AKP BÖLÜNÜR MÜ?

İsmail Hakkı CENGİZ - 20.04.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Yabancı kurum ve gazeteciler sıklıkla Türkiye hakkında tahliller yapıyorlar. Bunların bir kısmı kendi ülkelerinde tahlil edecek pek bir şey bulamadıklarından, bir kısmı hakikaten Türkiye ile ilgilendiklerinden, bir kısmı da olayları kendi menfaatleri istikametinde yönlendirmek istediklerinden yapılıyor. Tahlilleri bazen isabetli, bazen de karavana çıkıyor.

Son olarak, 4-5 gün önce, The Economist dergisi, AKP hakkında ilginç bir analiz yayımladı. Başlık “AKP BÖLÜNEBİLİR” olduğu halde özellikle AKP’ye yakın medya analizi görmezden geldi.

Zaten The Economist’te de AKP’nin bugünden yarına değil de, 2011 seçimlerinden sonra, bilhassa cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde, Abdullah Gül’le Tayip Erdoğan arasındaki kimin yeni “Başkan” olacağı hususunda bir çekişme yaşanacağı ve bunun sonucunda da partinin bölünebileceği yorumu yapılıyor.

Görüldüğü gibi, The Economist, doğmamış çocuğa don biçiyor. Her ne kadar, şurada 2011’e bir şey kalmadıysa da, siyasette 1 hafta bile uzun bir süredir. Dolayısıyla seçimlere daha 1 sene var ve bu zaman zarfında köprülerin altından çok sular akar. Eğer seçim erkene alınmaz da vaktinde, yani 1 yıl sonra yapılırsa, sonucunu şimdiden kimse kestiremez.

*   *   *

Bu sebeple, bugünkü şartlarda “AKP bölünür mü?” sorusuna cevap aramak daha gerçekçi olur!

Aslında cevap, Anayasa değişikliği oylamalarında verilecek… İlk gelen sinyaller AKP’de bir çatlama olmadığını gösteriyor. 20 Nisan Salı sabaha karşı yapılan oylamalarda, değişikliklere en düşük 333 oy çıkmış! TBMM’deki toplam sandalye sayısı 336 olan AKP, demek ki çok önemli bir fire vermeyecek!

Milletvekili seçimlerinin üzerinden 3 sene geçtikten sonra ve 2009’daki yerel seçimlerde 8 puan kaybettiği görüldüğü halde, partisini böyle blok halinde tutabilmek Erdoğan için büyük bir başarıdır. Anlaşılıyor ki, vekilleri “belirlerken” kendisine en sadık olanlarını tespit etmiş.

Bu şartlarda, iktidar nimetlerinden de yararlanırken AKP’nin bölünmesi imkânsız gözüküyor.

Bununla beraber, her faninin bir ömrü vardır… İktidar da neticede bir fani olduğuna göre bir yerde ömrü sona erecektir.

İnsanoğlu elindeki gücü kaybetmek istemiyor. Hatta nefsinde, gücünü daha da artırma ihtirası galebe çalıyor.

Öte yandan, kişi hangi mevkide olursa olsun, bir süre sonra bulunduğu yer onu tatmin etmiyor… Hep ilerlemek, hep yükselmek istiyor… En tepede, sınırsız yetkilerle, ilânihaye oturmak arzusunu duyuyor.

Muhtemelen, Gül ve Erdoğan’ın içlerini kemiren hırs da, AKP iktidarı bakımından sonun başlangıcı olacak!

*   *   *

HER ŞEY SİYASETE ALET EDİLEBİLİR Mİ?

Memleketi Kayseri’de saldırıya uğrayan Bakan Taner Yıldız’a geçmiş olsun diyoruz. Saldırıyı da kınıyoruz. Şiddet nereden, kimden gelirse gelsin karşısındayız.

Neyse, çok şükür, Ahmet Türk de, Yıldız da arka arkaya gelen bu saldırılardan hafif yaralanmalarla kurtuldular. Bir daha olmamasını temenni ediyoruz.

Taner Yıldız, saldırı dolayısıyla medyanın karşısına çıkarak, “her şey siyasete alet edilebilir ama şehitlerimizin kanı üzerinden siyaset yapılamaz!” diyor.

Bu sözleriyle Sayın Bakan’ın neyi, kimi kastettiği pek anlaşılamıyor. Saldırgan bir partiye mi bağlı? Yumruklamayla siyaset mi yapmış oluyor? Belli değil! Lâkin Sayın Bakan’ın sözlerinden meselâ, halkın dinî inançları üzerinden siyaset yapmak, kutsal din duygularını siyasete alet etmekte bir sakınca görmediği anlamını çıkıyoruz.

Nitekim yıllardır yapıyorlar.

Siz yapın, sizin kutsal değerleri siyasete alet etmenizden kimse rahatsız olmasın! Rakipleriniz yapmadıkları halde feveran edin! Ortalığı ayağa kaldırın.

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 20.04.2010 Okunma: 745

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?