DOMUZ GRİBİNE KARŞI EN ETKİLİ ÖNLEM: GREYFURT

İsmail Hakkı CENGİZ - 23.10.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Sağlık Bakanı 2010 yılının “Domuz gribi yılı” olacağını söyledi. Fakat daha 2010’a 3 ay varken, domuz gribi geldi gündemin başköşesine oturdu. Oradan aylar boyunca da inecek gibi gözükmüyor.

Öngörüler vahim bir domuz gribi salgıyla karşı karşıya olduğumuza işaret ediyor.

Aşı var ama hem yetersiz, hem de çeşitli yan tesirlerinden şüphe ediliyor. Dolayısıyla aşıya ulaşmak da, vurdurmak da kolay olmayacak. O vakit, ancak tedbir almakla kendimizi koruyabiliriz.

Uzmanların söylediğine göre, domuz gribi diğer grip türlerinden daha öldürücü ve tehlikeli değil. Bundaki tehlike salgının hızla yayılmasından kaynaklanıyor.

Kendimizi mikroplardan koruyabilmemizin ilk şartı “bağışıklık” sistemimizin güçlü olması… Bu da yeterli bir uyku ve kâfi miktarda alınan vitaminlerle mümkün olabiliyor.

Geçen yıllarda denedik; eğer her gün 1 bardak taze sıkılmış greyfurt suyu içerseniz ve bunu hiç aksatmazsanız, gribe yakalanmıyorsunuz.

Tek başına greyfurt suyu içemiyorsanız, içine portakal veya mandalina katabilirsiniz.  İlaç kullananlara greyfurt tavsiye edilmiyor.

*   *   *

Greyfurtun gribi önleme yeteneği sadece içindeki yüksek C vitamini özelliğinden mi gelmektedir?

Bunu net olarak bilemiyoruz. Fakat uzmanların bazı yiyeceklerin neye, neden iyi geldiklerine dair açıklamaları bize de greyfurt konusunda yol gösterdi.

Uzmanlara göre yapısı beyne benzeyen ceviz beyin fonksiyonlarına iyi geliyor. Misâl, hafızayı güçlendiriyor, zihni açıyor…

Kalbe benzeyen fındık kalbe iyi geliyor.

Kesiti gözün yapısına benzeyen havuç göze iyi geliyor.

Grip ve greyfurt kelimelerinin birbirine yakınlığı dikkatinizi çekmiştir. Tahminim; bu iki kelime aynı kadim lisandan geliyor, Grekçe veya Latince’den. Belki de gribi önlediği için, eskiler, bu meyvenin adını greyfurt koydular.

*   *   *

Tabii domuz gribinden korunmak için diğer tedbirler de ihmal edilmemeli.

İşte Dr.Vinay Goyal’ın  donuz gribinden korunma tavsiyeleri:

Mikrobun vücuda girişi burun delikleri, ağız ve boğaz yoluyla olmaktadır. Çok bulaşıcı bir yapıya sahip olmasından dolayı her türlü önleme karşı H1N1 virüsüyle temas etmekten kaçınmak imkânsızdır.  

Tedbir için şunları uygulayınız:

 

 1.   Ellerinizi sıklıkla yıkayınız. 

 

2.  Yemek, banyo ve yara bakımı gibi zorunluluklar dışında yüzünüzün herhangi bir yerine dokunmaktan kaçınınız.

 

 3.  Ilık tuzlu suyla günde iki kere gargara yapınız.  H1N1 ‘in boğaz ve burun boşluklarında çoğalıp hastalık belirtileri göstermesi için 2 -3 güne ihtiyacı vardır.  Bu basit fakat güçlü önleyici yöntemi küçümsemeyiniz.

 

4.  Yukarıdaki 3’ncü önleme benzer olarak; burnunuzun içini en az günde bir kere ılık tuzlu suyla temizleyiniz. 

 

5.    Narenciye suları gibi C vitamin bakımından zengin olan yiyecekler kullanarak doğal bağışıklığınızı güçlendiriniz. Eğer ilave olarak C vitamin kullanmak zorunda iseniz emilimi artırmak için mutlaka Çinko ile birlikte alınız.

 

 6.     Bitkisel çaylar, çay, kahve gibi sıcak veya ılık içeceklerden içebildiğiniz kadar çok içiniz. Sıcak içecekler virüsleri yaşamaları mümkün olmayan ortama sahip olan mideye doğru yıkayarak götürürler. H1N1 virüsü mide’de çoğalamaz, herhangi bir zarar veremez ve hayatiyetini devam ettiremez.

*   *   *

PKK’LILAR GÜLLE GÖRÜŞMEK İSTİYOR

Birkaç gün önce dağdan inip, sınırda törenle karşılanan PKK’lılar, Ankara’ya gelip Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakanla görüşmek ve taleplerini iletmek istiyorlarmış.

Ankara’ya kadar gelme zahmetine katlanmanıza hiç gerek yok!

Taleplerinizi çok iyi biliyorlar. Kendisine pek yakışan geniş gülümsemesiyle Gül ne diyor? “Çok güzel şeyler oluyor!”

Daha da olacak… Sizin talepleriniz göz ardı edilir mi sanıyorsunuz?

Az sabırlı olun! Hepsi olacak… Yavaş yavaş, hazmettire hazmettire…


 

Önceki yazılar

Tarih: 23.10.2009 Okunma: 804

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?