Oy gizli,
haber kutsal, yorum hürdür.
Dünkü gazetelerde çok geniş bir
gülümsemesini gösteren resminin altında, Sayın Cumhurbaşkanının “Çok güzel şeyler oluyor” sözleri vardı.
Nitekim kendileri aylar önceden “güzel
şeyler” olacağını öngörmüştü.
Ne mutlu ona, öngörüsü gerçekleşti.
Ülkede güzel şeyler oluyor.
PKK’lılar teslim oluyor… Ülkeye, bölgeye
ve dahi küreye barış geliyor. Ve Cumhurbaşkanı gülüyor.
Daha geçen hafta, Türkiye – Ermenistan
maçında da güzel şeyler olmuştu. Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan Bursa’da
ağırlanmış, üzülmesin, kızmasın diye kardeş
Azerbaycan bayrakları toplatılmış, sanki bayraklar çöp gibi bir köşeye
atılıvermişti.
Ondan birkaç gün önce de en güzel
şeylerden biri olmuş, Ermenistan’la
aramızda bir iyi komşuluk, sıfır problem SÖZLEŞMESİ imzalanmıştı. O imza
sonucunda, çok mühim Ermenistan’ı kazanma, hiç de mühim olmayan Azerbaycan’ı kaybetme
güzelliğini yaşamıştık!
*
* *
Bu
arada ekonomide de güzel şeyler oluyor.
İşsizlik cehenneminde kavrulanların
sayısı azalıyor… TÜİK’in son verilerine göre, işsizlik oranı binde 2 azalmış. Geriye 3 buçuk milyon kadar işsiz
kalmış.
Sayın Gül’ün, şu azıcık işsiz hakkında da
öngörüleri mevcut mudur? Acaba, babası
cumhurbaşkanı olmayan gençlerin de, hiç olmazsa asgarî ücretle iş
bulabilecekleri bir ekonomik yapı, bir “adil
düzen” öngörüyorlar mı?
Gençlerimiz için de “güzel şeyler olacak” mı?
Çünkü…
Aile çevresinde yıllardır güzel şeyler
oluyor. Misâl, 19 yaşındaki oğlunun işleri o kadar yoğun ki, geçen haftalarda,
Kayseri’deki milli maça giden, Başbakanlık özel uçağına yetişememişti de
Erdoğan’ı bile bekletmişti. Bereket versin imdadına motosikletli polisler erişip,
birisinin terkisinde uçağa ulaştırılmıştı.
Hayat ne kadar ahenkli, ne kadar hoş… Ne
güzel şeyler oluyor.
Gül, gülmesin de biz mi gülelim?
O demesin de, biz mi “güzel şeyler oluyor” diyelim?
*
* *
ANA MUHALEFETE PAYE
Hayat bu kadar ahenkli, her şey bu kadar
güzel olunca insanın zihni de açılıyor tabii. Yaratıcı fikirler yağmur gibi
dimağa yağıyor.
Ki Sayın Cumhurbaşkanı, 40 sene düşünülse
akla gelmeyecek demokratik öneriler ileri sürüyor:
Milli
Güvenlik Kurulu’nda ana muhalefet de olmalı!
Bu ne yüce gönüllülük… Yoksa alçak
gönüllülük mü demek gerekiyor? İnsan bir coştu mu ne diyeceğini falan da
şaşırıyor!
Demek ülkede bir muhalefet varmış!
Demek onun da fikrini almak lâzımmış!
Hem de nerede? Devletin çatısında, Milli
Güvenlik Kurulunda!
Aşk olsun, demokratlık bu kadar olur!
Önceki yazılar