genelkurmay Başkanı, kimsenin tam olarak adlandırmadığı hadiseyi tek kelimeyle veciz bir şekilde anlatmış oldu.

“Asimetrik” kavramı, ilk bakışta anlaşılmaz gibi gözüküyor.  Fakat ortadaki olaylar dolayısıyla, terimi ilk defa duyanımız bile söylenmek isteneni iyi-kötü anladı.

TSK, nasıl bir asimetrik psikolojik harekâtla karşı karşıyadır? Gazete ve internet sayfalarında, televizyonlarda TSK’ne alenen, simgelerle veya ima yoluyla dehşet verici bir saldırı var. Saldırılarda aşağılama, alaycılık, yalan, iftira… Vs. her şey serbest… 

Bu hücumlara TSK’nin aynı yöntemlerle cevap vermesi, kendini savunması mümkün değil. Bütün işini gücünü bırakıp bunlarla uğraşsa, yine de bütün saldırılara cevap yetiştiremez. Nitekim konuyu yakından takip eden bir yazar, “TSK Bu Savaşı Kazanamaz”  başlığıyla bir makale yazdı. Doğru! Eğer Silahlı Kuvvetler bu konuda yalnız bırakılırsa, savaşı kazanmasına imkân yok. Çünkü adı üzerinde “asimetrik” savaş! Bir tarafın elindeki araç-gereç ve “silahlar”, diğer tarafla mukayese edilemeyecek kadar üstün. Tabii ki böyle bir savaşın sonucu baştan bellidir.

Peki, Silahlı Kuvvetleri kim yalnız bırakmayacak? TSK’nin yanında kim olmalı? Böyle bir savaşta, TSK’nin yanında olması gereken kurum hükümettir. Vakıa, hükümet TSK’nin yanında olsa, saldırılar bıçak gibi kesilir.

Fakat bu mümkün mü? Hükümet orduyu savunur mu? Tam tersine, TSK ile uğraşmanın siyasî getiri sağladığını düşündüğü için hükümet de TSK’ni karşısına alıyor. Son 12 yılın ordu-siyaset ilişkilerine yaşayarak şahit olduk. Gerçek veya değil ama kamuoyundaki algı şöyle: TSK, seçilmiş iktidarları mağdur etti! Bunun üzerine, mağdur olan siyasî yapıya halk sahip çıktı. “Mağdur” olanın sandıktaki oyu arttı. İktidar şimdi de öyle olacağını hesaplıyor, zahir!

Ama dünya ve dengeler değiştiği için, saldırıların sürmesi durumunda ortaya çok farklı bir durum çıkacak: Şu andaki iktidarı, daha önce mağdur ettiği düşünülen kurum, yani TSK, şimdi, bizzat kendisi “mağdur” olan durumunda! Hem de daha önce mağdur ettiği düşünülen hükümet ve hükümet yanlısı medya tarafından…

Yalnız, şimdi mağdur olan kurum, siyasî bir parti olmadığı için seçime girmesi söz konusu değil! Ki seçime girsin de oyunu artırsın.

Peki, sizce bu yeni “mağduriyetin” bir siyasî sonucu olmayacak mı? Sağduyu sahibi halkımız “mağdur”a sahip çıkıp, mağdur edeni cezalandırmayacak mı? Fevkalade merak uyandıran, ilginç bir durum!

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 17.10.2009 Okunma: 681

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?