Yazar Atilla Sezener’in “Kitap okumuyorsan konuşmayalım” sözü ile “Kur’an-ı Kerim’in Ankebut Suresi 45.Ayeti” birlikte düşünmek lazım…
Hani insanlar bir şeyler düşünür de bunu söze, yazıya
dökemez veya bir cümle haline getiremez ya, işte bu cümle öyle bir cümle
–Atilla Sezener'in- "kitap okumuyorsan konuşmayalım"
sözü... Basit gibi gözüküyor ama anlayabilen için, çok şeyler ifade ediyor...
Okumayan insan duyduklarını savunur. Duyduklarımızın içinde ise doğru;
yalan, saptırma, eksiklik gibi şeyler de olduğundan pek azdır.
Okuyarak bu riski ortadan kaldırmak mümkündür... Çünkü yazılarda kaynak
gösterildiği için, "ana damara" inmek ve doğruya yönelmek mümkündür...
Aksi takdirde izah etmeye çalıştığım bu tür tehlikeli haysiyetsiz oyunlar bu
satırların yazarına çok oynanmıştır. "Siz davar değilsiniz,
kimseyi kendinize çoban yapmayın, aklı dışı, ilim dışı, vicdan dışı
konuşmalara karşı çıkın" sözüm, "Aburcubur muhalefetim"
tarafından, insanlara "Size davar demiş" diye aktarıldı... El
insaf!... (Detayları 8 yıldır üstünde çalışmakta olduğumuz ve "Uydurma
Hadisler"i incelediğimiz "Prof.Dr.Karbon Kâğıdı / Cevat Akşit
Dosyası" adlı kitabımızdan okuyabileceksiniz…)
O bakımdan okumayan insan yanlış yoldadır... Güdülmeye de
mahkumdur, kandırılacaktır....
Dikkat ederseniz Atilla Bey, "Yüksek tahsilli değilsen
konuşmayalım" dememiştir...
Okumak, diploma sahiplerinin keyfiyetinde değildir... Yaşı-başı, cinsiyeti,
kariyeri, tahsili, ekonomisi yoktur... Ayakkabı tamircisi de okur atom
mühendisi de...
Benim Kur'an'dan anladığım, bir Müslümanın en belirgin özelliği
"okuyan ve düşünen" insan olmasıdır. Çünkü kitap
namaz - niyazla değil, "oku" (ikra) emriyle başlıyor...
(Kur'an-ı Kerim: Alak Suresi-1. Ayet) Allah isteseydi ilk emrini pekala
"Secde et" diye de gönderebilirdi, fakat göndermemiştir...
Bunlar insanlara bir şeyler anlatmıyor mu?... Anlatıyor ama anlamak
isteyene...
.
.
> "İBADETLERLE ve ALLAH'LA YARIŞ"IN SONU!
Allah'ın "önce okumak" demesine rağmen, "önce
namaz" diyen bir adam, Allah'la din yarışına girmiştir ve bu
yarış sonunda kendisi de mahvolacaktır, dini de bahvedecektir... Allah'la Din
yarışına girenler bilmiyolar mı ki, "Allah'la başa çıkılmaz!"...
Çünkü neden? Çünkü Allah, İbrahim Hakkı Hoca'nın
deyişiyle "N'etmişse güzel etmiştir..."
Neden Allah "önce okuyun" diyor?.....
Çünkü önce namaz kılan kişi, bir şey öğrenemez... Ama önce okuyan kişi zamanla, neden namaz
kılması gerektiğinin şuuruna varır... Okuyup-öğrenmeden
şuursuzca kılınan namaz, zaten "kılınmış namaz" değil,
"yatılıp-kalkılmış namaz benzeri hareketler"den ibarettir.
Okuyup-öğrenen namaz kılarsa, hiç olmazsa "şuurlu / bilinçli namaz
kılmış" olur…
Hatta ve hatta okurken kalıbı secdede olmasa bile, öyle muhteşem şerler
okur ki, ruhu ürperir ve o kişinin "Ruhu secde eder..."
Bu "önce ve her zaman okuyup-öğrenmek" konusunda Kur'an-ı Kerim de
aynı düşünmektedir. Allah Ankebut / Örümcek Suresi 45.Ayeti'nde
şöyle diyor:
Kitap'tan sana vahyedileni oku! Namazı/duayı yerine getir! Çünkü
namaz/dua, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki, Allah'ın
zikri/Kur'an'ı daha büyüktür! Allah, neler yaptığınızı biliyor. (Prof.Dr.Yaşar
Nuri Öztürk Tercümesi / Yeni Boyut Yayınları / 125.Baskı / İstanbul – 2003)
.
Bu ayetinde Allah "Kur'an okumayı ve Namaz kılmayı" gündeme
getiriyor, sonra da okumak için "daha büyüktür" diyor.
"Zikir" biliyorsunuz kitabımız Kur'an-ı Kerim'in bir diğer adı /
adlarından biri…
Ayrıca Kur'an , kendisine bağlı olanların kişilik yapılarını verirken "Onu
göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir..." diyor. (Kur'an-ı
Kerim: Furkan Suresi-6.Ayet)
Öyleyse bizde kocakarı muhabbeti ve bacak arası muhabbetlerini bırakıp, insan
olmanın verdiği onurla, bu ayette geçen "Yerdeki ve gökteki sırlar"
hakkında, derin derin düşünmeliyiz.... Düşünmek ancak okumakla
mümkündür...
O bakımdan Av.Atilla Sezener'in sözü fevkalade Kur'ani
dir...
Peygamberimiz boşuna dememiş, "Tefekkür (Düşünmek), bir yıllık
nafile namazına bedeldir" diye. (Suyutî, Camiu's-sağir, 2/127;
Aclûnî, I/310)