Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Dünyanın gittiği yere bakmalı… Artık zorunlu diye bir şey kalıyor mu?
“Asker millet”in olmazsa olmazı “zorunlu askerlik” hizmeti bile tartışmaya açılmadı mı? Ve orta vadede o bile bitmeyecek mi?
Bitecek.
Eh, “asker millet”in mecburî askerliği bile “zorunlu” olmaktan çıkıyorsa, o millet “zorunlu” olan, dayatılan her şeyi tartışabilmeli.
Zorunlu olarak uygulanan hususlardan biri de “Din dersleri”…
Hemen şunu söyleyelim ve din dersi öğretmenlerini rahatlatalım: Müsterih olun, derslerin kaldırılmasını değil “zorunluluğun” kaldırılmasından bahsediyoruz.
“Zorunluluk” kaldırılsa bile ders “Seçmeli” hale geliyor. Nüfusunun “%99’u Müslüman” olan bir ülkede, din dersi öğretmenlerini “boşta” bırakmayacak kadar din dersi “gönüllü”sü öğrenci ve velî çıkacaktır.
İlk ve orta öğretim boyunca öğrencilerle beraber olan bu dersin işlevi mutlaka sorgulanmalı!
“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersleri faydalı oluyor mu?
Daha evvel faydalı oldu mu?
Amacına ulaşıyor mu, ulaştı mı?
x x x
Eğer çocuklara 6 yaşından 18 yaşına kadar verdiğiniz “din ve ahlâk” eğitimi etkili olsaydı;
Memleket;
Tertemiz, hiçbir kötülüğün, hırsızlık ve yalanın olmadığı,
Eksik tartı ve hilenin yapılmadığı,
Siyasette, bürokraside, trafikte, eğitimde, sağlıkta… Vs. tam bir adaletin sağlandığı,
Zekât ve sadakanın eksiksiz verildiği, bilhassa “kul hakkı”na mükemmel riayet edilen bir “huzur adası” haline gelirdi.
Durum öyle mi?
Durum bir felaket!
Tabii burada cemiyet hayatının diğer cephelerindeki aksaklıklardan, evde, sokakta yaşananlardan, “ahlâksız” dizilerden, magazin programlarından söz edilebilir. “Ahlâk”ı onların bozduğu söylenebilir.
Velâkin o programlara, dizilere kim ilgi gösteriyor, onları kim seyrediyor?
Eğer okullardaki “din ve ahlâk eğitimi” etkili olsaydı; o dizilerin seyircisi olmaz ve kısa sürede biterlerdi. Onların benzeri yeni film-dizi de yapılmazdı.
Tam tersine şahit oluyoruz… “Ahlâksızlığı”, “yalan”ı, “talan”ı, “şiddet”i özendiren diziler uzadıkça uzuyor… Onların iş yaptığı, seyirci çektiği görüldükçe yeni “ahlâksız” diziler hayatımıza giriyor.
Bu vaziyet, bizde çocukların karakterinin şekillendiği 6–18 yaşları arasında verilen “Din ve Ahlâk” eğitiminin etkisiz olduğu kanaatini uyandırıyor.
Bunun sebebi “mecbur edilen”e karşı “direniş-tepki” olabilir.
Eğer okullardaki “Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi” dersleri şimdiki gibi “zorunlu” değil de “seçmeli” hale gelirse dersteki ilgi ve ciddiyet artar.
x x x
Olayın bir diğer boyutu; bu dersin “hoca”larının hemen tamamı “Sünni”dir. Dolayısıyla “ders”i kendi inançları doğrultusunda veriyorlar. Böyle bir “ders” Sünni inancı dışındakiler için “eziyet” haline gelebilir. İşin bu boyutu da hesaba katıldığında, “ders”in seçmeli hale gelmesinin isabetli olacağı açıktır.
x x x
Resmî ve dinî eğitimin bir neticesi:
“Şöyle garip örnekler de var: Adam namaz kılmıyor, hacca gitmiyor, İslam’ın diğer gereklerini yerine getirmiyor, yetim hakkı yiyor, işçisine asgari ücret veriyor ama asla domuz eti yemiyor!”
İhsan Eliaçık, Habertürkgazetesi-Söyleşi, 05 Ekim 2010
Önceki yazılar