Oy gizli, haber
kutsal, yorum hürdür.
Ayda, ortalama 400 vatandaşımızı trafik kazalarında
kaybediyoruz.
Ölümlü trafik kazalarından biri de dün
Ankara’da meydana geldi. Bir özel araç, bir yayaya çarptı.
Pek çok benzerinde olduğu gibi, bu trafik
kazasında da yayaya çarpan sürücü “kime
çarptım, ne oldu, çarptığım kişinin yardıma ihtiyacı var mı, hastaneye
yetiştirebilir miyim?” gibi insanî sorularla meşgul olmadı.
Ya ne yaptı?
Yoluna devam etti. O arada karşı şeride
mi geçmiş ne, başka bir arabaya da çarpınca durmak zorunda kalmış.
Böylece, pek çok sürücü gibi, bu
olaydaki sürücü de kaza sonrasındaki tavrıyla insan hayatına ne kadar kıymet verdiğini göstermiş!
Özel aracın çarptığı yaşlı kadın olay
yerinde hayatını kaybetmiş. Üstü torbayla örtülmüş, başında üç polis memuru
bekliyor. Durumu, Televizyon, böyle gösteriyor.
Biraz sonra kimliğini teşhis ve tespit
etmek için, ölünün ağabeyi olay yerine geliyor. Adam, kadının yanına çömeliyor.
TV, adamın ne yaptığını anlatıyor. Adam, kız kardeşinin kolundaki bilezikleri
çıkarmakla meşgulmüş. Ardından, TV ekranlarına, adamın birkaç bileziği cebine
koyduğu yansıyor.
Böylece, bir ağabeyin de, bir kız
kardeşinin ölümü karşısında öncelikle neye kıymet
verdiğine şahit oluyoruz.
Herhalde şöyle düşünüyordu adam, ölen
ölmüş, artık yapacak bir şey yok, bari bilezikleri kurtarayım.
Neden böyle düşünür?
İnsanın aklına, aşırı muhtaçtır, ihtimali geliyor.
Biraz sonra, olay yerinde kadının oğlu görünüyor.
Evlat, tabii bileziği falan düşünmüyor. Üzgün, kızgın, öfkeli… Annesine çarpan
sürücüye saldırmaya kalkıyor. Polisler engelliyor.
Acaba, ağabey ki yeni gelenin dayısı
olur, bilezikleri yeğeninden mi kaçırmaya çalışıyordu. Yoksa, kadın önce
ambulansa konacak, sonra hastaneye morga kaldırılacak; bu işlemler esnasında
bileziklerin başına bir şey gelir diye mi, onları kurtardı?!
Bilemiyoruz.
Yollarda,
trafikte, Allah korusun ya meydana gelen kazalarda insanların tavır ve
davranışlarına dikkatle bakın!
Çünkü orada sosyal hayatımızın, bireysel hırs ve komplekslerimizin, kişilere ve
kurumlara olan güven duygumuzun, toplumsal
ve bireysel ruh sağlığımızın, insana ve hayata verdiğimiz kıymetin şifrelerini bulabilir ve
kırabilirsiniz.
Trafikte
bilinçaltımıza hapsettiğimiz pek çok duygu ve düşünce süratle ortaya çıkıp,
kendini dışa vurabiliyor.
Kendisi de bir kadın olan haber
sunucusu; yukarıdaki haberi “kadının adı
yok” başlığı altında verdi.
Vatandaşın
adı var mı, hanımefendi?
Neyzen’den
Bana vicdan ile din, kurnaz beşer şöyle dedi,
Menfaat nerde ise o tarafa yollanırız.
Sen şifabahş olacak sanma bu teşkilatı,
İlmi biz halkı uyuşturmak için kullanırız.
Neyzen Tevfik, 1948
Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın