Oy gizli, haber
kutsal, yorum hürdür.
Başlıktaki tabir Uğur Dündar’a ait. Dün akşam haberlerde, pek çok kurumun enflasyon araştırması yaptırdığını ve her birisinin de diğerinden farklı olduğu haberini verdi.
Anladığım kadarıyla, pek çok ilin ticaret ve sanayi odaları aylık enflasyon anketi yapıyor. İllerde büyük fiyat farkları olduğundan sonuçlar da birbirinden epey farklı çıkıyor.
Genel olarak, Türkiye İstatistik Kurumu’nun aylık olarak yayınladığı enflasyon rakamları temel alınıyor, onun üzerinde konuşuluyor.
Buna göre enflasyon, aylık olarak yüzde
1’in altında, yıllık olarak da yüzde 10 civarında gözüküyor.
Bu rakam, özellikle son aylarda inandırıcı bulunmuyorsa da, beyaz eşyadan kapı tokmağına piyasadaki bütün kalemlerin ortalaması alındığında bize doğru gözüküyor.
Ankara Ticaret Odası ise daha çok gıda maddelerinden oluşan kalemlerin ortalamasını alıyor ve onun enflasyon hesabı, yıllık yüzde 60 çıkıyor. Bu da doğru.
Peki, hesabın aksadığı yer neresi?
Hane halkının geliri.
Hesap aslında çok basit!
Dört kişilik ailenin aylık gıda gideri 400 YTL civarındadır.
Eğer ailenin geliri 2.000 YTL ise, bu aile gıdaya gelirinin beşte birini harcayacağından; gıdadaki yüzde 60’ı, gelirine nispetle en fazla 20 gibi algılayacaktır. Eğer gelir 4.000–5.000 YTL ve üzerinde ise gıdadaki artışı hiç hissetmeyecektir.
Ama ailenin geliri, sadece babanın asgarî
ücreti ise, gelirin neredeyse tamamı gıdaya harcanacağından, bu aile yüzde
60’lık artışı, olduğundan bile fazla hissedecektir. Memleketteki hanelerin
yüzde sekseninin gelirinin de, aylık, bin YTL’nin altında olduğu düşünülürse,
devletin enflasyon hesabının, büyük bir çoğunluk tarafından neden inandırıcı
bulunmadığı anlaşılacaktır. Dolayısıyla,
yüzde 10 rakamı ahaliyi isyan ettirecektir.
Çiftçi için
enflasyonun anlamı daha başka
Çiftçi gıda maddelerinin çoğunu kendisi ürettiğinden ve yıllık olarak depo ettiğinden gıdadaki aşırı artışlarla pek ilgilenmiyor.
Çiftçinin enflasyon sepetinde ne var,
biliyor musunuz?
Fazla değil, iki kalem!
Mazot ve gübre.
Birkaç gün önce görüştüğüm çiftçiler samimi olarak şunu söylediler: “Bu hükümet herkes için çok iyi, çiftçi hariç.”
Ben de kahkahayı bastım. Çünkü memurla konuşursanız aynı cümleyi, “çiftçi” kelimesini “memur” kelimesiyle değiştirerek, işçiyle konuşursanız “işçi” kelimesiyle, esnafla konuşursanız “esnaf” kelimesiyle değiştirerek söylüyor.
Neyse,
şimdi konumuz çiftçinin enflasyonuydu. Çiftçi,
mazot ve gübre fiyatlarının astronomik oranda arttığından dolayı, kendisinin
bittiğini söylüyor.
Esas Mesele
Daha Başka
Esas mesele, vatandaşın cebine para girmemesidir.
Neden vatandaşın cebine para girmiyor?
İşsizdir, girmesi zaten mümkün değil.
Sabit gelirlidir, borçları gelirlerinden
fazla ve borçlara yetişebilmek imkânsız olduğundan cebe para giremez.
Esnaf, veresiye vermiş vermiş tıkanmış; alacağını tahsil edemiyor, kasaya giriş yok. Veresiye vermese satış yok. Çoğu gün siftah bile yok
Görüldüğü gibi, hesap, kırk katır, kırk
satır hesabı.