Her ne olursa, milletin kararı başımızın üstündedir.
Başbakan
Erdoğan, Tokattaki konuşmasında, ''Oy
kullanırken, 'benim mutfağımda ne var', ona bakacaksın. 'Ben aylık maaşımla 8
yıl önce mutfağa ne alıyordum bugün ne alıyorum', buna bakacaksın. Eğer 8 yıl
öncesine göre bugün geriye gittiysek bize oy vermeyin. Ancak 8 yıl öncesine
göre bugün daha iyi durumdaysak, oyunuzu verin. Ben size ölçüyü böyle
veriyorum'' diye konuştu.
Bunlar
ne güzel sözler… Sayın Başbakan’daki özgüvene hayran olmamak mümkün değil…
Kendisini yürekten tebrik ediyoruz.
Yukarıda
verdiği “ölçü” konusunda kendisine
bütün kalbimizle katılıyoruz.
“Mutfak” en gerçekçi “kıstas”tır.
Biz
önceki yazılarımızda da bu hususu vurguladık… Son olarak “İşsizler ve yoksullar ne diyecek?” başlıklı yazımızda, vatandaşın
ekonomik durumu(nu) da oylayacağını belirtmiştik.
Zaten aklı başında olan, bu iktisadî
“ölçüt”e göre oyunu kullanır.
Erdoğan’ın
sözleri arasında çok hayatî bir uyarı-talep var: Diyor ki, “Eğer 8 yıl öncesine göre bugün geriye
gittiysek bize oy vermeyin”
8
yıllık bir iktidarın lideri bunu söyleyebiliyorsa, vaziyeti iyileştirdiğine inanıyor
demektir!
Peki,
geçen 8 yıl nasıl değerlendirilmeli?
Bir kere; dünyadaki gelişmeyi
durduramazsınız. Tarihin en berbat
hükümetleri de olsa 8 yıl gibi uzun sayılabilecek bir dönemde, memlekette
mutlaka bazı ilerlemeler olacaktır.
Misal;
internet ulaşımı, internetin yaygınlığı bugün 8 sene öncesine göre mukayese
edilemeyecek kadar gelişmiş, ilerlemiş ve ucuzlamıştır.
Bu
dönemde AKP değil de bir başka parti olsaydı bu gelişme olmayacak mıydı?
Elbette
olacaktı… Demek ki bazı gelişmeler iktidarlardan bağımsızdır. İktisadî alanda
da, ülke herhalde 8 yıl boyunca yerinde saymayacaktı.
Lâkin
8 sene önce 2.000 dolar civarında olan
Kişi Başına Milli Gelir (KBMG) bugün 10.000 dolara çıktıysa, bu hakikaten
iktidarın üstün bir başarısıdır.
Biz,
bu iddiayı da “On bin dolar nerede?”
başlıklı yazımızda inceledik ve nerede olduğunu bulamadık. Nitekim daha birkaç
gün önce de Erbakan Hoca, “KBMG’in 10.000 dolar olduğunu söylüyorsun…
Çocuk mu kandırıyorsun… Hadi oradan” diye bu rakama inanmadığını ilan etti.
Biz
de, Erbakan da yanılıyor olabiliriz. Vatandaş mutfağına bakacak ve vaziyeti
takdir edecek!
* * *
Bununla
beraber; bizim de bazı gözlemlerimiz var… Ülkede, 8 sene öncesine göre önemli
gelişmeler olduğunu görüyoruz fakat “gelir
dağılımı”nın hiç olmadığı kadar adaletsiz hale geldiğini de görüyoruz. Durum
aynen Necip Fazıl Üstadın, “Bir kişiye tam 9, dokuz kişiye 1 pul” mısraındaki
gibi!
İşsizliğin,
yoksulluğun, sefaletin arttığını, üniversite öğrencilerinin amelelik yapmak
zorunda kaldıklarını, iftarda tencerelerin kaynamadığı ocaklar olduğunu, sadakaya,
kömüre, bulgura, makarnaya muhtaç olanların çoğaldığını da görüyoruz.
Vatandaş mutfağına, memleketin ekonomik
durumuna bakarak karar verecek olursa AKP’nin hali duman diye düşünüyoruz.
Hayret
ettiğimiz husus; “oylarınızı ekonomik
durumunuza bakarak kullanın” uyarısının muhalefetten değil de iktidardan
gelmiş olması!
Hâlbuki
“ekonomik durumun tartışılmasından”
iktidarın kaçınacağı, muhalefetin de bilhassa bu konuyu gündemde tutacağını umuyorduk.
Onun
için Erdoğan’ın “mutfak”ı gündeme
getirmesi bize büyük bir özgüven eseri gibi geldi.
Vatandaş
oyunu, mutlaka ekonomik durum(un)a bakarak vermeli!
Eğer
durum(un)dan memnunsa ve “evet”
diyorsa kendisini takdir, Erdoğan’ı da tebrik etmeli! Aldığı oylar helâlı hoş
olsun!
Biz,
8 yıl boyunca AKP’nin halkı hayal kırıklığına uğrattığı, 12 Eylül’de de, halkın
Erdoğan’ı hayal kırıklığına uğratmaya hazırlandığı görüşündeyiz.
Önceki
yazılar