Kalem feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”
Lâedri
İbrahim H. KAYRAL
Anayasa taslağı üzerine yapılan
tartışmalar doyum noktasına ulaşmış gibi. Artık Evetçiler de Hayırcılar da
kendi açılarından gerekçelerini oluşturmuş durumdalar. Her iki taraf da karşı
tarafın kullanacağı Oy’un Evet ya da Hayır olmasından dolayı “her şey bu kadar açıkken nasıl olur da ….. derler“
şeklinde cümleleri kurmaya başladılar bile.
Referandumun sonucundan bağımsız olarak
bence bu tartışmaların en önemli ortak noktası yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulması noktasında
çoğunluğun hem fikir olması ve bu konuda bir iradenin ortaya çıkmış olmasıdır.
Millette böyle bir iradenin ortaya çıkmış olması ülkenin gelişmesi
açısından sevindiricidir.
Peki, yeni bir anayasa yapılmasına kimse karşı çıkmıyorsa Hayır oyu kullanacakların gerekçesi nedir?
82 Anayasasını savunmak ve yeni bir
anayasa yapılmasına karşı olmak mıdır?
Tabii ki değil. Bu durumda 12 Eylül
Referandumu’nda Hayır oyu kullanmanın 82
Anayasası’na savunmak olmadığı gayet açık bir gerçek olarak
karşımızdadır. Durum ortadayken ısrarla böyle olduğunu iddia etmek ise abes
kaçmaktadır. Anayasa düzeyinde yapılan tartışmaların salt siyasi
hesaplarla yapılması ise çabaların
“Ana”’lığına gölge düşürmektedir.
Yeni bir anayasa konusunda toplumda tam
bir uzlaşma sağlanmasının da ötesinde maddelerin birçoğu üzerinde hem
Evetçilerin, hem Hayırcıların çoğunluğunun mutabık olduğu da artık ortadadır.
Peki, karşıtlık nerede
doğmaktadır?
Karşıtlık daha çok Yasama-Yürütme-Yargı arasındaki dengeyi
kuvvetler ayrılığı temelinde yürütmenin
lehine güçlendireceği iddiaları konusunda ortaya çıkmaktadır.
Hayırcılar, zaten yasama erkini önemli düzeyde elinde bulunduran yürütme’nin
bir de yargı üzerindeki gücünün artmasının, demokratik değil anti-demokratik olacağını
savunurlarken, Evetçiler, paketin geçmesinin demokratikleşme yolunda bir aşama
olduğu görüşünü savunmaktadırlar.
Ya Hayırcılar Haklılarsa?
Eğer Hayırcıların savunuları
haklıysa ve 12 Eylül’de referandum sonucu Evet çıkarsa, yeni düzenlemeler kuvvetler ayrılığı
ilkesi açısından geri dönüşü olmayan ciddi
problemleri doğuracak demektir.
Ya Evetçiler Haklılarsa?
Eğer
Evetçiler haklıyken Hayırcıların bu savunuları yersiz bir endişeden ibaret ise
ve sonuç Hayır çıkarsa, sadece maddeler
üzerinde bir birlik oluşmadığı iradesi ortaya konmuş
olacaktır. Bu durum, yeni bir
anayasanın yeniden ortaya konmasının önünde bir engel değildir. Dolayısıyla aslında ülkenin kaybettiği bir şey olmayacaktır çünkü
sonraki süreçte, çoğunluğun üzerinde uzlaştığı yepyeni ve kucaklayıcı bir ANA-YASA yapılması yönünde oluşmuş
bir millet iradesi hem
iktidarı hem de muhalefeti bu görevlerde kimler olursa olsun zaten
zorlayacaktır.
Arşiv