Kalem fery�d eder, a�lar m�rekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
L�tfunla �lime �evir yolumu,
K�rma n’olur kanad�m�, kolumu.”
L�edri
A�LE
Lacan’a g�re, aile bir m�essese. �nsan
ailesi biyolojik bir olaydan ibaret de�il. K�lt�r� aktarmak en �nemli
fonksiyonunu. Manev� geleneklerin, adet ve merasimlerin muhafazas�, tekniklerin
ve mamelekin kayb�n� �nleme konular�nda ba�ka i�timai gruplar da aileni,n
rakipleri aras�nda. Ama ilk terbiyeyi veren, insiyaklar� dizginleyen, �ocu�a
ana dilini kazand�ran hep aile. Bu suretle ruh� geli�menin ana vetirelerini
kontrol eden, nesiller aras�nda ruh� bir devaml�l�k sa�layan da o. Aile bir
k�pr�.
Aileyi sosyal bir h�cre olarak kabul
edenlere g�reyse, ilkel aile, yine hayvanlarda rastlad���m�z m�stakar �ift
modeline irca edilebilir.
Bunlar hi�bir bilinen vak�aya
dayanmayan teoriler. Kald� ki en eski �a�lardan beri yasaklar ve kanunlar var.
Ayr�ca ailenin ilk �ekilleriyle en geli�mi� �ekilleri aras�nda ortak yanlar
var.
…
Aile sosyal m�nasebetlerin bir par�as�,
bir m�essese: Sosyolojinin vard��� sonu�lar bu u g�steriyor. Bu durumda aile
psikolojiyle ilgili ara�t�rmalarda s�z konusu olan insiyaklar de�il
komplekslerdir. Aileyi y�nlendiren biyolojik fakt�rler de�il k�lt�rel fakt�rlerdir.
*
* *
G�NLER
A�a� her g�n meyve vermez. Konu�mayan
a�a�lar da var. Ne dallar�nda �i�ekler g�l�mser baharlar�, ne �i�eklerinde
ar�lar dola��r. Konu�mayan a�a�lar da var…
Zindanda s�ylenen �ark�y� kim dinler?
Zindanda s�ylenen �ark� �l�m kokar, zincir kokar, k�f kokar. �l�m a�acak
kap�s�n� bir sabah o zindan�n ard�na kadar.
Ku�lar gibi ge�iyor g�nler �n�nden,
c�v�ldam�yorlar. G�nler tren, g�nler mavi ufuklarda eriyen birer �mit.
Kanatlar�ndan yakalayam�yorsun ku�lar�. Tren sessiz gidiyor r�ya �lkelerine.
*
* *
KARANLIK YA�IYORDU G�KLERDEN
Karanl�k ya��yordu g�klerden. So�uk ve
�slak… Yerden karanl�k f��k�r�yordu, �amur gibi. Mezarlar ars�ndan y�r�yordu,
d��e kalka. Bir ���k p�r�ldad� g�zbebeklerinde. I��k bir kul�beden geliyordu.
Ko�tu. Kap� a��kt� ard�na kadar. Ama kul�be bo�tu. Bir avu� so�uk k�l vard�
ocakta. Belli ki zavall� yolcu sarho�tu.
*
* *
YALANA DA�R
S�z zehirli bir kama. Ama kelimelerin
g�n�lde a�t��� yaray� ancak kelimeler iyile�tirebilir: A�il’in k�l�c� gibi s�z.
Kelimeleri ciddiye almamal�. Bir avu� konfeti onlar. G�nlerin r�zg�r� hepsini
al�r g�t�r�r. Bir rebab�n tellerinden d�k�len ses ne kadar rebapsa, kelie de o
kadar i�nsan. Kelime �uurun g�ne�inde eriyiveren bal mumundan d���ncelere
giydirdi�imiz elbise. Kelime sinen �ahlanan, kanatlanan, k�h u�uruma at�lan,
k�h ufuklara s�z�len r�ya mahluklar�n�n boyunlar�na takmak istedi�imiz kement.
�ki kere iki d�rt eder. �sterse d�rt bin etsin. Maddeyle zifaf halinde ya�ayan
b�y�c� ��ra��, homo faberl’e devle�mi� bir s�l�k kadar i�ren� bakkal…
Rakkamlar�n kat�, dilsiz ve s�zde belagati bu iki cins yarat��� ilgilendirir.
Rakkamlar�n do�rulu�u bir iskeletin donuk g�zlerindeki, yahut oyuk
g�zbebeklerindeki do�ruluk. Yalan s�yl�yorsun dostum, ya�ad�k�a yalan
s�yleyeceksin.
Peygamber harp hiledir diyor. Sava�
halindeki bir cemiyette herkes mohikan. �lmemek i�in �ld�receksin. �lmemek i�in
�ld�rmek mi? peki �ld�r�rsem �lmeyecek miyim? Belki �ld�rd���n her canl�da �len
kendinsin. Ama bunu ne zaman kavrayacak insan? Ya �rs olacaks�n ya �eki� diyor
Goethe. �eki� de �elikten, �rs de �elikten. �rsle �eki� karde�. Ne karde�i?
Ayn� varl�k. Tek varl�k. Hakikat bu mu? Harbin hud’a oldu�u mu hakikat? Ezilmek
istemiyorsan ez mi hakikat?
Ar�iv