Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Zordur!
Cumhuriyet tarihimizin iki mareşalinden biri olan Fevzi Çakmak diyor ki; “Ordular, kuvvetler idare ettim. Fakat bir mangayı idare edip edemeyeceğimden emin değilim!”
Manga kaç kişi?
10 kişi!
Öyledir… Binlerce, on binlerce kişiden oluşan kıt’aları parmağınızda oynatırsınız da iş küçük bir birliğe geldi mi şaşırıp kalabilirsiniz!
Çünkü o küçük birlikte sizin altınızda “lider” yoktur. Siz bireyleri tek tek idare etmek mecburiyetindesiniz. Her bir kişi ise ayrı bir dünyadır. Her bir “ayrı dünya” için değişik liderlik yeteneklerinizi devreye sokmak zorundasınız. Bu da hakikaten kolay değildir.
x x x
Bir tarih profesörüne atfen, “Atatürk’ün 10 kişiyi bile yönetemeyeceği” ne dair bir haber medyada ve dolayısıyla internette geziyor.
Atatürk’ün kimleri ve neleri, nasıl bir maharetle yönettiği ortada… Böyle bir iddianın hiçbir kıymet-i harbiyesi olamaz. Lâkin bizde, Ata’ya zarar vereceği düşünülen her türlü zırvaya inanma eğiliminde olan bir güruh var. Elbette böyle saçma değerlendirmelerin Atatürk’ün liderliğine ve büyüklüğüne halel getirmesi söz konusu bile olamaz…
Nitekim o saçma sözlerin sahibi olduğu iddia edilen Profesör, Çarşamba akşamı, Habertürk’ün canlı yayınında böyle bir şey söylemediğini duyurdu.
Öyleyse bu uydurma haber nereden çıkıyor?
Atatürk düşmanları demek ki bu kadar aciz kaldılar… Artık kimsenin inanmayacağı sayıklamalardan medet umar hale geldiler.
Geçelim!
x x x
KUMANDA ETTİĞİ EN KÜÇÜK BİRLİK
Mademki Atatürk’ün yönetimi, neleri, kimleri yönettiği gündeme geldi, benim de bir tespitim var: Atatürk’ün kumanda ettiği en küçük “düzenli” birlik “tümen”dir.
“Düzenli” kavramının altını çiziyorum.
Atatürk’ün hayatını geniş ayrıntılarla anlatan, Şevket Süreyya Aydemir’in “Tek Adam” adlı eserine bakın… Yine Mustafa Kemal’in hayatını ayrıntılarıyla veren Lord Kinross’un “ATATÜRK, Bir Milletin Yeniden Doğuşu” adlı eserini inceleyin… Bu kaynaklara göre; Atatürk’ün hayatında Bölük, Tabur, Alay komutanlıkları yoktur.
Keza, Atatürk’ün kendi kaleme aldığı “Zabit ve Kumanda ile Hasbıhal” adlı eserinde de, birlik komutanlığı ettiğine dair bir ibare yoktur. Genellikle karargâh subaylığı yapmıştır. Trablusgap’ta yerli halkı teşkilatlandırıp, onları sevk ve idare etmiştir. Fakat “düzenli” bir kıt’a komutanlığı söz konusu değildir. Ta ki Çanakkale’ye kadar… Çanakkale’de Yarbay rütbesindeyken Fırka, yani Tümen Komutanlığına atanır ve ilk “düzenli” kıt’a komutanlığı da burada başlar.
Benim yukarıdaki iddiamla kim ilgilenir? Mustafa Kemal’in daha alt kıt’a komutanlığı yaptığına dair kayıt var mıdır? Bilen varsa bizi ve kamuoyunu aydınlatabilir mi?
Elbette Atatürk’ün “Tümen”den daha küçük birlik komutanlığı yapmaması onun için bir eksiklik değildir. Nitekim öyle olmadığı Tümen, Kolordu ve Orduları idare etmedeki başarısıyla sabittir.
Zaten Atatürk’ün hangi birliklere komuta ettiği, siyasî hayatı ve devlet adamlığı bakımından tarihçilerin bile ilgisini çekecek bir husus değildir. Bu konu sadece benim gibi sanatı askerlik olanların ilgisini çekebilir… Bu konu bana ilgi çekici geliyor ve “askerî tarih” açısından da incelenmesi gerekir diye düşünüyorum.
Son tahlilde kanaatim şudur: Mustafa Kemal, Bölük ve Tabur Komutanlığı yapmadı fakat askerî dehası küçük birliklerin idaresi konusunda da onu tartışmasız bir otorite haline getiriyordu. Çünkü Bölüğün idaresi bilinmeden, Bölüklerden oluşan Tümenlerin, Kolorduların başarıyla yönetilmesi mümkün olamaz!
Anladığım kadarıyla, Atatürk, insan idaresi konusunda emsalsiz bir yeteneğe sahipti. Onu “teşkilatçı” yapan, “devlet kurucusu” yapan da temelde bu üstün yeteneği idi. Onun için de büyük kıt’aları idare ederken, küçük birlik tecrübesinin olmamasından dolayı bir eksiklik hissetmedi.
Hülasa, Atatürk tek tek fertleri de, büyük kitleleri de emsalsiz bir ustalıkla yönetecek kabiliyete sahipti. Ve yönetti. Hem de bütün dünyada ders olarak okutulacak bir şekilde…
Önceki yazılar