İŞSİZLİK KONUSUNDA BAŞBAKANLA HEMFİKİRİZ

İsmail Hakkı CENGİZ - 12.04.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Cumartesi günü yaptığı konuşmalarda, Sayın Erdoğan “İşsizlik sanal bir sorundur. İnsanî bir sorundur”, demiş ki aynı görüşteyiz.

Peki, resmen 3,5 milyon, hakikatte ise 6–7 milyon kişinin iş aradığı, ailelerini de hesaba kattığınızda, en az 15 milyon kişiyi ilgilendiren bir sorun nasıl sanal olabilir?

Şu manada sanal; aslında ülkenin ekonomik potansiyeli, dinamikleri iş arayan milyonlarca kişiye iş verebilecek bir düzeydedir. Bu yargımızı birkaç şekilde ispatlamak mümkün!

Bir kere; Kişi Başına Düşen Milli Gelir(KBMG)’in 10 bin dolar civarında olması; bu ülkede herkese yetecek kadar büyük bir pastanın olduğunu kanıtlıyor.

İkincisi; çalışanlar, olması gerekenin çok üzerinde bir tempoyla ve aşırı iş yüküyle istihdam ediliyorlar. Ayrıca, bazı kişiler 5–6 işi birden götürüyor! Bunların iş yükü işsizlerle paylaşılabilir.

Üçüncüsü, işçi ve memurlar bu ağır iş yükü altında çalıştırıldıkları halde işe yetişemiyor, pek çok kurumda kuyruklar uzayıp gidiyor. Demek ki elemana ihtiyaç var.

Öyle olduğu halde işsizleri işe alan yok. İşsizlik sürekli artıyor. Burada Erdoğan’ın da vurguladığı gibi işin insanî boyutu düşündürücü hale geliyor.  Sayın Başbakan aynen şunları söylüyor ki yerden göğe kadar hak veriyoruz: “İşverenler, ne yazık ki parasal çıkarı birinci derecede öne çıkarıyorlar. ‘Ben nasıl  daha fazla kazanırım’ derken, orada insanımızın sömürüsü yapılıyor, emek sömürüsü yapılıyor.”

Bunlar son derece hayatî tespitler. Bunları Başbakan’dan duymak bizi ziyadesiyle memnun etti. Eğer Sayın Başbakan olaya biraz daha derinliğine baksaydı ve yürürlükte olan düzenle, yani kapitalist sistemle bu işin çözülemeyeceğini de vurgulasaydı daha fazla memnun olur, sevinirdik. Çünkü şikâyetçi olduğu, işadamlarının zihniyeti olan “nasıl daha fazla kazanırım” felsefesi bu sistemin değiştirilemez, hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez temel kuralıdır!

Yani bugün yürürlükte olan, hepimizi kendine esir eden iktisadî düzenin hem amacı, hem hedefi “kâr”dır. “Kâr, kâr, daha çok kâr”... Hedef herkesten daha fazla kazanmaktır… Acımasız bir rekabetle en büyük kârı elde etmek… İcabında bütün rakipleri ezerek, işçiyi sömürerek kâr etmektir.  Büyümek, büyümek, büyümektir.

Bu nasıl sağlanır? Asgarî sayıda işçi, en ucuz emek, en az girdi ile en büyük kazanca ulaşmakla…

*   *   *

Böyle bir sistemin insanî boyutu olabilir mi? Böyle bir ekonomik düzenin patronlarından insaniyet beklenebilir mi?

Bırakın özel sektörün patronlarını, devlette istihdam sağlama açısından insanî bir boyut var mıdır?

Misâl; devlet neden bir insanlık gösterip 300 bin kadar işsiz öğretmeni Milli Eğitim’e almıyor? Üstelik okullarda öğretmene de ihtiyaç olduğu halde… Yine üstelik devlet kâr amacı güden bir işletme olmadığı halde!

Sonra, hemen aklımıza devletin çok kârlı bir işletmesi geldi: Ziraat Bankası… Bu, iftiharla takip ettiğimiz büyük devlet bankasının 2009 yılı kârı 4,5 milyar TL. Bu kadar büyük kazanç elde eden bir devlet kuruluşumuz bir insaniyet gösterip 15–20 bin kişiyi işe almayı düşünür mü, acaba?

Düşündüğüne dair hiçbir emare yok!

Eee, devletin düşünmediğini özel sektör niye düşünsün? Neden bir insanlık yapsın?

Sayın Başbakan, sık sık her işletme 1’er kişi alsa işsizlik azalır diyor. Buna muhatap olanlar çok kibar insanlar olsa gerek; şu bizim sorduğumuz soruları kendisine sormayı nezaketsizlik sayıyorlar, herhalde!

Bunlardan sözünü sakınmayan birisi şu suali de sorabilir: “Sayın Başbakan, sizin ve çocuklarınızın da ortak olduğu işletmeler var… İşsizlere iş vermeye oralardan başlayarak, örnek olmaya ne dersiniz?”

Tabii bu yazılanların hiçbirisi, işsizlik konusunda Başbakan’la hemfikir olmamıza bir halel getirmiyor.

Nitekim icraatta da kendileriyle eşitiz. Bir avuç okuyucusu olan bendenizin köşede yazdıkları işsizlerin derdine derman olmadığı gibi; ülkenin en kudretli mevkiinde oturan Başbakan’ın tespit ve söylemleri de işsizliğe çözüm üretmiyor, dertlerine deva olmuyor!

 

 

Önceki Yazılar

Tarih: 12.04.2010 Okunma: 741

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?