Oy gizli, haber
kutsal, yorum hürdür.
Avrupa Birliğinin bizi ne kadar sevdiğini, ilerleyelim, gelişelim, Avrupa standartlarına ulaşalım diye nasıl çırpındığını bilmeyen Türk kalmadı.
Özellikle
Olli Rehn, Joost Lagendijk ve Manuel Barroso namındaki AB yetkililerini en az başbakanımız kadar yakından tanıyoruz ve
çalışmalarını takdir ediyoruz.
Şimdi izninizle,
onlardan Türk Milleti adına bir talepte bulunacağım. Kuvvetle tahmin ediyorum
ki, siz de benim taleplerimi destekleyeceksiniz.
Sayın Olli Rehn,
Joost Lagendijk ve Manuel Barroso; yıllardır, AB’ne girebilmemizi sağlamak
için, eksikliklerimizi gösteriyor, onları gidermemiz için neleri yapmamız
gerektiğini bildiriyorsunuz. Bildirmekle kalmıyor, takip ediyor,
bastırıyor ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlıyorsunuz. Bizim için
elinizden geleni yapıyorsunuz.
Bunun son örneği;
nüfusumuzun belki milyonda birini bile ilgilendirmeyen 301’nci maddenin düzenlenmesi
konusundaki gayret, takip ve ısrarınızdı. Kendi halimize bıraksanız daha
yüzyıllarca değişmeyecek olan bir kanun maddesi sizin ısrarlı tutumunuzla
değiştirildi.
Bu olaydan cesaret
alarak ve şöyle bir mantık yürüterek size sesleniyorum: Nüfusumuzun milyonda
birini ilgilendiren bir soruna çözüm getirmek için bu kadar sıkı bir mesai
harcayan sizlerin, bütün milleti ilgilendiren bir sorun karşısında ne denli
gayretli olacağınızı az çok kestiriyorum. Şimdi bu sorunu öğrendiğiniz
zaman, Türkiye’ye karargâh kuracağınızı ve düzenleme yapılıncaya kadar da
buradan ayrılmayacağınızı tahmin ediyorum.
Evet, bizim çok büyük
bir derdimiz var. Trafik kazaları!
Bakın bu konudaki en
yetkili ağız ne diyor?
''Türkiye'deki trafik kazalarında hayatını kaybeden bir yılda insan sayısı, AB ülkelerinin tamamından daha fazla. Bunun sürdürülebilir bir şey olmadığını biliyoruz'' (Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, UB Resmî İnternet sitesi 08.02.2008).
Demek ki, nüfusa oranladığımız zaman Türkiye’de bir yılda trafik kazalarında ölen insan sayısı, AB ortalamasının 5 katından daha fazla. Sayın bakanımızın “sürdürülebilir bir şey olmadığını” fark ettiği bu büyük sorunu siz nasıl gözden kaçırdınız?
Bu kadar fazla trafik kazası, ölüm ve yaralanmayla AB’ne girmemiz mümkün mü?
Tabii ki mümkün değil!
Fakat Ulaştırma Bakanı yukarıdaki tespiti yapmasına rağmen, hükümetin bu konularda bir girişimi, bir düzenlemesi söz konusu değil, olmaz da.
Ama siz hükümete bu sorunun acilen çözülmesi gerektiğini iletirseniz hükümetimizin ve meclisimizin süratle harekete geçeceği kesindir.
Siz işinizi gayet iyi bilir, en etkili düzenlemeyi yaptırırsınız ama bu konuda içimiz çok yandığı için, size küçük bir-iki ip ucu vermekten kendimi alamıyorum.
Lütfen, bizim yetkililerimize, AB’deki trafik düzeninin nasıl olduğunu, sürücülere ve yayalara hangi eğitimlerin verildiğini, cezaların nasıl caydırıcı olduğunu anlatın.
Trafikte kayırmanın, ayrıcalığın hayır getirmediğini ve böyle şeylerin Avrupa’da asla olmadığını, trafik kurallarından katiyen taviz verilmediğini, bizim de böyle yapmamız gerektiğini söyleyin.
Şunu da iletin bizim yetkililerimize; Avrupa’da polise hiç kimse “sen benim kim olduğumu veya benim kimin çocuğu olduğumu biliyor musun?” diyemez.
Bu sorunun çözülmesini sağlarsanız, bu millet size minnettar olacak ve sizleri çok sevecektir.
Saygılarımla arz ederim.
Siyaset ve
İş Dünyasından
Hayata fakir geldi,
Yol buldu, yolak buldu,
Nice şirketler kurdu.
Ne yedirdi, ne yedi,
Dost edinmek bilmedi,
Hak yedi, kalpler kırdı,
Hayatta hırslı kaldı.
Çabucak zengin oldu,
Yazık ki zengin öldü,
Mirasçıları üşüştü,
Bölmek için dövüştü.
Ruhu şad olsun diyen,
Yazık ki, duyulmadı!
Ali Coşkun
Önceki
yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın