DURSUN ÇİÇEK BENİM DEVRE ARKADAŞIMDIR

İsmail Hakkı CENGİZ - 29.10.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


Mutaassıp kanattan bir arkadaşımızdı. Zaten yüzüne bakın ne kadar mahcup, mazbut ve mutaassıp bir aile babası olduğunu hemen anlarsınız.

Dolayısıyla, eğer TSK’nde bir “irticaa karşı plan” hazırlanacaksa, kendisine görev verilecek en son kurmay, Dursun Çiçek’tir.

Devremizin üçüncüsüdür. Kolay değildir, seçkin 870 kişi içinde 3’ncü olmak. Kaderin bir cilvesi olsa gerek, soyadı Üçüncü olan arkadaşımız da devre birincisiydi ve şimdi generaldir.

Dursun Çiçek arkadaşımız kendi halinde, asla çıkıntılık yapmayan, öğrenmek, hep öğrenmek isteyen, ülkenin yüz akı, “okumuş” evlatlarından biridir. Nitekim Kurmay olmak gibi çok zor, devrenin yüzde 10’ndan daha azına nasip olan bir yüksek eğitim bile onun öğrenme, tecessüs azmini tatmin etmemiş ki bir de gitmiş bir üniversitede doktora yapmış.

*   *   *

Böyle başarıların sahibi olmayan emsalleri, bu başarı karşısında bir kıskançlık, hatta aşağılık duygusuna kapılır. Böyle başarılı bir arkadaşını övmek, savunmak bir yana, zor durumda kaldığı için, içinden sevinç bile duyabilir. Yani, bizim gibi birinin, Çiçek karşısında kıskançlık duyması gerekir. Kıskançlık da insanî bir duygudur.

Lâkin insanda vicdan, insaf diye tanımlanan duygular da var!

Üstelik bu arkadaşımızın üstün yetenekleri bu kadarla da kalmıyor: Birkaç hafta önce, Habertürk’te Balçiçek Pamir, bir konuğuyla konuşurken bir röportaj ekrana geldi… Orada, askerliğini Güneydoğu’nun dağlarında yapan, İstanbullu bir genç şunu anlattı: “Operasyona çıktık. Kış günüydü… Diz boyu karda dağa tırmanıyoruz, bir yere geldik, artık ilerleyemiyoruz… Adım atarsak, ya uçuruma yuvarlanacağız veya kar bizi yutacak.

Durduk.”

Arkadan Tabur Komutanımız seslendi; “Neden durdunuz?”

“Komutanım, dedik, kar yolumuzu kesti, ilerleyemiyoruz!”

“Tabur komutanımız yanımıza geldi. En öne geçti. ‘Beni takip edin!’ dedi. Onu takip ettik ve hedeflenen yere ulaştık.

Tabur komutanımız, o zaman binbaşı olan Dursun Çiçek’ti!”

İşte, 6 aydır hakkında yargısız infaz yapılan Dursun Çiçek budur.

*   *   *

İlginçtir, Deniz Kuvvetleri Komutanı kim, diye sorsan vatandaşın büyük çoğunluğu tanımaz ama o kuvvetin bir albayını bütün dünya tanıyor. Nereden? İmzasından! Çünkü sabahtan akşama kadar ekranlarda Dursun Çiçek’in görüntüleri ve imzası var.

Neden Dursun Çiçek’in imzası?

Herhalde piyango ona vurdu!

En kolay onun imzasını buldular.

*   *   *

Bizim devreye, Kara Harp Okulu’nda 1976–78 yılları arasında tabur komutanlığı yapan, o zamanki rütbesiyle Kurmay Binbaşı Osman Aras derdi ki; “Bu devre silahlı kuvvetlerin ‘kilit’ bir devresi olacak!”

Dediği doğru çıktı!

Düşünün…

Bu devreden biri, iktidar partisinin kongresi için şarkı yazıp besteliyor… Hatırladınız herhalde, geçenlerde E. Bnb. Özhan Eren’in AKP kongresi için şarkı bestelediğini yazmıştım.

Yine aynı devreden biri,  aynı iktidar partisini “bitirme planı”ndan zanlı…

Eh, yine bu “kilit” devreden biri, yani bendenize de bu olayları tarihe not düşmek kısmet olmuş…

*   *   *

Kilit devrenin tabur komutanı, şimdi E. Kur. Albay Osman Aras Ege üniversitesinde İnkılâp Tarihi öğretim üyesidir… Arada karşılaşıyoruz.

Seviyorum bu devreyi! 1980 devresiyle iftihar ediyorum. Selâmlıyorum arkadaşlarımı… Dursun Çiçek’e selâmetler diliyorum. Dualarım onunla…

*   *   *

ÜSTATLARDAN


AVCILAR

Yalancı kuş sesleri,
Çıkarınca avcılar,
Konuşmaya başladı,
Tuzağa düşen kuşlar.


Ozanoğlu, Ömer Temel, 18.10.2009  

 

Önceki yazılar

Tarih: 29.10.2009 Okunma: 782

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Seyfeddin Karahocagil

05.10.2009 - 15:01

Değerli Kardeşim yine çok can alıcı bir noktaya parmak basmişsınız sağolun varolun,varolun.Milleti millet yapan bağlar vardır. Bu bağlar ne kadar kuvvetli olursa millet mefhumu o kadar güçlü olur. Ve o milletin Devleti de güçlü olur.Bu bağlar zayıflarsa kargaşa başlar "Sen, Ben ler çıkar" Bu bağlar koparsa Bu halka birdaha biz dedirtemezsiniz. Gap, Açılım bunlar biz dedirtmeye yetmez. İlla ki bin yıl bu milleti millet yapan bağlar kuvvetlenecek.. Huzurda, kardeşlik te, kalkınmada buna bağlı diyorum. Son şiirimde de bunu vurguluyorum.Yabancı gömleği üstümüze dar geliyor. hele de yarım yamalak almışsak.. Selam, sevgi ve saygılarımla.

Seyfeddin Karahocagil

05.10.2009 - 15:01

Değerli Kardeşim yine çok can alıcı bir noktaya parmak basmişsınız sağolun varolun,varolun.Milleti millet yapan bağlar vardır. Bu bağlar ne kadar kuvvetli olursa millet mefhumu o kadar güçlü olur. Ve o milletin Devleti de güçlü olur.Bu bağlar zayıflarsa kargaşa başlar "Sen, Ben ler çıkar" Bu bağlar koparsa Bu halka birdaha biz dedirtemezsiniz. Gap, Açılım bunlar biz dedirtmeye yetmez. İlla ki bin yıl bu milleti millet yapan bağlar kuvvetlenecek.. Huzurda, kardeşlik te, kalkınmada buna bağlı diyorum. Son şiirimde de bunu vurguluyorum.Yabancı gömleği üstümüze dar geliyor. hele de yarım yamalak almışsak.. Selam, sevgi ve saygılarımla.