FRANKEŞTAYN SUBAY VE AĞAÇ KATLİAMI

İsmail Hakkı CENGİZ - 05.11.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Genetiğiyle oynanmış ürünlerin bir adı da frankeştayn gıdalar. Çünkü bu iş, normal yollardan insan evladı doğurmak varken; “birinin kulağını birinin kafasına, birinin burnunu öbürünün suratına takmak gibi bi şey…”

Domates yediğinizi zannederken domuz genlerini, şeker yediğinizi zannederken köpek balığı genlerini yiyebiliyorsunuz.

Karşımızda, aynı şekilde genleriyle oynanmış bir de subay var. Bu subay(!), hakikaten Harbiye mezunu olup, çeşitli ameliyelerle dejenere edilmiş bir kişi olabileceği gibi, subaylıkla hiç alâkası olmadığı halde bize subay diye yutturulmak istenen bir dejenere yaratık da olabilir.

Nasıl ki, ne idüğü belirsiz GDO’lu ürünleri millete yutturmak kolayken, bilinçlendikçe iş zorlaşıyorsa, bu yoz subay(!) dümeni de öyle bir durum arz ediyor.

Nitekim ilk ortaya sürüldüğünde hepimiz yuttuk. Piyasaya sürdüğü kâğıtlar nükleer bomba tesiri yaptı. İkinci çıkışında ise ancak el bombası tesiri yapabildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bile, “dosya bize gelmedi” diye açıklama yaptı.

Frankeştayn gıdalar gibi, bu frankeştayn subay(!)ın da bir işlevi var: Orduyu aşağılamak, rezil etmeye çalışmak ve illa gündemi değiştirmek… Yerseniz!

Hâlbuki ülkenin çok önemli meseleleri var. Aşağıda anlatacağım ağaç katliamı tasarısı gibi…

*   *   *

AĞAÇ KATLİAMI BAŞLAMAK ÜZERE

Manisa ili, Turgutlu ilçesi Çaldağ mevkiinde, İngiliz SARDES A. Ş. tarafından işletmeye açılması düşünülen nikel madeni ile ilgili olarak, TMMOB Orman Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından yapılan, 23.05.2009 tarihli rapora göre;

Çevre ve Orman Bakanlığının, SARDES Maden İşletmesine izin verdiği alanın büyüklüğü 18 bin 325 dönümdür.

Yörenin, 2003 yılında hava fotoğrafları çekilmiştir. Bu fotoğrafların Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yorumlanmasına göre; 14 bin 686 dönümü verimli, 2bin 756 dönümü bozuk olmak üzere 17 bin 442 dönüm ormanlık ve 885 dönüm açık alan mevcuttur. Açık alanın büyük bölümü tarım arazisidir.

Bu çerçevede, daha önce mahkemeye ulaşan dilekçelerde 300 bin ağacın katledileceği öngörülmüştür. Ancak son değerlendirmelere göre, tesisin işletmeye açılmasıyla birlikte, doğrudan kesilecek veya sürülüp toprağa gömülecek ağaç sayısının 1 milyondan fazla olacağı kesindir.

Tesisin işletilmesinin oluşturacağı ekolojik etkilerle bu sayı zaman içerisinde, milyonlarla bile ifade edilemeyecek rakamlara ulaşacaktır.

Söz konusu ekolojik etkileri, sizlere, konunun uzmanlarının raporlarıyla sunmaya devam edeceğiz.

Şurası çok iyi bilinmeli: Bu doğa katliamı ve işletmenin havaya salacağı sülfirik asit, bütün dünyanın meselesi olmakla birlikte; Çaldağ’a yakınlığı sebebiyle 100 kilometre yarıçapındaki alanın havasını, öncelikle zehirleyecektir.

Haritaya şöyle bir baktığımız vakit, İzmir’in tamamı, Manisa’nın Kula, Alaşehir, Kırkağaç, Saruhanlı, Demirci, Soma ilçeleri de dâhil büyük bölümü, Balıkesir’in Savaştepe, Bigadiç, Sındırgı ilçeleri ve Kütahya’nın Simav’ı bu 100 Km’lik yarıçapın içine giriyor.

Başta bu yerleşim birimlerinde yaşayanlar olmak üzere, bütün Türk halkı bu ağaç katliamına ve tabiatın zehirlenmesine dur demeli!

Çok geç olmadan!

*   *   *

İnsanın aklına şu soru takılıyor: Bu ağaç katliamı, ülke gündemini belirlemeye çalışan frankeştayn subay(!)ın umurunda mı, acaba?

*   *   *  

 

ÜSTATLARDAN

Gül dedik gülemedik
Hayır şer dilemedik
Döndük arap saçına
Soyu ne bilemedik

2007, Osman GENÇ

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 05.11.2009 Okunma: 667

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?