GAP’A 16, TERÖRE 300 MİLYAR DOLAR

İsmail Hakkı CENGİZ - 26.10.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


GAP, bilindiği gibi “Güneydoğu Anadolu Projesi”nin kısaltmasıdır.

Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise sayılı yatırımlarında biridir.

GAP’ın hedefi, geri kalmış Güneydoğu’yla nispeten ileri olan Batı arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmaktı.

GAP kapsamında 22 baraj, 17 hidroelektrik santralı ve 17 milyon dönüm arazinin sulanması yer alıyordu.

Proje Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Batman, Siirt ve Şırnak illerini içine alan çok geniş bir BÖLGESEL KALKINMA hamlesidir.

En önemlisi bu dev projenin ülke ve bölge insanına vaat ettikleriydi: Bu projenin tamamlanmasıyla 4 milyon kişiye iş sahası açılmış olacak, bölge insanının gelir düzeyi 5 kat artacaktı.

GAP, 32 milyar dolarlık bir proje olarak öngörülmüş, 1977’de, Fırat’ın suyunu Harran’a akıtacak Urfa tünelleriyle işe başlanmıştır. Şimdiye kadar 16 milyar dolar harcanmış, yani projenin yarısı tamamlanmış.

Fiyatlar yerinde saymadığından, güncelleştirildiğinde, geriye kalan yarının bitmesi için, 25 milyar dolarlık bir yatırıma daha ihtiyaç var.

Devlet, bütçeden, her yıl 5 milyar dolar ayırsa, 5 sene içinde tamamlanacak. Fakat devlet, 0,5 milyar gönderdiği için ancak 50 sene sonra bitecek!

*   *   *

Deniliyor ki; son 25 senede teröre harcanan para 300 milyar dolar!

Bu gerçekse, bunu harcayan devlet ne hesapsız bir devlettir ki; söz konusu rakamın onda 1’ini harcasa 4 milyon kişiyi iş sahibi yapabilecek bir projeyi sallantıda bırakıyor… Ki o proje tamamlansaydı bölge halkının geliri 5 kat artmış olacaktı!

O zaman şu sualleri sormak hakkımız değil midir:

GAP tamamlanmış olsaydı bölgede bir terör meselesi olur muydu?

Bölgede bir Kürt meselesi hortlar mıydı?

En mühimi, bütün ülkeyi kavuran, ocakları söndüren bir işsizlik meselemiz kalır mıydı? Herkes iş sahibi olunca zaten dağa kim çıkacaktı?

Şimdi bunlara yanıyoruz. Tabii yanmak, boşa akan yılları geri getirmiyor.

Fakat şu yapılabilir: Söz konusu 300 milyar doların izi sürülebilir. Bu korkunç rakamın nerelere gittiği, bundan kimlerin nemalandığı aranabilir, bulunabilir.

O vakit, 25 senedir akan kan kimin için akmış, kimlerin zenginleşmesine vesile olmuş ortaya çıkarılabilir.

Güçlü AKP iktidarı bu 300 milyarın izini sürebilirse, memlekete tarihî bir hizmet yapmış olur.

Zaten bu yapılmazsa, korkarız, bir 300 milyar daha toprağa gömülebilir.

*   *   *

“ÜST DÜZEY O SUBAY(!)”A TEBRİKLER VE SORULAR

 

Gazeteler, Albay Dursun Çiçek’in odasındaki belgelerin imha edildiğini ama söz konusu “belge”yi senin kurtardığını bildiriyor. Özgün belgeyi kurtardığın için tebrik ederim. “Belge”yi hazırlayanların ve imha edenlerin isimlerini savcılığa bildirmişsin(!) ama kendi ismini saklamayı başarmışsın bir kere de bunun için tebrik ediyorum.

 

Şimdi sorulara geçelim:

 

  1. Söz konusu “belge”yi, herhalde ilk günlerde kurtardın, başka türlü olamaz. “Belge”yi neden hemen o günlerde komutanlara iletmedin?
  2. Komutanlara güvenmediysen, savcılığa intikal ettirmek için neden 4,5 ay bekledin?
  3. Bu 4,5 ay beklemende, “elimde bomba gibi bir ‘belge’ hazır olsun, AKP’nin kamuoyunda çok sıkıştığı bir gün gelir, o gün ortaya çıkarırım, GÜNDEM değişir, AKP rahatlar, derin bir nefes alır”, düşüncesi etkili oldu mu?
  4. Söz konusu “belge”de açık olarak “AKP” ve “Gülen” isimlerinin yazıldığı halde bunun bir askerî karargâhta hazırlandığına milleti inandırabileceğini zannediyorsun. Sen nasıl bir subaysın ki, planlarda hedefin asla açık olarak yazılmadığını bilmiyorsun?
  5. Her şey bir yana, hükümete karşı yapılan bir plana verilecek olan gizlilik derecesi nasıl oluyor da basit bir “GİZLİ” gizlilik derecesiyle hazırlanıyor? Ki bu gizlilik dereceli bir dosyaya TSK’nde askerlik hizmetini yapan AKP’liler bile çok da zorlanmadan ulaşabilir. Bir subay, öyle bir planın en azından “ÇOK GİZLİ” gizlilik derecesiyle hazırlanması gerektiğini nasıl bilmez?

6.      Yukarıdaki mülahazalar insanı doğal olarak şu suale götürüyor: Sen AKP’nin bir subayı mısın? Görev yerin Genelkurmay karargâhı değil de “Ak parti” genel merkezi mi? Bu “belgeleri” oralarda mı üretiyorsunuz?

*   *   *

BÜYÜK YAZAR BÖYLE YAZAR!

 

Gelinen nokta, evet, “Süreç”te bir “duraklama”dır ama Başbakan ve Ak Parti açısından baktığınız takdirde “gerileme” de sayılabilir. Ama, “sorun”un çetrefilliği ve zorluğuna baktığınız takdirde doğaldır da. Tercih edilen, olması gereken bir durum değil, ama doğal.

Cengiz Çandar, Radikal, 25/10/2009

 

 Önceki yazılar

Tarih: 26.10.2009 Okunma: 702

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?