BİR KÖY KÖPEĞİ...

Özgür DENİZ - 03.08.2010

Mütemadiyen marifetmiş gibi ‘’dönek’’ olduğundan dem vuran it(ler)e ithafen.

 

Köpekler havlamakla sorumludur. Ipıssız yerlerde bir yaşam olduğundan haber verirler bazen. En vazgeçilmez bekçilerdir. Tıpkı köylerin bir vatan için vazgeçilmezliği gibi. Köy dediniz mi ilk akla gelenlerden biri köpektir. Tıpkı şairlerin vatan deyince mısraların köy diye dile geldiği gibi. Köpekler kadar sadık pek hayvan cinsi yoktur. Köyler kadar doğal ve güzel vatan köşelerinin olmadığı gibi.

 

Köpekler kokusundan tanırlar sahiplerini. Tanımakta mahirdirler, içgüdüleri kuvvetlidir. Tanımadık birini ya da sahipliğinden çıkmış birini de gördüklerinde havlamaya başlarlar. Kedi ne kadar asi ise köpek o kadar uysaldır. Bu yüzden kedileri devrimci köpekleri statükocu olarak ta görebilmek kabildir. Çünkü köpeğe vermekle köpeği tutsak edebilirsin ama kediye versen de isyan etme ihtimali vardır hep. Köpek yalanır, kedi tırmalar.

 

Bazı köpekler iyi yallandıkları yere bağlanırlar ve asıl sahiplerine ihanet ederler. Karınları ne kadar iyi doyarsa havlamaları o kadar gürültülü olur. Dişleri, çeneleri güçlenmiştir. Pençeleri daha bir sertleşmiştir, keskinleşmiştir. Bir de boynuna tasması takılmışsa tamamdır artık, biraz uzak durunuz. Bir aslan parçası olmuştur sanki. Ama o bir köy köpeğidir özünde. Belki sahibinin yanında size havlamayabilir ama bir ayrılmaya görünüz mahalden. İyi giyimli beylere sarkıntılık yaparken, pejmürde köylülere, içinden çıkıp geldiği muhitin mukimlerine, saldırmakta pek mahirdir yabancılaşmış köpekler. Çünkü yeni sahiplerinin eli boldur eski sahiplerine kıyasla. Mevkisi, mekânı, yalı okkalıdır.

 

Oysa o köy köpeği, mütecavizlere, kendini bozanlara cezalarını verecek bir vefalı dost olması gerekirken; sırtını zorba derebeylere dayayan ve özüne saldıran, çıktığı muhite bela olan bir sonradan görme, sefahat müptelası, fırsat kaçkını ağa kırması olmuş çıkmıştır.

 

Artık, muhkem bir şatoya sığınmış olan ve aslanlığa soyunan köpek, o şatoya yaklaşan, yan bakan eski muhitinden olanlara amansız bir düşmandır. Onun taktikleri-yürüdüğü yol düşmanlığından daha bayağıdır. Artık o bir hayalettir köylüler nezdinde. Asıl muhiti nazarında. Dişlerinin yarası iyileşmekte uzun zaman ister. Ama buna mukabil iyi giyimli, iyi yiyimli beyler, efendiler yanından geçerken pekte uslu durur. Çünkü onlar sahiplerine benziyordur. Kuyruk sallar onlara.

 

Yeni muhitine uğrayan, sahibinin dostlarına, becerilerini göstermekte pek maharetli olur bu uysallaşmış köpekler. Ama o dostlar pek bayağı bulurlar bu tip hareketleri ve iğrenirler ondan. Oysa o aslanımsıdır, daha bir görkemli, daha bir aristokratik vari takılır. Ama ne yaparsa yapsın o bir köy köpeğidir. O yeni muhitine o kadar alışmıştır ki kovsanız da gitmemekte diretmeye başlamıştır. Gidip çıplak uzak bir yere bıraksanız da kokudan yine sürünür gelir.

 

O asıl sahiplerine, kendisini terbiye etmek için dövdüklerinden dolayı kin besler. Ve yeni sahip edinince de eski sahiplerine saldırmakta bir beis görmez. Aslan rolü oynamaya başlayan köy köpeği ecnebilerin yanında iyi yal bulur. Kulübesi de şatafatlıdır. Kimliğini de pek bir çabuk değiştiriverir. Yeni sahiplerince medenileştirilivermiştir. Postuda yıldızlıdır hani. Yanına verilen dişilerde pek bir alımlıdır yeni sahiplerince eskitilmiş olsa bile. Artık o efendilerine benzemeyenlerin iflah olmaz muhalifidir.  Onları yadırgar, aşağılar kendince. Ve derinden gür sesiyle bir hav çeker onları görünce.

 

İyi giyimli şık beyler ve hanımlar daima iltifata tabidir o aslan görünümlü köpeğin yanında. Onlara asla ses çıkarmaz. Onların yanında daima kuyruk sallar, dil sarkıtır ve yalanır. Bu sadakat o kişileri ziyadesiyle memnun eder. Sahibinin yanında ona iltifat ederler. Ama sahipleri, gerçekte onun bir köy köpeği olduğunu bildikleri için, inceden, bayağı bulduklarını ifadeden imtina etmezler.

 

Son tahlilde; köy köpeği köyüne köylüsüne ihanetine ve yeni efendilerine yaltaklanmasına, kuyruk sallamasına rağmen yaranamaz ve köy köpeği olduğunu unutturamaz. Ve yaşlanıp, dişleri dökülmeye, sesi kısılmaya başladığında geri gönderiliverir. Ama gerçek sahipleri çoktan unutmuştur onu. Bir parça yal verirlerse ne ala. Zira düşmüşlere yardım, bir köylü yüceliğidir.

 

Bir izah: aslında dönmek demek gerçekten varlığını uğruna adadığın bir yoldan, varlığını uğruna adayacağın bir yola girmek demektir. Ve bulunduğun yolu iyi bilmek demektir, o yolun gereklerini namusluca yapmak demektir. O yolun pusulalarını iyi tanımak demektir. O yolu açanları anlamak demektir. Peki, sen köpek! Hangi ilkeye, hangi öze sahiptin ki, şimdi farklı ilkelere, farklı bir öze sahip olabilesin. Sen bir hiçsin bil bunu! Ne yaşadın ki, ne yaşayacaksın?

 

           

 

Tarih: 03.08.2010 Okunma: 870

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?