SARI LİRA, KIRMIZI ET, YEŞİL ÇAYIR

İsmail Hakkı CENGİZ - 26.04.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Sarı liradan murat altın para… Eskilerden miras deyim “sarı lira”, hem paranın, hem zenginliğin sembolü. Vakıa, tedavüldeki 1 TL’yi de sarı liraya benzetmeye çalışmışlarsa da kulak asmayın… Zira sarı liranın yüzde 1’i kadar bile haysiyeti yok. Bununla beraber; her biri değişik renklerle basılan TL banknotlarından, üzerinde 50 TL yazanının satın alma gücü fena değil… Nitekim onu SARI renkte basmışlar. Değeri de hemen hemen 1 gram altına eşit! Eh, bundan sonra sarı lira deyince aklımıza 50 TL’lık banknot gelse yeridir.

İşte o sarı lirayı verince kırmızı et alıyorsunuz. Lâkin her alışverişte, verdiğiniz sarı lira aynıyken, aldığınız kırmızı et miktarı azalıyor. Üstelik yediğiniz etin lezzeti de eski lezzetleri aratıyor.

Neden?

Çünkü yeşil çayır azalıyor, hatta bitiyor. Yeşil çayır olmayınca, kırmızı eti elde ettiğimiz büyük ve küçükbaş hayvanlar nerede otlayacak? Kekik kokulu etler nasıl oluşacak?

Yeşil çayır yetersiz olunca, hayvanları mecburen fabrikasyon yemlerle beslemek gerekiyor. Bu da hem pahalıya mâl oluyor, hem de etin lezzeti doğallığını kaybediyor.

Sonuç!

Hayvancılık can çekişiyor… Et üretimi azalıyor… Kırmızı et gittikçe pahalanıyor. 

*   *   *

Kırmızı et fiyatlarının füze gibi yükselmesi Başbakan’ın da tepkisini çekmiş ve Sayın Başbakan, ilgili bakanlara, et fiyatlarını 2 gün içinde düşürecek çalışmaların başlatılması talimatını vermiş!

Çalışmaları başlatsınlar da, olumlu bir netice alınması mümkün mü?

Belki ithalatla kısa süreli, geçici bir bolluk yaratılabilir. Fakat yeşil çayırlar artırılacağı yerde tahrip edilmeye devam edilirken kırmızı et sorununa köklü bir çözüm getirilmesi mümkün mü?

Doğanın yeşiliyle, kırmızı et arasında doğrudan bir alaka var… Ne kadar yeşillik o kadar kırmızı et!

Kırmızı etin çoğalmasını, dolayısıyla ucuzlamasını isteyen bir hükümetin yapacağı en önemli iş, mevcut meraların titizlikle, hatta kıskançlıkla korunması, yeni mera alanlarının yaratılması, doğadaki yeşilin artırılmasıdır.

Peki, hükümet yeşil alanların korunması hususunda titiz mi?

Bu suale evet cevabı vermek hayli zor!

Ülkenin her yanında altın ve nikel madeni çıkarmak için ruhsat veriliyor. Ruhsata itirazımız yok ama bu madenler çıkarılırken, ne yazık ki doğayı koruyan bir teknik kullanılmıyor. Madencilik genellikle yeşil katliamına dönüşüyor.

Sonra, ülkenin her yerinde çorak araziler varken, bir bakıyorsunuz TOKİ en güzel yeşil alanları inşaata açıyor.

Hafta sonu, yeşil katliamına dur demek için İstanbul’un iki ayrı yerinde 2 ayrı eylem yapıldı.

Türkiye’nin her yerinden gelen tabiat sevdalısı, nükleer karşıtı sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri Kadıköy’de buluştu. Davul zurnalı eylemleriyle Çernobil nükleer kazasının 24’ncü yılını hatırlattı ve nükleer santral karşıtı miting yaptı.

Ataköylüler, İstanbul’da pek az kalan yeşil alan ve plajlardan biri olan Ataköy Sahillerini inşaata açacak TOKİ ihalesini protesto ettiler.

Doğa ve yeşil katliamına karşı yapılan bu eylemleri bir tek Fox TV’de görebildik. Söz konusu haberleri İnternette bulmak da kolay olmadı. Eylemin birini Evrensel’in, diğerini de Cihan Haber Ajansı’nın sitesindeki haberlerde bulabildik.

Medyanın büyük bir kısmı bu yeşil yanlısı eylemleri görmezden gelmeyi tercih etmişti.

Bize kırmızı et sağlayacak olan yeşil çayırla hiç ilgilenmiyoruz. Fakat istiyoruz ki bol lezzetli ve ucuz kırmızı etimiz olsun!

Belki olur!

 

Önceki yazılar

Tarih: 26.04.2010 Okunma: 862

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?