Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Rakamları Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’na göre; milletin yarısı geçinme zorluğu içindeyken diğer yarısının pek sıkıntısı yok. Hatta sıkıntılı olan kısım yarıdan da az; yüzde 46,2…
Geriye ne kalıyor?
Yüzde 53,8…
Bu çok güzel bir haber… Vaziyet bizi iyimser yapacak kadar parlak… “Bardağın dolu tarafını da görmek lâzım” derler ya… Evet, görüyoruz; bardağın “dolu” tarafı boş tarafından fazla…
Demek ki nüfusumuzun yarıdan çoğunun durumu iyi!
x x x
Ekonomi, uzun süredir ülke gündemine giremiyor. Fakat netice itibariyle, bir ekonomik ortam içinde yaşıyoruz. Bu iktisadî iklimde, sanki fukaralık daha ağır basıyor gibi gözüküyordu. Halkın gelirinin genelde düşmekte olduğunu gözlemlemekteydik.
Acaba, yanılıyor muyduk?
Hakikaten hali-vakti yerinde olanların oranı, sıkıntıda olanlardan fazla mı?
Eğer biz yanılıyorsak; iktisadî göstergelerin de bizi yanıltması lâzım!
Misâl; vatandaşın ekonomisi iyiye gidiyorsa, açılan işyeri sayısının kapanandan fazla olması lâzım!
Çevrenizde durum böyle midir?
Ödeme problemlerinin, bilhassa çek-senet ödemelerindeki sorunların azalması lâzım!
Çevrenizde bu konudaki vaziyet nedir?
İyi giden bir ekonomide, icra ve haciz işlemlerinin azalması lâzım!
Sizce, hacizler azalıyor mu, artıyor mu?
En mühimi, halkın sıkıntısının az olduğu bir ekonomide, çarşı-pazarın fevkalade canlı olması lâzım!
Sizin oralarda çarşı-Pazar canlı, hareketli ve bereketli mi?
Çarşı-pazardaki alış-veriş nasıl sağlanıyor?
Bu sualin cevabı, Başbakan Yardımcısı Babacan’ın “Halkımız, sadece geçen yıl henüz kazanmadığı 41 milyar lirayı peşinen harcadı.” sözlerinde gizli olabilir mi?
“Kazanmadan harcamak”, yani borçlanmak!
Geçim sıkıntımız yok diyen çoğunluk, bu iyi durumunu “tüketici kredileri” ve “kredi kartları”na “borçlu” olmasın, sakın!
Öyle anlaşılıyor…İyi gözüken manzaranın arkasında öncelikle hesapsız borçlanma var…
Hâlin “iyi” gözükmesinin diğer ve asıl sebebi ise; Türk halkının biraz onuruna düşkünlüğünden, biraz da “ele-güne” karşı gerçek vaziyetini açığa vurmak istememesinden kaynaklanıyor.
Eminim ki, haddizatında, ağır iktisadî bunalım içinde kıvranan pek çok kişi ve hele aile “bir sıkıntımız yok, iyiyiz çok şükür” diyor.
Tabii bunlar da istatistiklere “kolay geçinenler” olarak yansıyor. Etrafınıza bakın, yanınızda, yörenizde bu durumda olanların ziyade olduğunu göreceksiniz.
x x x
HAFTANIN MANŞETİ
Koca bir hafta İklim’in “taciz” iddiaları ve “büyük balık”ın kim olduğu tartışmalarıyla harcandıktan sonra en ilginç manşeti, hafta sonunda Güneş gazetesi attı… Güneş’in 13 Mart Pazar günkü manşeti şöyle:
BÜYÜK BALIK, BALIK AYHAN
Ayrıntı da şu şekilde:
“Siyaset Odatv muhabirinin Kılıçdaroğlu’na bana cihaz verin büyük balığı getireyim iddiasını tartışırken; aradan sıyrılan ünlü Roman darbuka üstadı ‘Balık Ayhan’ AKP’den adayım diye ortaya atıldı”.
Güneş’i manşeti, “Balık Ayhan”ı da adaylığı dolayısıyla kutlarız.
Önceki yazılar