ADALET YOK BARİ BİLGİ TEMİZ OLSUN! Güngör MENGİ

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 13.04.2011

Güngör MENGİ

 

Dünyanın hiçbir yerinde iktidarın propaganda alanında bizdeki kadar orantısız güç kullandığı bir demokrasi bulamazsınız.

Kamu araçları iktidar partisinin malı gibi.

Özel TV ve basının da tamamına yakını ya iktidara bağımlı veya korkutularak sesi kısılmış.

Yasalar önlemese bile siyasetin etiği bu kadar adaletsizliği kabul etmez. Bizde ediyorsa sebep, haber alma hakkını savunma geleneğine sahip bir toplum olmayışımızdır.

12 Haziran seçimi Meclis’e 300 yeni isim getirecek. Tabii aynı sayıda eskiye yol görünecek.

Bunlar için kimse üzülmesin.

Basın özgürlüğü kısıtlanırken, uluslararası kuruluşların raporlarında Türkiye rezil edilirken hiçbirinin çıtı çıkmamıştır. Ama bu teslimiyetçi ruh da onları kurtarmamıştır.

Geride kalanlara ibret olsun; arkalarından teneke çalsak yeridir!

Başbakan’ın dün yaptığı bir açıklama, iktidarın medya egemenliğini pek de insaflı kullanmayacağının işaretini verdi.

Demokrasimiz özürlüdür.

Çünkü basın özgürlüğü kısıtlı. Milletvekilleri dokunulmaz. Adayları parti üyeleri değil liderler seçiyor. Ve halk iradesini çöplüğe atan yüzde 10 baraj rezilliği var.

Dün Başbakan şöyle dedi:

“Şu anda bu insanlar (Silivri’de tutuklu Balbay, Haberal, Alan) hangi davadan tutuklu ortada. Dokunulmazlık için bu kadar konuşan CHP’nin tavrı: Dokunulmazlık kaldırılsın diye bu kadar konuştular, şimdi dokunulmazlık zırhına kimlerin müracaat ettiği...

O da ortada!”

Başbakan demek istiyor ki “Dokunulmazlıkları kaldırmadık diye bize demediğini bırakmayan CHP şimdi o zırhı milletvekili yapacağı Ergenekon şüphelileri için kullacak...”

CHP’nin Haberal ve Balbay’ı yargıdan kaçırmak için milletvekili adayı yapmadığını Başbakan’ın bilmemesine olanak yoktur.

Çünkü yargılandıkları suçlar nedeniyle milletvekili seçilseler bile dokunulmazlık kazanamayacaklar.

Seçilseler de yargılama devam edecek. Tutuklulukları kaldırılsa bu, seçilmelerinin sağladığı bir avantaj olmayacak.

Propaganda zemininin adaleti yok.

Üstüne bir de yalan yanlış bilgilerin yaratacağı karambolleri getirmeyelim!

Anketlere bakanlar AKP’nin böylesi tamahkârlıklara muhtaç durumda olmadığını görebilirler. Kendileri de görsünler!

Hâkim ne yapsın?

ÖSYM Başkanı YGS skandalını acemiliğe işgüzarlığa ve eksikliğe bağladı biliyorsunuz.

Ünlü matematikçi Ali Nesin VATAN’a matematik testinde ortaya çıkan şifreyi “aptallığın daniskası” diye tarif etti.

Nesin’e göre bu rezaletin sebebi kasıt da olsa, beceriksizlik de; sorumlular istifa etmeli!

Ama tuhaf bir şekilde iktidar, mağdur olan çocuklar ve aileleri safında “hesap soran” rolünde olması gerekirken suçlu kompleksine girdi.

Her yanı pis kokular sarmışken Cumhurbaşkanı Gül sınavı akladı, “tatmin oldum” dedi. Onu bakanlar izledi...

Ve dün Başbakan Erdoğan.

O da “ÖSYM Başkanı’nın yapmış olduğu açıklamalardan ben tatmin oldum” dedi ve Danıştay’ın bu konuda verdiği son kararı haklılığını kanıtlayan bir gelişme gibi gösterdi.

Oysa Danıştay açılan iptal davasını reddetmemiştir.

Görevsizlik kararı vererek başvuruyu İdare Mahkemesi’ne göndermiştir.

Başbakan’ın sözleri Başsavcı’nın esas hakkındaki mütalaası gibi maşallah.

Ankara İdare Mahkemesi’nin hâkimine Allah kolaylık versin!

Tarih: 13.04.2011 Okunma: 780

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Osman GENÇ

08.02.2011 - 16:06

Sevgili İsmail.... .Uyu bakalım uyu...senin bunlardan haberin yokmu...Bu yöntemlar matematikte ve istatistikte yeni yöntemler...nasılsa millet okumuyor, o küçüçük hafızalarıda pembe dizilerle, sporla ve bahislerle dolu...Sultan ve şürekası her şeyi onların adınada bilir ve yapar. Ne demeli bilmemki...Bunların hesapları ağustos ayında kar yağışına benzer......saygıyla

Osman GENÇ

08.02.2011 - 16:06

Sevgili İsmail.... .Uyu bakalım uyu...senin bunlardan haberin yokmu...Bu yöntemlar matematikte ve istatistikte yeni yöntemler...nasılsa millet okumuyor, o küçüçük hafızalarıda pembe dizilerle, sporla ve bahislerle dolu...Sultan ve şürekası her şeyi onların adınada bilir ve yapar. Ne demeli bilmemki...Bunların hesapları ağustos ayında kar yağışına benzer......saygıyla