Kalem feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”
Lâedri
İbrahim
Kahveci
[email protected]
15 Nisan 2010 Perşembe
İstihdam nasıl artar? Başbakan'ın
değindiği gibi rica ve zekât yerine mi istihdam artışı sağlanır, yoksa ekonomik
şartlara göre mi istihdam artışı gerçekleşir?
Rica üzerine TOBB'un her üyesi ek
olarak bir kişi istihdam edecek, her arabası olan bir şoför alacak veya TİM
üyeleri zekât yerine istihdam artışına gidecek. Bu çözüm sizce ne kadar
geçerlidir?
Bu önerilerin yerine istihdamda kısa
vadeli çözüm olarak ekonomik şartların iyileştirilmesi düşünülemez mi? Mesela
enerji fiyatlarının aşağıya çekilmesi, mesela ihracatçının kur desteği ile
büyütülmesi, mesela bankaların kredi şartlarının reel ekonomiye plase edilmesi
neden düşünülmüyor?
İstihdam hassasiyeti bu kadar yüksekse,
yüksek kâr yapandan istihdam artışı isteniyorsa ve bu ek istihdam artışı
ekonomik değil de kâr üzerinden tartışılıyorsa, neden bankaların 20 milyar
liraya ulaşan rakamları sonucu bu 'ek işçi alın' sesleniş TOBB yerine Bankalar
Birliği'ne yapılmıyor?
Neden Akbank'ın krizde insanları sokağa
atmasında ses sadece Yeni Şafak'ta çıktı da hükümetten bir ses çıkmadı?
Hazine'den sorumlu bakandan, BDDK'dan neden ses çıkarmadı? O banka yılı 2,7
milyar lira net kârla kapattı da kimse bir şey söyledi mi? Hangi reel sektör
şirketi bu kadar büyük kâr yaptı hele bir söyleyin de öğrenelim.
Neden her istek zaten zorda olan reel
sektörden isteniyor? Bankalara gelince ekonomik kurallar işliyor ve onlar
sonuna kadar savunuluyor da reel sektöre gelince işe neden rica-zekât
karışıyor?
Meslek lisesi meselesi YÖK-Danıştay
arasında bir top oyunu olmaktan çok ama çok öte bir meseledir. Bu meseleyi
TOBB, TÜSİAD, TİM, MÜSİAD, TUSKON gibi iş adamaları örgütleri sahiplenmeli ve
çözüme gitmelidirler. Ortak seslenişle bu sorunun çözümünü iş adamları
destekleyebilirler. Sorun artık hükümetin değil, patronlarındır da.
Bunun karşısında kısa vadeli çözümlere
gelince rica, zekât gibi çözümün hiçbir geçerli tarafı olmadığını dün de
belirttim. Hatta bu düşünce iş dünyasında çalışanın yerini ve konumunu çok kötü
şartlara taşıyabilir. Çok tehlikeli bir yola girilebilir.
İstihdam rica üzerine değil, ekonomik
şartlar üzerine artırılmalıdır.
İstihdam artışı isteniyorsa istihdamın
önündeki engeller azaltılmalıdır. Kısa-orta ve uzun vadeli sorunları artık
herkes biliyor.
Kısa vadeli çözümler hükümetin, ama
orta ve uzun vadeli çözümler ise patronların da sorumluluğu altındadır. Kimse
sözle oynayıp elini taşın altından sakınmasın. Sorunu söylemek kadar çözümün de
arkasında durmak ilkedir.
Yazının tamamı için:
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=15.04.2010&y=ibrahimkahveci
Arşiv