TÜRKİYE SUÇ CENNETİ Mİ OLUYOR?

İsmail Hakkı CENGİZ - 30.10.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


AKP Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın verdiği yasa teklifi’ne göre “görevi kötüye kullanma” suçunun cezasının düşürülmesi amaçlanıyor.

Demek ki artık, görevini kötüye kullanan memurlar eskisinden daha az ceza alacaklar.

Zaten “görevi kötüye kullanma” suçunu, yakalamak, kanıtlamak son derece zor.

CHP’li Atilla Kart’ın konuyla ilgili açıklaması şöyle:  “Yapılan bu düzenlemeyle; kamu görevlilerinin işlemiş oldukları rüşvet, irtikap, evrakta sahtecilik, zimmet gibi suç türlerine tipiklik unsuru sebebiyle uymayan, ancak suç olduğu sabit olan ve kamu zararına yol açan eylemlerin artık cezasız kalmasının yolu açılmaktadır. Kamu yönetimini ve yargısal denetimi tümden işlevsiz hale getirecek olan bir düzenleme söz konusu olacaktır.

Bu kapsamda, başta Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediyelerindeki bürokratlar olmak üzere, haklarında TBMM’de 100  civarında dosya bulunan  milletvekillerini de kurtarmak amacının söz konusu olduğu bilinmektedir.” (Melih Aşık’ın sütunu, Milliyet, 29 Ekim 2010)

Tuhaf hukukî gelişmelerle karşı karşıyayız.

Kimileri eften püften ithamlarla yıllar boyu içeride tutulurken, ağır ceza gerektiren kimi suçlar için indirimler yapılıyor.

Tabii bunların bazıları çocukları korumaya yönelik olduğu için o düzenlemelerin anlaşılabilir tarafı var. Fakat küçükler için yapılan düzenlemelerden Münevver’in, Hrant Dink’in katil zanlılarının ve onlar gibi ağır cezalık suç işlemiş “çocukların” da yararlanacak olmaları vicdanları kanatıyor.

Öte yandan, trafik suçlarında;

Bilhassa alkollü araç kullanma,

Aşırı hız yapma gibi herkesin hayatını tehlikeye atanlara verilen cezaların komik olması da hayli düşündürücü!

İnsan merak ediyor, alkolü hiç sevmeyen, karşı olduğunu sık sık dile getiren Başbakan, alkollü araç kullanılması suçunun cezasının komik ve güdük kalmasına niçin ve nasıl razı olabiliyor?

Hepinizin malumudur; trafikte işlenen en ağır suçların failleri gayet hafif cezalarla kurtuluyorlar. Onun için memleket trafik canavarı kaynıyor.

Cezalar komik olduğu için trafik kazaları azalmıyor, mütemadiyen artıyor.

x   x   x

Biz ceza taraflısı falan değiliz.

Keşke hiç kimse suç işlemese ve kimse de ceza almasa!

Cezaevleri boşalsa…

Cezaevlerinin yerlerine eğitim kurumları yapılsa…

Velâkin ne yazık ki suç işleniyor, kimileri kalabalık kitlelerin huzurunu bozuyor, şahıslara zarar veriyor.

Kamu düzeninin sağlanması, kişilerin suç işlemekten cayması, suç işleyenlerin ıslah edilmesi için de ceza şart oluyor.

Hal böyleyken, ülkede her şey ve ahlâk çürürken, “görevi kötüye kullanma” suçunda indirime gitmek, cezasını hafifletmek, işi iyice sulandırmak anlamına gelmez midir?

Eğer böyle bir kanun çıkarsa çürüme hızlanmaz mı?

Ahlâk çok daha hızlı aşınmaz mı?

Böyle bir kanun; görevlilere, “hadi aslanlarım, bu suçun cezasını hafiflettim, iş başına, görevi kötüye kullanmaya koşun… Görevlerinizi savsaklayın… Hiç korkmayın meclis olarak arkanızdayız” algısı yaratmaz mı?

Yoksa zaten maksat da bu mudur?

x   x   x

ÜSTATLARDAN

Ne Çin, ne Japon, ne yapan iki kişi,

Bunu yapan çok kişi, yapılan da Türk işi…

Siyaset pazarında görüp alış-verişi,

 

Bana sorma “N’olacak memleketin gidişi?”

Çarşambadan bellidir, perşembenin gelişi!

Aziz NESİN

 

Önceki yazılar

Tarih: 30.10.2010 Okunma: 622

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?